Duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, savunma yaptı.
Mahkeme kararını açıkladı
Narin cinayeti davasında mahkeme kararını 28 Aralık'ta saat 22.00 sıralarında açıkladı. Karar göre sanıklara şöyle ceza verildi:
NARİN'İN AMCASI NE KADAR CEZA ALDI?
- Narin'in amcası Salim Güran'ın kasten öldürme suçunu işlediği belirtilerek, Türk Ceza Kanu'nun 81 e 1 maddesi gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, çocuk olan maktülün sanık Yüksel'in kızı, sanık Enes'in kardeşi olması ve maktülün sanıklar tarafından iştirak halinde öldürülmesi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 82 ye 2 maddesi gereğince, "ağırlaştırılmış hapis cezası "ile cezalandırılmasına karar verildi.
NARİN'İN ABİSİ ENES GÜRAN NE KADAR CEZA ALDI?
- Narin'in abisi Enes Güran'ın, diğer sanıklar Yüksel Güran ile Salim Güran'la iştirak halinde kasten öldürme suçunu işlemesinden dolayı, Türk Ceza Kanu'nun 81 e 1 maddesi gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, çocuk olan maktülün sanık Yüksel'in kızı, sanık Enes'in kardeşi olması ve maktülün sanıklar tarafından iştirak halinde öldürülmesi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 82 ye 2 maddesi gereğince, "ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında taktir uggulamasına yer olmadığına", karar verildi.
NARİN'İN ANNESİ NE KADAR CEZA ALDI?
- Narin'in annesi Yüksel Güran'ın, diğer sanıklar Enes Güran ve Salim Güran ile iştirak halinde, kasten öldürme suçunu işlediği sabit görüldüğünden Türk Ceza Kanu'nun 81 e 1 maddesi gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, çocuk olan maktülün sanık Yüksel'in kızı, sanık Enes'in kardeşi olması ve maktülün sanıklar tarafından iştirak halinde öldürülmesi nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 82 ye 2 maddesi gereğince, "ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir."
NEVZAT BAHTİYAR KAÇ YIL HAPİS CEZASI ALDI?
Kararda itirafçı sanık Nevzat Bahtiyar için, müebbet hapis cezasına hükmedilmemesi dikkat çekti. Kararda bu sanık için 4 yıl 6 ay hapis cezası yer aldı. Bahtiyar, suçunu itifa etmiş olsa da, mahkeme bu itirafların cinayetin delillendirilmesi konusunda birşey ifade etmediğine hükmetti.
Mahkemenin kararında, "her ne kadar Nevzat Bahtiyar için diğer sanıklarla birlikte iştirak halinde maktül Narin Güran'ı kasten öldürme suçundan cezalandırılması istenmişse de" denilerek, Bahtiyar'ın cesedi evden alarak, dereye götürdüğü hatırlatılarak, cesedin sanığın ifadeleriyle bulunmadığı belirtildi.
NEVZAT BAHTİYAR NEDEN CEZA ALDI?
Kararda Bahtiyar'ın "Cesedin bulunmasına kadar geçen sürede, suç delillerinin bulunamaması, Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan onlarca araştırmalara rağmen herhangi bir delilin bulunamaması, delil bulunamayışına sebebin ise söz konusu cansız bedenin uzunca suda kalmasının olduğu" belirtilen kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 281 e 1 maddesi uyarınca taktiren ve teşdiden 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılması hükme bağlandı.
Bahtiyar, Türk Ceza Kanunu'nun 281 e 1 maddesi uyarınca cezalandırıldı. Bu madde şöyle:
"Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez."
SON SÖZLERİ SORULDU
Tutuklu sanık anne Yüksel Güran, yüreğinin yaralı olduğunu belirterek, "Rabbim şahidim ve kefilimdir. Kızımın katili olmadım. Bir Allah'ın kulunun yanında kızıma zarar vermedim. Başım diktir. Şu an katilinin yanında cevap veriyorum. Beraatimi istiyorum." dedi.
Tutuklu sanık ağabey Enes Güran ise her zaman doğruyu konuştuğunu savunarak, üzerine atılı suçları kabul etmediğini ve beraatini istediğini belirtti.
Tutuklu sanık amca Salim Güran da Narin'in, yeğeni olduğunu hatırlatarak, "Canımdır, bu dünyada ona en son zarar verecek kişi benim. Öküz meydandadır. Kimse öküz buradadır demiyor. Suçsuzum, beraatimi istiyorum." beyanında bulundu.
Tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar da "Sayın Başkan'ım Narin'i kesinlikle ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi. Ben de taşıdım. Taşıma cezası neyse ben razıyım. Yemin ederim kesinlikle ben öldürmedim." dedi.
Mahkeme heyeti, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın Türk Ceza Kanunu'nun 37/1, 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarına karar verdi.
Nevzat Bahtiyar'a ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, 4 sanık hakkında verilen cezalarda iyi hal indirimi uygulamadı.
Bakan Göktaş'tan açıklama
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Narin Güran davasında alınan karara ilişkin, açıklamasında "Hiçbir karar Türkiye'nin evladı Narin kızımızı geri getiremez ancak sanıklara verilen ceza yüreklere su serpti" dedi.
Göktaş, "Acısı hepimizin yüreğini yakan Narin kızımız için sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları adına Bakanlık olarak süreci yakından takip edeceğimize söz vermiştik ve bu sözümüzü kararlılıkla yerine getirdik.
Hukuk Hizmetleri Genel Müdürümüzün de içinde bulunduğu avukatlarımız, tüm duruşmalara katılarak Narin'i kendi evlatları gibi sahiplendi ve adaletin tecelli etmesi için büyük bir özveriyle çalıştı. Hiçbir karar Türkiye'nin evladı Narin kızımızı geri getiremez ancak sanıklara verilen ceza yüreklere su serpti.
Bu süreçte özveri ile canla başla Narin'ın hakkını savunan ve Narin için adaletin tecelli etmesini sağlayan avukatlarımıza teşekkür ediyorum". ifadesini kullandı.
BAKAN TUNÇ: GECİKMEKSİZİN VERİLEN KARARIN MİLLETİMİZİN VİCDANINDA YER BULMASI ÖNEMLİDİR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin görülen davanın 2'nci duruşmasındaki kararın ardından sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, "Masum kızımız, 8 yaşındaki Narin evladımızın canice katledilmesine ilişkin davada Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vermiştir. Bu acı olayda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların hak ettiği cezalara çarptırılarak adaletin tecelli etmesi milletimiz için büyük bir beklenti haline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri doğrultusunda gecikmeksizin verilen kararın milletimizin vicdanında yer bulması önemlidir. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma sürecinde adaletin tecellisi için duyarlı davranan herkese, yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum. Adalet, mülkün temelidir. Adaletin terazisi hiçbir zaman şaşmayacaktır. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için devlet ve milletçe hepimiz hep birlikte üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Narin evladımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.
KARAR GÜNÜ DURUŞMASINDAN DETAYLAR
Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin davanın ikinci duruşması üçüncü günde de devam etti.
Duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, savunma yaptı.
Sanıklar, suçlamaları kabul etmeyip masum olduklarını ileri sürdü.
Tutuklu sanıklardan ağabey Enes Güran, suçlamaları kabul etmedi. Nevzat Bahtiyar'ı suçladı ve beraatini istedi. Anne Yüksel Güran ise suçlamaları reddetti, masum olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıkların savunmaları bitti. Mahkeme Başkanının kararı, saat 21.00'da açıklaması bekleniyor.
Öte yandan Mahkeme Başkanı, 21.00'de son sözlerin alınacağını belirterek, sağlık personelinin de salonda hazır edilmesini istedi.
'MASUMİYET KARİNESİ İHLAL EDİLDİ'
Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir ve anne Yüksel Güran'ın savunmalarının ardından avukat Yılmaz Demiroğlu, söz aldı. Yüksel Güran'ın avukatı Demiroğlu, "Çok sayıda senaryolar üretildi. Delilsiz, dayanağı olmayan. Bazı basın yayın organlarında bu delilerin küçümsenmeye çalışıldığını üzülerek gördük. Günün sonunda da 'Bir çocuk katilinin avukatı' olarak anılmak istemem. Bu dosyayı üstlendiğimizde, üzerinde şüphe olabilecek kişileri özellikle seçmedik. 1970'li yıllarda verilen bir Yargıtay kararı var; 'Hakim, tabiata, olağana, gerçeğe uygun bir şekilde katı kalıplar içerisine sıkışıp kalmadan, uyuşmazlığı insan kokan bir şekilde yürütmelidir.' Hayatın olağan seyrini, çelişkileri elbette gözeteceğiz. Bugün bu dava dosyasında bunu gördük. Bir cinnet hali var. Masum insanlar, henüz dava dosyası açılmadan, iddianame hazırlanmadan, masumiyet karinesi ihlal edildi. Boy boy müvekkillerin fotolarına yer verilmek suretiyle hüküm verildi. Mahkemeye talimat verilmeye kalkıldı. Bu süreç adil yargılanma beklentisi olan sanıklar nezdinde, burada Nevzat'ı ayırmıyorum, endişeye yol açıyor. Narin kızımız vahşice katledildi. Annenin konumunu savunma olarak öğrenemedik" dedi.
