AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TGRT Haber'de gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Gündeme dair açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Türkiye'nin koronavirüsün ilk ortaya çıktığı andan itibaren etkili önlemler aldığını ifade ederek, "Türkiye'de ilk andan itibaren çok ciddiye alındı bu konu. İran sınırı kontrol altına alındı, tedbirler alındı. Çok sıkı şekilde bu iş kontrol ediliyor. Sağlık Bakanlığı tüm personeli bu anlamda tam manasıyla bir teyakkuz halinde. Kamuoyunun bilgilendirildiği bir sürecin içindeyiz. Televizyonların da bu konuda çok önemli pozitif yönde katkısı olduğunu biliyoruz. Çok şükür sadece 1 vaka görüldü" dedi.
"ORTAK HAREKET EDİLMELİ"
ABD'nin aldığı korona önlemine ilişkin konuşan Kurtulmuş, "Sayın Trump'ın 3 haftadır izlediği politikaya baktığımızda ‘bir şey yok, geçer gibi‘ bakıyordu. O kadar rahat bir ortamdan çok sert bir uygulamaya doğru geçiliyor. İtalya örneği nedeniyle olabilir. Bu küresel bir salgındır, ortak, müşterek hareket edilmelidir. Küresel ölçekte büyük bir salgın tehdidiyle karşı karşıyayız. Türkiye olarak önlemleri artırıyoruz. Toplu taşıma araçları, TBMM Genel Kurul salonu da dezenfekte edildi. Termal kameralarla kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Biz üzerimize düşen sorumluluğu en etkili şekilde yerine getireceğiz, bütün millet olarak teyakkuz halinde olacağız, bireysel olarak yapmamız gereken temel sorumluklar almalıyız. Bu akşam da yeni kararlar gelebilir. Bu karar kamuoyuna da yansıtılacaktır" dedi.
"SOSYAL MEDYADA KÖTÜ NİYETLİ İNSANLARCA KARALAMA POLİTİKASI YÜRÜTÜLÜYOR"
Sosyal medyada yayılan kötü niyetli paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, korona virüsün dünya nüfusunu ilgilendiren önemli bir sorun olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Sosyal medyada kötü niyetli, kara vicdanlı insanlar tarafından karalama politikası yürütülüyor. Başından beri bu süreç son derece şeffaf yürütülüyor. 83 milyonu ilgilendiren, ondan öte 7 buçuk milyar insanı ilgilendiren bir mesele. Kamuoyunun bilmesi gereken bir konu varsa mutlaka paylaşıyoruz."
"PANİK HAVASINA GEREK YOK"
Okulların tatil edilmesi kararını Milli Eğitim Bakanlığının, yüksek öğretim kurumlarınını tatili konusunu da YÖK'ün vereceğini ifade eden Kurtulmuş, "Bugünkü Yüksek Öğrenim Kurulu toplantısında toplantının sonucunun beklendiği bir hava ortaya çıkmış oldu. Bir panik havasına gerek yok. Tedbiri elden bırakmadan bilimsel olarak hangisi doğruysa, nasıl daha iyi bir korunma yöntemi olursa, riski kapıya getirmeden bu tedbirler alınıp uygulamaya konulacak. Tek tek her vatandaşımızı ilgilendiren bir durum bu. Her türlü tedbiri alacağız. Biz her türlü tedbiri alacağız, tedbirin üzerinde bir takdir var. Nasıl olsa takdir var deyip bırakırsak bu doğru olmaz. Bunun üzerinden siyaset konuşma için değil ama ilk andan itibaren Cumhurbaşkanımızın ve başkanlık sisteminin verdiği etkinlik dolayısıyla etkin kararlar almanın etkisini gördük. Türkiye'nin bu meseledeki etkinlikliğinin iyi bir yönetişimden geçtiğini gördük. En az zayiat ya da hiç zayiatla bu işi atlatırız inşallah" dedi.
Alınan kararların uygulamaya konulmasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin önemli rolü olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Bizim sistemimizin bize sağladığı iyi ve etkin yönetişim mekanizması kendisini göstermiştir. İlk andan Koca Yusuf operasyonuyla onlarca adım atılmıştır. Bütün kurum ve kuruluşlarımız üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor" şeklinde konuştu.
"SON DERECE BÜYÜK BİR AHLAKSIZLIK"
Kriz fırsatçılarına karşı gerekli işlemlerin yapılacağını belirten Kurtulmuş, "Bu tam kara vicdanlılık durumudur. Üç kuruş fazla kazanacağız diye böyle bir dönemde ortaya çıkan kriz ortamdan ya da gerginlik ortamından istifade etmeye kalkmak son derece büyük bir ahlaksızlık. Buradan kazanılacak paranın kimseye bir kuruş faydası olmaz. Bunlar 81 ilimizde takip edilecek, bu anlamda karaborsacılık yapan kim varsa bunların burnundan fitil fitil getirilecek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmadığını söyleyen Kurtulmuş, "Bazıları zihninden Türkiye, IMF'ye tekrar gitsin diye bir şeyler geçiriyor olabilirler. Hangi senaryoyu ortaya koyarsanız koyun Türkiye hiçbir şekilde IMF kapısına gitmeyecektir, muhtaç hale gelmeyecektir. Bunlar akla ziyan şeyler. Bu son derece seviyesiz yakıştırmalardır. Türkiye değil bu virüsten dolayı, bir virüs için hiçbir şekilde IMF kapısına muhtaç olmayacaktır" ifadelerini kullandı.
