Oktay: Patent başvuru sayısı 60 bine ulaştı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 'Bugüne kadar çeşitli sektörlerden yerli patent başvuru sayısı 60 bine ulaşmıştır. 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde tescil edilen yerli patent sayısında yaklaşık yüzde 39'luk artış gerçekleşmiştir.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2018-12-07 14:57:00

Güncelleme Tarihi: 2018-12-07 14:57:00

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ATO Congresium'da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nda yaptığı konuşmada, verimlilik konusunun, sektörel anlamda böyle geniş katılımlı bir fuarda ele alınmasından memnuniyet duyduğunu belirtti.

Bilim, sanayi ve teknoloji alanlarında tüm dünyada yaşanan hızlı değişimin devletleri sahip oldukları kaynakların etkin kullanımına ilişkin sistematik bir planlama yapmaya yönelttiğini ifade eden Oktay, yaşanan bu hızlı değişim ve rekabet sürecinde sahip olduğu kaynakları verimli şekilde kullanmayan devletlerin ekonomik büyümede diğer ülkelerin gerisinde kaldığını söyledi.

Oktay, kalkınmanın belirleyici unsuru ve itici gücü olan verimliliğin artmasının ancak uzun dönemli politikalarla yenilikçi ve kapsayıcı bir yönetim anlayışıyla mümkün olduğunu, hedeflenen verimliliğe ulaşmak için doğru işi doğru zamanda, en doğru şekilde yapmanın büyük önem arz ettiğini ifade etti.

Verimliliğin artırılması için kamu sektörünün düzenleme ve teşviklerinin tek başına yeterli olmadığını belirten Oktay, merkezi idarenin yanı sıra yerel yönetimlerin, sendikaların, sanayi ve iş dünyası ile üniversitelerin ortak çabasını gerekli olduğunu, bu konuda sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü dile getirdi.

Toplumda verimlilik kültürünün geliştirilmesi ve verimliliği artırma projelerinin teşvik edilmesine yönelik çalışmalar yapan Türkiye Verimlilik Vakfı'nın çalışmalarını bu bağlamda çok önemsediğini vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vakfın gayretlerinin somut tezahürü olan Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nın birçok farklı sektörde verimliliğin artmasına katkı sağlayan teknolojik ürünleri vatandaşlarla buluşturması önem teşkil etmektedir. İnanıyorum ki verimliliğin artırılması alanındaki çalışmalar, bu fuar vesilesiyle geniş kitlelere ulaşma imkanı bulacaktır. Özellikle fuar alanında bulunan "start-up" sokağının genç girişimci ve mucitlere ayrılmış olması, yarınlarımız açısından umut veren bir yaklaşımdır. Böylece yeni mucit ve girişimcilerin yeni sektörlere erişimi kolaylaşacak, toplumun farklı kesimlerinde verimlilik olgusuna ilişkin farkındalık artacaktır. Ekonomik büyümede istikrarın korunması, teknolojik ilerlemeye ve sürdürülebilir verimlilik artışlarına bağlıdır. Verimliliğin artırılmasında doğru sistemi kurgulamak, sistemin gerektirdiği doğru yöntem, metodoloji ve teknolojilere sahip olmak ve bunu sürdürülebilir kılmak önem arz etmektedir. Tüm sektörlerde verimlilik artışı neticesinde elde edilen kazanımlar sistemin iyileştirilmesi ve yeni teknolojik gelişmelere yön vermektedir. Akıllı fabrikalar, yapay zeka uygulamaları ve bilginin otomasyonu ve sanal gerçeklik bu yönde gelişen alanlardan bir kaçıdır."

Ar-Ge yatırımları

Oktay, Türkiye'nin 2002'den bu yana AK Parti iktidarları döneminde, yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik modele yöneldiğini, bu doğrultuda gerekli adımları atmaya devam ettiklerini söyledi.

Geride bırakılan 16 yıllık dönemde, ekonominin hızlı ve istikrarlı bir büyüme performansı ortaya koyduğunu, gösterilen bu performansta sahip olunan kaynakları en verimli şekilde kanalize etmenin payı büyük olduğunu vurgulayan Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:

"2002'den bu yana, teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülkelerin gerçek anlamda bağımsız sayılacağının bilinciyle Ar-Ge yatırımları desteklenmiş ve desteklenmeye devam etmektedir. Bu çerçevede, 2002 yılında 1,8 milyar lira olan Ar-Ge harcamaları 2017 yılında 10 milyar 710 milyon liraya ulaşmıştır. Kamu yatırım programları kapsamında Ar-Ge ve yenilik alanına ayrılan kaynaklar ise 2002 yılında 114 milyon lira iken 2017 yılında 2,8 milyar liraya yükselmiştir. Teknogirişim Sermayesi Desteği ile yüksek teknoloji üreticileri desteklenmektedir. Geçtiğimiz 16 yılda 2 bine yakın işletmeye destek verilmiştir."

