Müslüman topluluklar kongresi sonuç bildirgesi yayınlandı
Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) İslam dünyasının problemlerine çözüm için bu yıl 25’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi’nin son gününde yapılan oturumda “Çare Var” başlığı ile bir sonuç deklarasyonu yayınladı.

Oluşturma Tarihi: 2016-06-01 10:18:13

Güncelleme Tarihi: 2016-06-01 10:18:13

TİMETURK I HABER MERKEZİ

İşte deklarasyonun tam metni:

TERÖR SALDIRILARI

Faili kim olursa olsun masum insanları hedef alan bütün terör saldırılarını şiddetle tel'in ediyoruz. İslam'ın ulvi prensiplerine göre masum bir canı katletmek, bütün insanlığı katletmek gibidir. Kendi çıkar ve hedeflerine ulaşmak için terörü bir araç olarak kullanan ırkçı emperyalizme İslam'ın yüce ilke ve prensipleri asla onay vermez. Terör; kuvveti, haklı olmanın nedeni kabul eden Batı uygarlığının ürünüdür. Batılılar hem terörü hem de terörün kullandığı öldürücü silahları üretmektedir. Bu çerçevede İslam Coğrafyasında yüz yıl önce Siyonist Sykes-Picot anlaşması, bugün Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ile tekrar hayata geçirilmek istenmektedir. İslam ülkeleri liderleri bu gerçeği öngörmeli, Batı'nın İslam coğrafyasında uygulamaya koymak istediği “medeniyet içi çatışma” tezi ile İslam'a karşı İslam savaşı oluşturulması engellenmelidir.

İSLAMoFOBİA İNSANLIK SUÇUDUR

İslamofobia kin ve nefreti yaymaktadır; insanlık suçudur. İslamofobia, Siyonizmin Müslümanlara yönelik bir kışkırtmasıdır. İslam dini başta olmak üzere dinlerin mukaddesatlarına yapılan hakaretler uluslararası hukukta bir nefret suçu olarak nitelendirilmelidir. Bu konuda çatışma değil, barış ve çözümü esas alan çabalar teşvik edilmelidir.

FİLİSTİN'DE IRKÇI EMPERYALİZMİN ZULMÜNÜ ŞİDDETLE KINIYORUZ

 

Filistin topraklarının işgali ve Mescid-i Aksa'daki insanlık zulmü sürmektedir. Mescid-i Aksa, tıpkı Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi gibi bütün Müslümanların ortak mukaddes değeridir. Mukaddes şehir Kudüs, hiçbir şekilde Müslüman varlığından ayrı tutulamaz. Kudüs Muhafızı Raid Salah'a ve masum Filistinlilere yönelik ırkçı emperyalizmin despot tavrı ve zulmünü şiddetle kınıyoruz.

MISIR'DA İHVAN YÖNETİCİLERİ SERBEST BIRAKILMALI

 

Mısır'da darbe yönetimi baskılarını sürdürmekte ve masum insanları temiz vicdanların kabul etmeyeceği haksız şekilde idama mahkûm etmektedir. 25. Müslüman Topluluklar Kongresi'ne katılan bütün delegeler, Mısır'da haksız yere idama mahkûm edilen Müslümanların bir an önce haklarının iade edilmesini beklemektedir.
Bangladeş Cemaat-İ İslami Yöneticilerine İdamı Kınıyoruz

Bangladeş'te Cemaati İslami'ye reva görülen baskı ve haksızlıklar ve buna bağlı olarak Motiur Rahman Nizami'nin ve Gulam Azzam, Abdülkadir Molla, Muhammed Kamaruzzaman, Ali İhsan Muhammed Mücahid'in idamlarını şiddetle kınıyoruz. Başta Başbakan Hasina olmak üzere yönetimin siyasi rakiplerine karşı uyguladığı zulümlerden vazgeçmesi temel hak ve hürriyetlerinin hemen iade edilmesi gerekmektedir.

AFRİKA'DA EMPERYALİST POLİTİKALARA SON VERİLMELİ

 

Başta Orta Afrika olmak üzere tüm Afrika'da Müslümanlara yönelik saldırıların bir an önce son verilmesi için bütün kurum ve kuruluşlar harekete geçmelidir. Kuzey Sudan ve Güney Sudan arasındaki ihtilafların hakkaniyet ölçülerine göre çözülmesinde tarafların yapıcı rol oynamaları gerekmektedir. Başta Nijerya, Mali ve diğer Afrika ülkelerinde emperyalistlerin sömürgeci politikalarına son verilmelidir.

ARAKAN, NEPAL, MORO, DOĞU TÜRKİSTAN MÜSLÜMANLARINA SAHİP ÇIKILMALI

Arakan'da Müslümanların uğradığı soykırım şiddetle kınanmaktadır. İslam ülkeleri ve insan haklarından söz eden herkes çözüm konusunda harekete geçmelidir. Mayanmar'daki yeni hükümet Rohingya Müslümanların kimliklerinin tanınması ve temel insan haklarının iadesi bir an önce temin edilmelidir. Nepal'da Müslümanlara karşı uygulan baskı ve dayatmaların kaldırılması için İslam İşbirliği Teşkilatının gayret göstermesi tavsiye edilmektedir.Moro İslami Kurtuluş Cephesi(MILF) önderliğinde Filipinler hükümeti ile yürütülen barış süreci desteklenmeli, İslam ülkelerinden gerekli destek sağlanmalıdır. Çin'de Doğu Türkistan Müslümanları üzerindeki baskının kaldırılması gerekmektedir. Çin, bu meselenin başka ülkeler tarafından müdahale edilmesine izin vermemek için Çin'deki Müslümanların Çinlilerin sahip olduğu aynı haklara sahip olması gerekmektedir.