'İLK İHBAR, SALİM GÜRAN'DAN GİTMİŞTİR'
Olay günü, ilk kayıp ihbarının tutuklu amcası Salim Güran tarafından yapıldığını belirten Demiroğlu, "Adalet bakanı, 'Karanlık nokta kalmayacak' dedi. Şimdi sunulan iddianameden bir kesit alarak, anneye yöneltilen suçlama ile ilgili bir sunum yaptım. Yöneltilen suçlama, bir jandarmanın niyet okumasına yönelik tutanaktır. CMK'nın 170'e d maddesinde belirtiliyor. Yüklenen suçun oluşturduğu olaylarla mevcut delillerle açıklanır. Anneyi hangi noktaya koyacağız mevcut delillerle. Anne, suçun asli maddi faili midir? Ya da oğlu bu eylemi gerçekleştirdi de onu mu korumaya çalışıyor. Salim bu eylemi gerçekleştirdi de onu mu koruyor? Susmak adeta suça ortak olma konumuna gelmiştir. Narin, anne için ayrı biriydi. Basın elbette fikrini hür beyan eder. İleride daha vahim sonuçların ortaya çıkmaması için bu beklentimiz devam edecek. Sizin mahkeme heyetiniz üzerinde de töhmet oluşuyor. 'Zaten karar verilmiş' diye duyuyoruz. Bunları asla hukuka sığdırmadık. Bugün, bu dava dosyasında 4 sanığın huzurda bulunmasının tek nedeni, kolluğun maalesef soruşturma aşamasında savcılığın elinde uzmanlaşmış bir adli kolluğun bulunmaması. Burada ne yapıldı? İlk ihbar daima önemlidir, bunu biliyoruz. İlk ihbar da aile fertlerinden Baran'dan gitmemiş. İlk ihbar, Salim Güran'dan gitmiştir ve kızın kayıp saati olarak 15.00-15.30 olarak belirtilmiş. Yine bu ihbar içeriğinde devam eden şüphelenilen görüşme var. Böyle bir bilgi gittiği zaman, en azından bir tutanak tutulmaz mı? Böyle bir kritik noktada tutanak tutmadı. Kanaatimce bu kusurlu eksikliğin faturasını bugün aileye kesildiğini öğreniyoruz. Narin'e geç ulaşılmasının nedeni aile değildir" diye konuştu.
'ODA ODA KİŞİLERİN TESPİTİ ASLA VE ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR'
Demiroğlu, "Narin'in son görüldüğü yerin kendi çevresi olduğuna dair tutanak tutuluyor. Son kayıt yer, Nevzat Bahtiyar'ın evinin önündeki patika yol. Olay yerini gösteren kameranın olduğu söylenmesine rağmen döner kamera ile kaydın alındığını görüyoruz. Narin'e geç ulaşılmasının faturasını aileye ödetmeyeceğiz. Devletin saygınlığı adil davranmak geçer. Hukuka uygunlukla, devletin saygınlığı olur. Eğer ki başka vicdanları yaralayacak bir karar verilirse. Maddi delil olmadan insanlar mahkumiyetle karşılaşırsa adalet duygusun sarsılır. İddianamede suçlamanın dayanağı yegane delil, daraltılmış baz raporu olduğu gözden kaçmamaktadır. Bu raporu gördüğümüzde işin uzmanlarından görüş almaya çalıştık. Hiç kimse aklımızla alay etmesin. Daraltılmış bazda, oda oda kişilerin tespiti asla ve asla mümkün değildir. Daraltılmış bazı savunma avukatı olarak 'Nasıl çürütebiliriz' diye çırpındık. Mustafa bey, adımsayarla ilgili durumu söyledi. Salim'in de kritik saatlerde evinde olduğunu biliyoruz. Baz raporunda Salim'in, Arif'in evine gidişini saymayalım. Sadece Arif'in evinden ahıra geçiş, ahırdan eve geçişin 150 adımdan fazla olduğunu gördük. Uzmanlardan öğrendiğimiz kadarıyla, meğer geçmişe dönük baz tespiti mümkün değil. 21'inde gerçekleşen bir olayla ilgili daha sonraki ölçümü bir daha yakalayamazsınız. Eski sinyal gücünü yakalamanız mümkün değil Telefonun kalitesi dahi bu sinyali etkileyecek güçtedir. Hiçbir zaman da bu kesin delil diye önümüze sunulmamalı. Ölçümleri noktasal yapmak mümkün değil. Orada geçici bazların da kurulduğunu biliyoruz. Bunun hükme esas alınmayacağını düşünüyoruz. Yan delil olarak kullanıldığını biliyoruz. Evleri ve iş yerleri yakın olanların bir araya geldikleri baz alınmaz" dedi.