"Hedefimiz hazır teknolojiyi almak ve onun kullanımını öğrenmek değil teknolojiyi tasarlamak ve geliştirmek. Teknolojinin yalnızca yararlanıcısı, kullanıcısı olamayız, olmamalıyız." diyen Oktay, ithal edilen teknolojinin bir süre sonra geçerliliğini kaybettiğinde bu alanda rekabet imkanının da kaybedildiğini aktardı.

Yerli patent

Milli teknoloji hamlesi doğrultusundaki çalışmaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde, ilgili tüm kurumlarla desteklemekte kararlı olduklarına dikkati çeken Oktay, şunları söyledi:

"Savunma sanayi alanında askerimizin kullanacağı piyade tüfeğini bile üretemeyen Türkiye'den, milli helikopterini, milli gemisini, İHA'sını, SİHA'sını üreten, insanlı ve insansız milli savaş uçağını geliştirmek için gecesini gündüzüne katan bir Türkiye'ye geldik. Savunma sanayinde yerlilik oranımızı yüzde 15'lerden, yüzde 65'lere kadar çıkardık. Bugüne kadar çeşitli sektörlerden toplam yerli patent başvuru sayısı 60 bine ulaşmıştır. 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde tescil edilen yerli patent sayısında yüzde 38,8'lik artış gerçekleşmiştir. Ayrıca Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı tarafından yayımlanan rapora göre Türkiye, yerli patent başvuru sıralamasında 2017 yılı verilerine göre dünyada 13. sırada yer almıştır. Ancak bu seviyeyi de yeterli görmüyoruz. Sanayi üretiminde yerlilik ve millilik oranını daha yukarılara çıkarmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Teknoloji üreten bir topluma dönüştüğümüz takdirde milli teknoloji hamlemiz başarıya ulaşacaktır. Bu amaçla çalışmalarımıza durmaksızın devam ediyoruz."

Oktay, üretimde yeni teknolojilerin kullanılmasının maliyeti düşürdüğünü, kaliteyi artırdığını vurguladı.

Teknolojinin verimlilik için olmazsa olmaz bir unsur olduğunu ancak tek başına da yeterli olmayacağının altını çizen Oktay, "Verimliliği sadece teknolojik ilerleme ile özdeşleştiremeyiz. Verimlilik sosyal hayat da dahil olmak üzere toplumun her alanında geçerlidir. 'İki günü eşit olan zarardadır' buyuran bir Peygamberin ümmeti olarak hem günlük hayatımızda hem de yapmakta olduğumuz işlerde zamanımızı ne kadar verimli ve kaliteli değerlendirdiğimizi gözden geçirmeliyiz. Bu çerçevede ülkemizin sahip olduğu hiçbir kaynağı özellikle enerjiyi, ham maddeyi, sermayeyi ve zamanı atıl şekilde kullanma lüksümüz bulunmamaktadır. Türkiye olarak sanayide daha az kaynakla daha çok üretmenin, bunu yaparken doğayı kirletmemenin de gayreti içindeyiz." diye konuştu.

Oktay, ham madde, enerji ve suyun daha etkin kullanımı ve atık azaltımı ile israfı önlemeye, daha ekonomik ve çevreci olmaya gayret ettiklerini dile getirdi.

İsrafın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması ve atıkların geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi "Sıfır Atık" projesinin uygulamaya konulduğunu anımsatan Oktay, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dün itibariyle yerel seçim sürecinde görüntü ve gürültü kirliliğinin önüne geçecek dijital, çevreye ve insana duyarlı bir seçim kampanyası yöntemi izleneceğini açıklamıştır. Açıklanan dijital seçim kampanyası, kaynakları verimli kullanmanın çevreye ve insana saygının somut bir örneği olacaktır." ifadelerini kullandı.

e-Devlet

Oktay, Türkiye Bölgesel ve Sektörel Verimlilik Gelişim Haritası'nın Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen titiz bir çalışma sonucunda bu yıl içinde yayınlandığını belirtti.

