Davanın son gününde 2 tanık daha dinlendi. Tanıklardan ÖKK Harekat Astsubayı Mahmut Sönmez olay gecesi yaşadıklarını anlattı. Sönmez, karargahı Mihrali Atmaca timinin kurtardığını ve kurtardıktan sonra 15 gün daha Atmaca ve timinin, kendileri silah bıraktığı halde karargahta silahlı olarak görev yaptığını anlattı.
Avukatlar Mihrali Atmaca ve timinin kimin emrinde karargahta 15 gün daha silahla görev yaptıklarını sordu. Sönmez ise “komutan” dedi. Avukatların kim diye ısrar etmesi üzerine, "Biliyorsunuz, tabi Zekai Paşa doğrultusunda tüm komutanlar" karşılığını verdi.
Sönmez bir başka avukatın Mihrali Atmaca ve timi olmasa idi karargahın kurtarılması söz konusu olur muydu? sorusu üzerine de "Kesinlikle karargahın emniyete alınması zor olurdu. Alınmaz mıydı? Alınırdı ama çok kan dökülürdü" yanıtını verdi.
“OBJEKTİF DEĞERLENDİRME YAPMAYA ÇALIŞTIK”
Daha sonra ÖKK'daki tatbikatı yürüten heyetin başkanı Çağılhan Yeğin kamera görüntülerini izlediklerini ve tüm personelin beyanını aldıktan sonra bu raporu hazırladıklarını anlattı. Yeğin, Binbaşı Fatih Şahin'i suçladı ve onun 12 kez Ömer Halisdemir'i hedef seçerek ateş açtığını anlattı. Yeğin'in ifadesinin tamamlanmasından sonra Mahkeme Başkanı, "Siz görgü tanığı değilsiniz heyet başkanı olarak çağırdık. Kamera kayıtlarını sadece izlediniz mi döküm de yaptınız mı? Çünkü dosyamızda yok" dedi. Yeğin sadece kamera görüntülerini izleyip saat saat tespit yaptıklarını belirtti. Bunun arkasından Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu şunları söyledi:
"Bu değerlendirme raporunda ciddi tespitler var. Aslında buradaki yargılamayla ilgili tespitler yapmışsınız. Biz de burada yargılama yapıyoruz. Bu değerlendirmeleriniz kamera kayıtlarına mı dayalı?"
“KARANLIKTI TAHMİN YÜRÜTEBİLDİK”
Yeğin hem kamera kayıtları hem de personelin ifadesine dayanarak bu raporu hazırladıklarını söyleyince, mahkeme başkanı Ademoğlu "Bu yargılama süresince kanaatinizi değiştiren bir şey olmadı mı? Hala aynı kanaatte misiniz?" sorusunu yöneltti. Yeğin, "Bilgim, görgüm dahilinde görüşlerimizi katmadan objektif bir değerlendirme yapmaya çalıştık" dedi.
Yeğin avukatların özellikle hareket merkezinde yaşanan çatışma görüntülerinin olup olmadığı sorusuna "Harekat merkezinde kamera kaydı olmadığı için görüntü bulunamadı" yanıtını verdi.
Sanıklardan Fatih Şahin de, "Kamera kayıtlarını istemiş ve benim ateş ettiğimi ayrıca bir kişinin daha ateş ettiğini belirtmişler. Nasıl bir teknik uygulandı ki benim ateş ettiğim tespit ediliyor da diğer ateş edenler tespit edilmiyor" sorusunu sordu. Bu soruya Yeğin "Karanlıktı. Tahmin yürütebildik diğer iki kişiyle ilgili. Şu, şu olabilir dedik" cevabını verdi.
“KİMSEYE SUÇLU DEMEYE HAKKIMIZ YOK”
Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç da tahkikat heyeti başkanı Yeğin'e şu soruları yöneltti:
"Telefon kayıtlarını incelettiniz mi? Zekai Aksakallı'nın beyanlarını aldınız mı? Zekai Aksakallı, Fatih Şahin için 'darbeci hain' dedi mi?"
Heyet başkanı Yeğin bu sorulara, telefon kayıtlarını inceleme yetkilerinin olmadığını, Aksallı'nın beyanlarının başka bir personel aracılığıyla aldıklarını ve Fatih Şahin'le ilgili böyle bir ifadesinin olmadığını söyledi.