'NEVZAT, ODALARI TARİF EDEMİYOR'
Nevzat Bahtiyar'ın, Narin'in cansız bedenini aldığını söylediği Arif Güran'ın evinin içini tarif edemediğini ifade eden Demiroğlu, "Nevzat'ın beyanlarına bir üstünlük tanınamaz. Nevzat, aracının Eğertutmaz Deresi'nde tespitinden sonra yakalanıp, ifadesine başvurulmuş. İlk beyanlarında okulun alt tarafındaki parke yolda, Salim'in kendisini durdurduğunu, orada araçlar içerisinde bir transfer gerçekleştirdiğini söylemiş. İlk beyanlarda teslim yeri, köy çıkışı. Sonraki beyanda 'Ben aslında geri geri geldim' diyor. Sonra, 'Salim aracıyla cenazeyi bana teslim etti' dedi. Sonraki beyanda da evde aldığını ve o tepede kucağında taşıyıp ahıra götürdüğünü söylüyor. 'Odaları tarif et' dediğinizde, tarif edemiyor, bilmiyor. Mahkemeniz yeniden keşif talebimizi kabul etmedi. Canlandırmada eve giden 2 ana kapının olduğunu, bir kapının da içten açılabildiğini gördük. Bu beyanın da akla mantığa yatan bir tarafı olmadığını gördük. Toplumda asla kadının iffetini hedef alacak bir mantalitemiz yoktur. Ama burada çok iğrenç bir senaryo oynandı. Güya 'Salim'le aralarındaki ilişki var' diyerek bir senaryo oluşturulmaya çalışıldı. Siz de dikkat ederseniz, Nevzat'ın beyanlarında hareketlerinin olağan akışına uygun olmadığını görebiliyoruz. Nevzat'ın bu beyanlarının maddi gerçekle örtüşmediğini görebiliyoruz. Özellikle Nevzat, saat 15.08'de su bahanesiyle Salim'i aradığını biliyoruz. Salim'e sorduğumuzda, gerçekten de su bahanesiyle aradığını kendisi de söyledi. Hatta eşi Gazal Bahtiyar, Nevzat'ın muhtarı aradığında kendisinin evde yemek yediğini söylediğini kabul etmiştir. Nevzat ve Arif arasında çalıntı araçla ilgili bir husumetin olduğunu, kurulan cemaatin bu husumeti çözdüğünü, Nevzat'a biçilen 50 bin TL'lik cezanın cinayet nedeni olacağını düşünmüyoruz diyebilirsiniz" diye konuştu.
'BÖYLE İNSANLARIN ÇOĞUNUN CİNAYET İŞLEDİĞİNİ BİLİYORUZ'
Demiroğlu, Nevzat Bahtiyar'ın ifadelerinin akla mantığa uymadığını belirterek, "Nevzat, kardeşi Mehmet ve Ferhat'a, 'Salim ve ailesinden uzak durun' demiş. Bu husumeti kendi içinde beslemiş. Yine bu kritik tarihten sonra Salim'in kendisini aramadığı açıktır. Dolayısıyla kendisini aramadığı, kızgınlık, kötülük olduğu, yine 'Gel cesedi al' demesi, 'Yengemle beraber oldum' demesi akla mantığa aykırıdır. Narin'imiz camiden çıktıktan sonra Nevzat'ın cephesine gelecek şekilde yoluna devam ettiği, maddi delillere göre Salim'i aramasının nedeni; Salim'in bulunduğu yeri öğrenme meselesidir. Ancak hemen bu aramadan sonra Nevzat'ın baz sinyal bilgilerinin değiştiğini görüyoruz. Narin'in okul yolundan patikaya doğru çıkarken Nevzat'ın sinyalinin de orada olduğu ortaya çıkmıştır. 'Nevzat gariban, böyle bir şeyi yapamaz' diye yorumlayamayız. Böyle insanların çoğunun cinayet işlediğini biliyoruz. Nevzat, maalesef Narin'i çağırdı, kendisine yönelik bir eylemde bulundu, sonra da ahıra götürdü. Kendisine yönelik bir eylemde bulunduğu, maalesef Narin'imize yönelik bir şey yaptığı için hızlıca cesetten kurtulmak istediği sonucu ortaya çıkıyor. Bu tür olaylarda önce aile bireyleri yoklanır. Bir ailenin bu kadar kısa sürede hareket etmeyeceği malumdur. Bu konuda kanaatimiz tam ve delil durumuna göre araç hareketleri de göz önüne alındığında mahkumiyete elverişli bir delil olmadığını, çocuğu öldürdüğü için Nevzat'ın gereken cezayı almasını istiyoruz" dedi.