İSLAM ÜLKELERİ EKONOMİK ORTAKLIKLAR KURMALI

İslam ülkeleri ekonomik tam bağımsızlık için adil gelir dağılımını sağlamalıdır. İşsizlik problemini birlik halinde çözmelidir. Gerçek kalkınma için coğrafi ve beşeri kaynaklarımızı bir araya getirecek ortaklık sistemi geliştirilmeli ve hükümetlerin ekonomik entegrasyona dönük kalkınma politikaları teşvik edilmelidir. Uluslararası açlığı önlemek için kurulan Dünya Gıda Örgütü 70 yıldır açlığı önleyemedi. Bu başarısızlık tesadüfen olamaz. Küresel sistem çatışmacı karakterinden dolayı hiçbir insani problemi çözemez. Bu ancak yönetimde “Tevhid ve Adalet”, ekonomide ise “Hakça Paylaşım Düzeni” ile sağlanır.

ETNİK VE MEZHEPSEL ÇATIŞMALARA SON VERİLMELİ

İslam toplumları ancak devletler düzeyinde bir araya gelirse birlik mümkün olabilir. Irkçı emperyalizme karşı İslam dünyasının güçlü olması için daima birlikte hareket edilmesi gerekmektedir. İslam dünyasındaki yerel, etnik ve mezhepsel çatışmalar, emperyalist güçlerin İslam âleminin bir araya gelmesini engellediği fark edilerek durdurulabilir. Bu sayede, uluslararası sistemin, insan hakları, demokrasi, özgürlükler gibi kavramları Müslümanların aleyhine kullanılmasının önüne geçilmelidir.

TÜRKİYE, İRAN, PAKİSTAN ÇÖZÜM ÜRETMELİ

Libya, Somali, Yemen, Irak ve Suriye içindeki çatışmaların bir an önce son bulması, ülkelerin birlik ve bütünlüğünün korunması için bütün Müslümanların gayret göstermesi gerekmektedir. Türkiye, İran, Pakistan ve diğer İslam ülkeleri çözüm için gayret sarf etmeli, Müslüman ülkelerin bir araya gelerek kendi prensiplerinden hareketle çözüm üretmeleri gerekmektedir.

KEŞMİR VE YUKARI KARABAĞ MESELELERİNE ÇÖZÜM ARANMALI

Keşmir ve Yukarı Karabağ meselesi, İslam dünyasının kronikleşmiş sorunlarından birisidir. Bu son krizde başta İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) olmak üzere, Türkiye, Türkmenistan, Kazakistan ve Pakistan'ın Keşmir ve Azerbaycan'dan yana koyduğu güçlü destek, İslam dünyasının bu tür krizlere kayıtsız kalmayacağının önemli göstergelerinden biri olarak görülmüştür. İslam dünyası bu süreci desteklemektedir.

KIBRIS MİLLİ DAVADIR

Kıbrıs, sadece Türkiye'nin değil, İslam dünyasının da bir meselesidir. Kıbrıs Peygamber Efendimiz (S.A.S.)'in bize bir emanetidir. Kıbrıs, tüm İslam dünyasını içine alan milli bir davadır ve ondan vazgeçilemez.

KIRIM TATARLARI ANAVATANLARINDA HÜR YAŞAYABİLMELİ

Kırım Özerk Yönetiminin Rusya tarafından ilhakı kabul edilemez. Kırım Tatar Müslümanlarının kendi anavatanlarında hür bir şekilde yaşamaları sağlanmalıdır.

2017'DE KADINLARA ÖZEL TOPLANTI KARARI

Siyasal birikim ve fikri müktesebat açısından kadın olgusu, bir manevi kalkınma olgusu olarak, kurulmak istenen adalet, barış ve huzur getirecek yeni dünyanın organizasyon şemasında mutlaka yerini almalıdır. 2017 yılı Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kadın Kuruluşları toplantısı yapılması hususunda tavsiye kararı alınmıştır.

ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Ülkelerimizde ve dünyada barış, öncelikle Müslümanların birliği ile sağlanmalıdır. Farklılıklarımızla değil, kendi inancımız ve değer ölçülerimiz etrafında ittifak ederek yeniden kardeş olma bilinci elde edilmelidir.Mezhepçilik ve aşırı zorlama yorumlara dayalı din anlayışlarının beslediği çatışmalar, şiddet ve kaos atmosferi kabul edilemez. İslam coğrafyasında barış, ancak Müslümanların kendi aralarında birlik olmalarıyla gerçekleştirilebilir.

Hak ve Adalet eksenli “Yeni Bir Dünya” yeniden inşa edilmelidir. Küresel yardımlaşma ve dayanışmayı esas kabul eden hak ve adalet merkezli yeni bir dünyanın inşasında Tevhid ve adalete inanan ve peygamberleri rehber kabul eden Müslümanlar aktif rol almalıdır.

Müslümanların aralarındaki problemleri çatışma ya da savaşla değil, barış ve kardeşlik hukuku ile çözmelidir. Kardeş Müslüman ülkeler arasında hakemlik ve arabuluculuk yapacak bir mekanizma kurulmalıdır. Müslümanların problemlerinin çözümü diğerlerini ötekileştiren Batı medeniyet anlayışına terk edilemez.
Gelişmekte Olan Sekiz Ülke (D-8) Teşkilatı, yeryüzünde sömürüyü, adaletsizliği, eşitsizliği ve baskıyı kaldırmak için kurulmuş küresel bir barış ve dayanışma teşkilatıdır. D-8 Teşkilatı, bütün insanların dünyanın nimetlerinden adalet ölçüleri içinde birlikte yararlanmalarını amaçlamaktadır.