Başbakan Binali Yıldırım, Dokuz Eylül Üniversitesinin (DEÜ) akademik yılı açılış törenine katıldı.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın eğitimle ilgili rakamlar verdiğini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Eğitim bütçesini geçtiğimiz 14 yıl içinde 10 kat attırdık. 2003'te Milli Savunma liste başında yer alıyordu, şimdi Milli Eğitim bütçesi liste başında yer alıyor. Bu demektir ki geleceğe yatırım, tanka, topa, tüfeğe yatırımdan çok daha öncelikli, çok daha önemli. Taşa, toprağa yapılan yatırımdan çok daha önemli. Çünkü inşaat yaparsınız, bina yaparsınız, fabrika yaparsınız, bunların bir ömrü var. 50 sene bilemediniz 100 sene. Ama eğitime yapılacak yatırım nesilden nesile devam edecek. Eğitim olmadıkça hiçbir şey olmaz. Kavgalar, gürültüler, terör, huzursuzlukların kaynağında eğitim yetersizliği var. İnsanların zehirli fikirlerle maalesef yönlendirilmesi var. 15 Temmuz'da yaşadığımız FETÖ küresel terör tehdidi, alçak darbe girişiminin arkasında da bu var.
AA'nın aktardığı habere göre Yıldırım, insanların duygularını, düşüncelerini, kutsallarını istismar ederek, kullanarak, sömürerek insanlığın başına bela olacak bir terör örgütünün ortaya çıktığını belirterek, "Yıllar sürdü bu, birden bire olmadı. Peki nasıl bu hale geldi? Çünkü ortak değerlerimizi kullandılar. 'Ne var işte iyilik yapıyoruz, yok şunlara yardım ediyoruz, himmet topluyoruz, Afrika'da orada burada memleketin değişik noktalarında ihtiyaç sahiplerine yardım ediyoruz' diye insanlarımızın hepimizin hassas olduğu yardımseverlik duygularını sömürerek... Maalesef işin sonunda amacın bu olmadığını, amacın hak etmeden, ter dökmeden milletten destek istemeden milletin silahıyla, uçağıyla, topuyla, tankıyla, helikopteriyle yine milletin evlatlarının üzerine kurşun yağdırarak devleti ele geçirmeye çalıştılar, onu yaşadık." ifadelerini kullandı.
"11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN MUHAKEMESİ O ALÇAKLARDA YOK"
"O gece olay olduğu anda, İstanbul'da eve yeni gelmiştim. Şaka mı diye sordum" ifadesini kullanan Yıldırım, torununun telaşla "Dede, bu askerler bizim değil mi neden insanları öldürüyorlar" diye sorduğunu anlattı. Yıldırım, "11 yaşındaki bir çocuğun muhakemesi maalesef bu alçak terör örgütünün asker üniforması giymiş o alçaklarda bile yok." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, milletin varını yoğunu vererek, ülke dosta düşmana karşı güçlü, tehditlere karşı hazır olsun diye aldığı silahın, uçağın onursuz ve acımasız şekilde milletin üzerine sürüldüğünü, milletin de gereğini yaptığını belirterek, "15 Temmuz'da da bu millet kalbindeki, gönlündeki, düşüncesini, fikrini, siyasetini, görüşünü bir kenara bırakarak ay yıldızlı bayrağı alarak sokağa düştü, meydanlara toplandı. Çünkü mesele memleket meselesidir, siyasetin önemi yok. Memleket meselesi konu olunca her şey teferruat olur. Bir kez daha bu büyük millet, Türk milleti ne kadar asil olduğunu, ne kadar bağımsızlığına düşkün olduğunu, büyük Atatürk'ün, 'Bağımsızlık benim karekterim' dediği bu millet kendine yakışanı yaptı, bu alçaklara unutamayacakları bir ders verdi." diye konuştu.
"EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI"
FETÖ'nün, 15 Temmuz'dan önce bir araya gelerek darbeyi planladığını, görev bölümü yaptıklarını ve darbenin başarıyla sonuçlanacağı konusunda zerre kadar tereddütlerinin olmadığını anlatan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"Biliyorsunuz 1980'li yıllardan beri mücadele ettiğimiz bir bölücü terör örgütü. Onlar erken zamanda silahı eline aldılar, meydana çıktılar. Bu ülkenin enerjisini tüketiyorlar ama FETÖ terör örgütü birikimini yaptı yaptı yaptı sinsice, kendini gizleyerek, 40 yıl çalıştı bekledi ve bir gün ansınız çıktı. Bölücü terör örgütleri ve ülkemizin başını ağrıtan tüm şer odaklarıyla mücadeleye devam edeceğiz ama biliyoruz ki bunların aklı kendi aklı değil bir başka akıl var. O akıl karşımıza çıkmıyor. O akıl arka planda Hacivat ve Karagöz gibi bunları oynatıyor. Bölücü terör örgütüyle, FETÖ terör örgütü 15 Temmuz'dan önce bir araya geldi. Ve bu darbeyi planladılar, görev bölümü yaptılar. Darbenin başarıyla sonuçlanacağı konusunda zerre tereddütleri yoktu, kaleyi içeriden fethettiklerini düşünüyorlardı ama evdeki hesap çarşıya uymadı."
"DAĞA ADAM GÖTÜREMİYORLAR"
Birlik, beraberliği geliştirmenin yolunun, bölgesel farklılıkları gidermekten geçtiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Hakkari'de de geniş bant internet var, İzmir'de de. Orada da bölünmüş yol, burada da. Okullar, hastane hizmeti aynı. İzmir'de de havalimanı var, Yüksekova'da da var. Orayı yaparken 99 kere PKK terör örgütü şantiyeyi bastı, makineleri yaktı. İnatla karşı çıktılar. İnatla yapmak için kararlığımızı sürdürdük. Bittikten sonra karşı çıkan bu PKK'nın siyasi uzantıları ilk önce kullandı. İlk uçuşa onlar geldi. Oraya hizmet götürmeye çalışıyoruz onu engelliyorlar. Niye engelliyorlar belli. Dağa adam götüremiyorlar çünkü. Ne yapacak yol yok, okul yok, doktor yok, iş yok, fabrika yok, bunları kullanarak bölücü faaliyetlerine lojistik destek sağlayacak. Bu mazeretler elinden alınınca, hırçınlaşıyor sağa sola saldırıyor. 2014'te dağa götürdükleri genç sayısı 4 bin 500 iken bu sene 10 ayda ancak 400 civarında gencimizi götürebildiler. Kandıramıyorlar, artık gençlerimiz geleceğin dağda değil büyük Türkiye'de olduğunu, gelişmiş, büyümüş her yönüyle kendine yeten bir ülkede olduğunu gördüler."