'ENDİŞELENMESİ DOĞALDIR'
Demiroğlu, "Müvekkilimle ilgili somut olarak bu olaya nasıl karıştığıyla ilgili bir şey yok. Kadınların basit tartışması sanki bu cinayetin aile içinde işlendiği intibası yaratılmaya çalışılmış. Narin'imizin vefat haberinin geldiği anda annenin bayıldığı ve ambulansa alındığı, yine 2 Eylül tarihli jandarma tutanağında maalesef jandarma personeli niyet okuma amaçlı olarak Enes'le ilgili, basında çıkan haberlerle ilgili 'Ne düşünüyorsunuz' demiş. Müvekkilim de 'Oğluma ne olacak' diye endişelenmesi doğaldır. Her anne gibi oğlu için endişelenmesi, 'Anne, Enes'i koruyor' şeklinde tutanağa bağlanmış. Bu tutanağın değerinin mahkemenizce dikkate alınmasını istiyoruz. Bu davada Anayasamızın 38'inci maddesi o kadar işlerlik kazanıyor ki masumiyet karinesine aykırı yayınlar yapıldığı görülmüyor. Tutmuşlar, aile üyesi olmayan birilerinin beyanını gerekçe göstererek, kayıp saatiyle ilgili yanıltıcı bilgi olarak kayda geçilmiş. O beyanların da asla ve asla dikkate alınmasını istemiyoruz. Kaldı ki bu beyanların müvekkilime ne olacağı belli değil. Müvekkilim, bu şekilde televizyon programında bunu ifade etmesine rağmen, halen bunu müvekkil aleyhine bir şey olarak mütalaaya konulması bizi üzmüştür" diye konuştu.
'SUÇA İŞTİRAK ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'
Demiroğlu, Yüksel Güran'ın beraatini talep ederek, şöyle konuştu: "Nevzat'ın bu hikayesine inanılmamasının bir diğer göstergesi ise Nevzat'ın Salim'i çağırması olarak görebiliriz. Bütün delilleri değerlendirdiğimizde, anne Yüksel ile ilgili hiçbir delilin olmadığını, soyut senaryoyla kurban edilmeye çalışıldığını görmek bizi ürkütüyor. Ama göz göre göre anneyle ilgili herhangi bir delil olmamasına rağmen, müdafileri olarak bu haksızlık, bu hukuksuzluğa karşı çıkacağız. Güran ailesinin hukuka saygısı vardır. Kendi aile fertlerinden birisi, cinayete kurban gitmiştir. Hiçbir zaman bu aileyi hedef alan veya masum eylemi gerçekleştirdiği bir tavır sergilememiştir. Onlar, adaletin ve hukukun sonucunu bekliyor. Ve sizin Narin'i katledenleri cezalandıracağınıza inancı tamdır. Bunların karar verecek bu eylemi işlediğine nasıl inanabiliriz? Bu ağız ve burun kapatılmak suretiyle bu eylemin gerçekleştiği ve bunun da tek kişi tarafından olduğu açıktır. Ne şekilde eylemin gerçekleştiğini de somut vakalara göre anlıyoruz. Bu davada haksız bir şekilde bir anne lekelendi, iffeti lekelendi, çocuğu öldürüldü. Bizler bu lekeyi kaldırmak için çalışıyoruz. Şüphe bırakmayacak şekilde sizlere ispatlamaya çalışıyoruz. Suça iştirak asla söz konusu değildir. Ceza mahkumiyeti, olasılıklara dayanamaz. Gerçekleşme şekilleri ihtimallere dayanamaz. Kesin ve inandırıcı bir delil olmadığı sürece, bu hangi olay olursa olsun müvekkilim Yüksel Güran'ın beraatine ve tahliyesine karar verilmesini talep ediyoruz."
DHA, TRTHaber, AA