AK Parti Osmangazi İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, anayasa tartışmaları değindi. Birçok şeyin elden gideceğini öne süren bir grup olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Bunlar, 'Cumhuriyet, laiklik, Atatürkçülük elden gider' diyorlar. Atatürk, senin tapulu malın mı? Atatürk, bu genç cumhuriyetin kurucu lideri. Cumhuriyeti milletle kurdu" değerlendirmesinde bulundu.
Türk milletinin bugüne kadar hiçbir gücün karşısında eğilmediğini dile getiren Müezzinoğlu, "Bu millet, büyük bir millet. Türk milletinin büyük hedefleri ve hayalleri var. O büyük hedefleri hak eden dinamizmi başarabilecek gücü var. Son viraja geldik. İnşallah nisan ayının ortasında sandık, milletin huzuruna gelecek. Bu sandıkta o büyük cumhur, elini vicdanına koyacak ve cumhurbaşkanına yetkiyi de iradeyi de verecek, 'Başımın tacısın' diyecek. O kimse, gelecek ve cumhurun idaresini, yönetimini yapacak" ifadelerini kullandı.
Müezzinoğlu, 7 Haziran 2015'teki seçim akşamına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur adına, 7 Haziran seçimlerinin akşamında, o yüzde 65'lik kitlenin temsilcisi acaba kimdi? Televizyonlara çıktılar, 'Biz yüzde 65'lik oy oranıyla bir grubuz' dediler. Yüzde 65 de yok ki AK Parti'den de alarak, 'yüzde 65' diyorlardı. Matematikleri de o kadar zaten. Peki cumhurun seçtiği lider, o yüzde 65'lik grubun için Selahattin Demirtaş mı, Kemal Kılıçdaroğlu mu, Devlet Bahçeli miydi? Kimdi? Sanki yetki ellerindeymiş gibi Bahçeli'ye başbakanlık hediye ettiler. Bekledi ki Bahçeli, başbakanlığı ona hediye etsin. Bahçeli ona hediye etseydi o, muhtemelen gidecekti Selahattin Demirtaş'a 'Gel ya başbakan yardımcılığını sana verelim' diyecekti. Bunun adı, 'milli iradenin güçlü temsili' olacaktı. Bu millet, bunun ağır bedellerini ödedi. Onlar, o güçlü koltuklarında rahat oturdular, millet bedel ödedi."
"Cumhur, seçtiği başkanının yetkileriyle, sorumluluklarıyla inşallah 2019'da fiilen sistemin başına oturacak" diyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Milletin kaderiyle oynanılmasına müsaade etmeyen bir sistemin derdindeyiz. Kavganın özü, 'Sistemde, ipin ucu kimin elinde olacak'. Biz, AK Parti olarak diyoruz ki ipin ucu, millette olacak. Onlar da 'İpin ucu, kapalı kapılar arkasında, nokta noktanın elinde olacak.' diyor. Biz buna müsaade edemeyiz. İpin ucunu millete vereceğiz. Daha şeffaf, toplumu kucaklayan ve geleceğe ait hedeflerinde toplumun desteğini arkasına almış, hızlı karar veren ve hızlı icraat yapabilen, kaybettiğimiz arayı kapatabilen, güçlü bir yapı. Milletin vicdanı, orada kendine güvenen 80 milyon ülke insanının asgari yüzde 70'ini gönlünde, vicdanında bir defa yerini alacak. Sonra sandıktaki oyu, asgari yüzde 50'nin üzerinde olacak. Bunun için yüzde 70-80'i yok farz edebilmesi, mümkün değil. Küçük partilerle ayrışan, çatışan ve onların rekabetiyle bedel ödeyen bir Türkiye değil, projelerini anlatan, 5 yıl sonraki Türkiye'nin konumunu, vizyonunu ortaya koyan, onun için milletten yetki isteyen, yetkiyi aldığında da arkasına bakmadan geleceği belirleyen bir lider ve onun peşinde bir çoğunluk millet. 'Adalet, siyasallaşır' diye korkutuyorlar. Siyasallaşmış adaletin en ağır bedellerini, utanmadan sıkılmadan insafsızca bu millete ödettiler."
Milletin unutkan olmadığını belirten Müezzinoğlu, "Kendini akıllı zannedip milleti saf zannedenler, diğer kelimeyi söylemiyorum, esasında o kelimeyi hak edenlerin ta kendileridir. Bu millet, kendi hak ve hukukuna, değerlerine yanlış yapan, hayallerini ve umutlarını karartan hiç kimseyi ne unutur, ne de kolay kolay affeder" diye konuştu.
Müezzinoğlu, sürece hep beraber, milletçe sahip çıkılması gerektiğini de sözlerine ekledi.