MİT'in İlber Ortaylı raporu ortaya çıktı
Kırım Tatar asıllı olan, 1947 yılında Avusturya'da bir mülteci kampında dünyaya gelen İlber Ortaylı hakkında MİT'in yıllar önce hazırladığı rapor gündem oldu.

Oluşturma Tarihi: 2024-11-27 21:31:53

Güncelleme Tarihi: 2024-11-27 21:34:28

Tarihçi ve akademisyen Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın akademik kariyerine ilişkin dikkat çekici bir detay, "Başka Bir Aşk İstemez" kitabında paylaşıldı.

İlber Ortaylı Hakkında MİT Raporu

Türkiye'nin önemli akademisyenlerinden Prof. Dr. Ruşen Keleş, anılarında, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) İlber Ortaylı hakkında olumsuz bir rapor hazırladığını ve bu raporun akademik atama sürecinde nasıl engeller oluşturduğunu anlattı.

Olumsuz raporun sebebi: Ailesel kökenler

Prof. Dr. Ruşen Keleş'in aktardığına göre, 1970'li yıllarda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim üyesi atamalarında MİT'in olumlu görüşü şart koşuluyordu. İlber Ortaylı'nın asistanlık ataması sırasında, annesinin doğum yerinin

Sovyetler Birliği olması gerekçesiyle olumsuz bir güvenlik raporu hazırlandı. Bu durum, Ortaylı'nın atanmasını tehlikeye soktu. Ancak dönemin öğretim üyelerinden Ruşen Keleş ve İlhan Öztrak, sorumluluğu üstlenerek atamanın gerçekleşmesini sağladı.

Keleş, “İyi ki de yapmışız bu atamayı. Çünkü bu değerli genç, Osmanlı tarihi alanında büyük başarılara imza attı ve tanınan bir bilim insanı oldu” dedi.

İlber Ortaylı'nın Göç Hikayesi

1947 yılında Avusturya'da bir mülteci kampında dünyaya gelen İlber Ortaylı, köklü bir Kırım Tatar ailesine mensup. Annesi Şefika Ortaylı, Kırım'ın tanınmış asilzade ailelerinden Karaşay ailesine, babası Kemal Ortaylı ise Kırım Tatarlarına mensuptur. Stalin dönemindeki baskılar nedeniyle ailesi önce Avusturya'ya, ardından Türkiye'ye göç etti.

Akademik ve Toplumsal Başarı Bugün 75 yaşında olan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Osmanlı tarihi ve tarih bilimi alanında Türkiye'nin en saygın isimlerinden biri olarak tanınıyor. MİT raporlarının yarattığı engellere rağmen, akademik azmi ve çevresindekilerin desteği sayesinde kariyerinde önemli bir yere ulaştı. Bu olay, Türkiye'nin yakın tarihindeki akademik atamalarda güvenlik soruşturmalarının etkisine dair önemli bir anekdot olarak dikkat çekiyor.