Nuray Mert: CHP'nin son bildirisi umut kırıcı
Cumhuriyet Yazarı Nuray Mert, CHP'nin bildirisi için 'umut kırıcı' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-11-14 11:15:23

Güncelleme Tarihi: 2016-11-14 11:15:23

TIMETURK|HABER MERKEZİ
MERVE KURBAN ARSLAN

Cumhuriyet Yazarı Nuray Mert, CHP'nin 6 Kasım'da yayınladığı bildiriyi 'umut kırıcı' olarak tanımladı.

Mert, köşe yazısında CHP'nin bildirisini ve AB büyükelçilerinin HDP grup toplantısına katılmasını eleştirdi.

Yazısında bildiri için "Maalesef çok umut kırıcı oldu. İktidarı, “teröre yardım ve yataklık”la itham etmek, nerden baksanız ciddiyetsiz bir tutum, bu tutumun iktidarın ülkenin tüm sorunlarını “terör”le izah etmesinden ne farkı var?" ifadesini kullanan Mert, HDP'nin grup toplantısına katılan AB Büyükelçilerine dair de "Bu tablonun, toplumda zaten var olan Batı düşmanlığını körüklemekten başka bir şeye yaramayacağını anlayamıyorlar mı?" dedi.

İşte Mert'in "Derdimiz Bir Değil" başlıklı yazısından ilgili kısımlar; 

"Demokrasinin olmadığı yerde, demokratik mücadele zemini ortadan kalkar ama bu zeminin korunmasında ısrarcı olmak lazım. Bu konuda en büyük görevlerden biri ana muhalefet partisine düşüyor.

BİLDİRİ ÇOK UMUT KIRICI

Çaresizlikten tüm ümitleri ona bağlayanlardan da tüm sorunları ana muhalefete yıkanlardan da değilim; böylesi, siyasi şaşılık olur. Ancak, böylesi dönemlerde ana muhalefet fazladan önem ve sorumluluk taşır, taşıması gerekir. Hal böyle iken, CHP'nin son bildirgesi maalesef çok umut kırıcı oldu. İktidarı, “teröre yardım ve yataklık”la itham etmek, nerden baksanız ciddiyetsiz bir tutum, bu tutumun iktidarın ülkenin tüm sorunlarını “terör”le izah etmesinden ne farkı var?

Siyaseti, birbirini teröre destek ile itham etmeye indirgemek, iktidar söyleminin açtığı yoldan tıpış tıpış gitmekten başka nedir, hangi derde deva olur? Siyaset bir kere “terörle mücadele”ye indirgenirse, bir daha içine düştüğü çukurdan çıkamaz, bunu anlamak çok mu zor?

NEYİN NESİ?

Türkiye'nin Batılı “dostları”nın ve onların dostlarının içinde bulunduğumuz halde sergiledikleri tutum da başka dert. AB'nin Türkiye'de demokrasi zaafları, basın özgürlüğü, HDP'li milletvekillerin tutuklanmasına karşı sert tepki göstermesi son derece anlaşılır bir şey, ama AB büyükelçilerinin HDP grup toplantısına katılması neyin nesi? Bu tablonun, iktidarın Batı karşıtı söylemlerine fazladan su taşıdığını, toplumda zaten var olan Batı düşmanlığını körüklemekten başka bir şeye yaramayacağını anlayamıyorlar mı?