Bu kapsamda 10 bin işletme ile yüz yüze görüşülerek Türkiye'nin verimlilik alanında çok ayrıntılı bir fotoğrafı çekildiğini dile getiren Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu çalışmalar sonucunda Türkiye'de 'Kaynak Verimliliği Potansiyeli' belirlenmiştir ve bu potansiyeli hayata geçirecek projelerin uygulanmalarına devam edilmektedir. Verimlilik alanında politika ve stratejiler belirlemek amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, verimlilik artırıcı uygulamaların yaygınlaştırılması için sivil toplum kuruluşlarıyla ve özel sektör ile daima eş güdüm içinde çalışmaktadır. Sayın Bakanın da belirttiği 'Verimlilik Akademisi Projesi' bu iş birliğinin bir yansıması olacaktır. Kamu hizmetlerini vatandaşlarımız için daha erişilebilir kılmak amacıyla e-Devlet uygulamaları hayata geçirilmektedir. e-Devlet üzerinden vatandaşlarımıza sunulan hizmetleri verimli hale getirmek ve özel sektörü de sisteme entegre etmeye yönelik 'dijital dönüşüm' çalışmaları hızla devam etmektedir. Hiçbir unsur dışarıda bırakılmadan elimizdeki imkanları, en verimli şekilde kazanıma dönüştürme gayreti içindeyiz. Bu kapsamda adımlar büyük resmi görerek, geniş bir perspektifle atılmaktadır. En geç bir yıla kadar tamamlanması planlanan e-Devlet projesi kapsamında, her kesim tarafından hissedilecek bir toplumsal dönüşüm başlayacaktır. Tüm bu çalışmalar sayesinde, hizmette hız, verimlilik ve kaliteye odaklanacak, katma değeri yüksek, yenilikçi ürünler üretmek suretiyle dünya pazarlarında daha da rekabetçi hale geleceğiz. Böylece yurt içi tasarrufları üretken yatırımlara yönlendirerek sermaye ve iş gücü başta olmak üzere, üretim faktörlerimizin verimlilik düzeylerini artıracağız."

Oktay, teknolojik yeniliklerin kaynakları daha verimli kullanma konusunda büyük kolaylıklar getirdiğini, bu kaynakların en önemlisinin kuşkusuz zaman olduğunu kaydetti.

Kamu sektöründe icraatların en hızlı şekilde gerçekleşmesi açısından zamanın verimlilikle doğrudan bağlantılı olduğuna dikkati çeken Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile verimli çalışan ve etkin karar alan bir yapıya geçilmesi sayesinde karar alma süreçlerinin hızlandığını vurguladı.

Verimlilik seferberliği çağrısı

"Yeni sistemle birlikte devletin ana işleyişinde kendini gösteren esneklik, dinamiklik ve verimlilik tüm kademelere de sirayet edecektir." diyen Oktay, şunları kaydetti:

"Vatandaşlarımız, yerel yönetimlere en yakın şekilde temas etmeye ve en verimli şekilde hizmet almaya yeni dönemde de artarak devam edecektir. Verimlilik, 10. Kalkınma Planı'nda Türkiye'nin rekabet ve büyüme hızını artıracak üç ana unsurdan birisi olarak yer almıştı. On Birinci Kalkınma Planı'nda da 'verimlilik' ekonomik büyümemizin taşıyıcı sütunlarından biri olacaktır. Önümüzde, Cumhuriyetimizin 100. yılını milat koyduğumuz 2023 hedeflerimiz var. Üzerinde çalıştığımız 2053 ve 2071 vizyonlarımız var. İnanıyorum ki bugün altyapısını oluşturduğumuz milli teknoloji projeleri, gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli miras olacaktır. Hedefimiz, 2053 ve 2071'deki gelecek nesillerimize saat gibi işleyen, performansı yüksek bir Türkiye miras bırakmaktır. Verimlilik artışı için sektörler arası teknoloji transferi ve paylaşımını önemsiyoruz. Savunma sanayinde elde ettiğimiz teknolojik kazanım ve birikimin sivil alana transferini önemli görüyoruz. Savunma sanayinde edindiğimiz tecrübe ve birikimden yararlanarak elektronik, sağlık, bilişim, otomasyon ve otomotiv gibi diğer sektörlerdeki gelişmelerde ivme kazanmayı hedefliyoruz. Özellikle otonom teknolojilerde transfer edeceğimiz deneyimler var.

Bizler, yüksek katma değerli üretimin sanayideki payını artıracak bir atılım hedeflemekteyiz. Bu atılım, sürdürülebilirlik ilkesi ihmal edilmeden, Türkiye'nin insan kaynağı ve doğal kaynaklarının verimli kullanımı ve sanayileşmenin gerektirdiği yatırımların teşviki ile mümkün olacaktır. Üniversitelerimizin, bilimsel araştırma kuruluşlarımızın ve özel sektörümüzün desteklenmesi başta olmak üzere, bizi bu hedefe götürecek tüm yolları sonuna kadar açık tutmakta kararlıyız. Bu doğrultuda üniversitelerimizi, kamu kuruluşlarımızı, meslek örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını verimlilik seferberliği başlatmaya davet ediyorum."

Oktay, Türkiye'nin potansiyeli ve bölgesel bir çekim merkezi olması sebebiyle yapılacak yatırımlar ve yürütülecek çalışmaların mutlaka karşılığını bulacağını sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, daha sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile Verimlilik ve Teknoloji Fuarı'nda açılan stantları gezdi.