Korona virüsün olağan dışı bir yayılım gösterdiğini kaydeden Kurtulmuş, "Daha önce Sars gibi virüsler olmuştur. Her ne kadar tam manasıyla teyit edilmediyse şu anda da karşı karşıya kaldığımız virüsün laboratuvar virüsü olduğunu söyleyenler var. Olağan dışı bir durum olduğu açıktır. Bu bir laboratuvardan sızmış olabilir. Bunun teyit edilmesi, bilimsel olarak tespit edilmesi lazım ki bu böyledir diyebilelim. Bunlar aslında bütün devletleri ilgilendiriyor, etkiliyor" ifadelerini kullandı.
Koronavirüsün dünya ekonomisinde önemli değişiklikler ortaya çıkarmasının mümkün olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Dünyada bütün ülkeleri de, Çin'i de ilgilendiriyor. İnşallah bu durum bir şekilde kontrol altına alınır. Bu korona virüs sonrası dünya ekonomisinde önemli değişiklikler ortaya çıkması mümkün. Çin'in olağanüstü hızla gelişmesinin yavaşlayacağı, ekonomisinin gerileyeceği gibi, Çin'in dünya ekonomisini, siyasetini değiştirecek çok büyük yavaşlama ve atılımlar olacağı söylenebiliyor. Dolayısıyla şu çok net, bir müddet daha bu virüsü dünya konuşacak. Virüs tehlikesi ortadan kalktıktan sonra dünya ekonomisinde, politikasında yeni değişiklikler, etkiler üzerinde konuşacağız" diye konuştu.
"SALDIRI SONRASI GELİŞMELER ÇOK VAHİM"
İdlib'de ateşkes konusunda başa dönülmeyeceği kanaatinde olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "İdlib çok büyük bir tehditle karşı karşıya. 34 askerimizin şehit olduğu saldırı sonrası gelişmeler çok vahim gelişmelerdir. Birileri Türkiye'nin ellerindeki kozları görmek istedi. Türkiye çok net şekilde bir kere yükselen bayrak geriye inmez diyerek ortaya çıktı, askerimizin kanının hesabını sordu. Rejim unsurlarına ve milislere zayiat verdirmiş oldu. Türkiye son derece yüksek seviyede savunma sanayinin gücünü ortaya koydu. Biz bu anlamda şunu ortaya koyduk; şaka yapmıyoruz. Türkiye için İdlib meselesi sadece Hatay'ın yanında olan bir bölgeden ibaret değildir, Türkiye'nin ulusal güvenliğini yakından ilgilendiren bir meseledir ve oradaki Astana ve Soçi mutabakatlarında oluşturulmuş olan yapının korunması için Türkiye ciddi bir gayret içindedir. Bir kere tavrımızı çok net ortaya koyduk. Ne yaptığımızı, ne yapacağımızı iyi bilerek bu süreci yürüttük. Moskova görüşmesi sonrası geçici de olsa bir anlaşma, bir ateşkes sürecine geçişmiş oldu. Kalıcı bir anlaşma ortaya kondu" dedi.
Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Biz Suriye'nin siyasal olarak kalıcı olmasını istiyoruz. Türkiye birinci olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanadır. Bizim Suriye'de bir karış toprakta gözümüz olmadığı gibi bir damla petrolde de gözümüz yoktur. Bizim oradaki temel meselemiz Türkiye'nin ulusal güvenlik meseledir. Türkiye o topraklarda terör örgütlerinin ve Türkiye karşıtı silahlı milislerin bulunmasına asla rıza göstermeyecektir. Bu da son derece açık şekilde ortaya koyduğumuz bir meseledir. Birileri Türkiye'nin blöf yaptığı, müdahale edemeyeceğini düşünmüş olup son derece agresif davranmış olabilir. Türkiye bunu gösterdi, Fırat'ın doğusunda yaptığımız operasyonla Amerikalılar bu kararlılığı gördüyse aynı şekilde Bahar Kalkanı operasyonu ile Rusya ve müttefikleri kararlılığımızı görmüş oldu. Biz Suriye'yi kimin yöneteceği ile ilgilenmiyoruz. Burada demokrasinin farklı kesimlerin işin içine katıldığı bir yer inşa edelim dedik. Astana ve Soçi süreçlerinin en büyük kazanımlarından biri buydu, her ne kadar işlemediyse de" diye konuştu.
"Hiçbir ülkenin Suriye meselesini kendi başına çözme imkan ve kabiliyeti yoktur" diyen Kurtulmuş, "Hiçbir ülkenin vekalet savaşları üzerinden terör örgütlerine destek olarak, onların üzerinden hakimiyetlerini ya da bölgesel politikalarını dizayn etme şansı kalmamıştır. Vekalet savaşlarını bitirmezlerse büyük güçler birbiri ile savaşmak noktasında kalır. Suriye'de her manasında son noktaya gelindiği kanaatindeyim. Burada ortaya çıkan ateşkesi kalıcı hale getirmemiz lazım. Kalıcı ateşkesi bozmak isteyenler, Türkiye'nin başını daha fazla belaya sokmak isteyenler olacak. Daha çok bölgesel savaşın çıkmasını isteyecekler olabilir. Oynanan oyunu biliyoruz. Sadece Suriye, İdlib meselesi değil, bütün Orta Doğu coğrafyasının yeniden dizayn edilmesidir. Türkiye bu oynanan oyunun farkındadır ve buna müsaade etmemeye gayretlidir" ifadelerini kullandı.