Avukat Koç, Fatih Şahin'in darbeye karıştığına dair ya da terör örgütü üyesi olup olmadığına dair ellerinde somut delil olup olmadığını sordu. Yeğin, "Bizim kimseye suçlu, suçsuz deme hakkımız yok. Somut bilgi de yok. Buna en sağlıklı şekilde mahkeme karar verecektir" dedi.
“LİNÇ MANZARALARI ARTIK SON BULSUN”
Tanık beyanlarının alınmasından sonra mahkeme katılım talepleriyle ilgili değerlendirmeleri aldı. Savcı Mustafa Manga, şehit Ömer Halisdemir'in kız kardeşi ile Başbakanlığın katılma talebinin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme Başkanı sanıklara dönerek "herhalde takdir mahkemenindir" diyorsunuz dedi ve kayıtlara da böyle geçirdi.
Sanık avukatlarından Gürbüz Özdemir Başbakanlığın bu iddianamenin muhatabı olmadığını söyleyerek başbakanlığın talebinin reddi yönünde görüş bildirdi. Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç da Başbakanlığın bu davaya katılmasının tarafsızlığın zedelenmesi anlamına geleceğini söyledi. Bunun üzerine sanıklardan Ahmet Muhammet Demirci de avukat Çiğdem Koç'un görüşüne katıldığını, Başbakanlığın talebinin reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Avukatlar Zekai Aksallı'nın ifadesine UYAP'tan ulaşamadıklarını belirterek ifadenin mahkemede okunmasını talep etti. Sanık avukatlarından birisi, bu ifadelerinin kendilerinin duymasının önemli olmadığını, sanıkların her gün medya aracılığıyla linç edildiğini, bu ifadenin okunmasını bu yüzden istediklerini belirterek "Basın da görsün okusun ve dışarıdaki linç manzaraları artık son bulsun" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Zekai Aksakallı'nın ifadesini okumaya başladı.
"50 SORUM VARDI, 150 OLDU"
Mahkeme Başkan Ademoğlu, Zekai Aksakallı'nın ifadesini okuduktan sonra avukatlara, "Herhalde bu ifadeyle ilgili beyanlarınızı yazılı vermeyi tercih edersiniz" deyince Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç şöyle tepki gösterdi: "Zekai Aksakallı'ya 50 sorum vardı, bu ifadeden sonra 150 soru oldu. O yüzden buraya gelmeden bu dava çözülmez. Burası darbe komisyonu değil, gelip ifade verecek." Başkan Ademoğlu, Avukat Koç'a, "Tabii tekrar çağırır, ifadesini alırız. Buna bir engel yok. Mazereti olduğunu söyleyince duruşma açıp, ifade aldık" karşılığını verdi.
“BEN TAHLİYE TALEP ETMİYORUM”
Duruşmada sanıkların tahliye talepleri alındı. Sanık Erhan Almaz, "8 aydır tutukluyum. 15 Temmuz'da hiç silah kullanmayan ben dahil arkadaşlarımın tahliyesini talep ediyorum" deyince sanıklardan Mehmet Bilge itiraz edip, şu tepkiyi gösterdi: "Ben tahliye talep etmiyorum. Cezaevinde oldukça rahatım."
Beyan aşamasında söz alan sanık Fatih Şahin, Zekai Aksakallı'nın, "Terslikleri fark etmesi gereken komutandır" ifadesiyle kendisini suçladığını belirterek şunları söyledi: "Evet benim sorumluluğumda, ama benim üzerimde bulunan komutan da uzunca bir süre, saat 24.00'e kadar Semih Terzi'nin yanındaydı. Albay Altan Bora, Terzi'nin kendisine 'Durum karışık. Genelkurmay'ın bize ihtiyacı var' dediğini dün söyledi."
“ZEKAİ PAŞA MİT'LE GÖRÜŞÜP KİMİN DARBECİ OLDUĞUNU, KİMİN OLMADIĞINI SÖYLEMİŞ”
Talep ve soruları nedeniyle sık sık mahkeme başkanın uyarısına maruz kalan sanık Mehmet Bilge de, ÖKK Zekai Aksakallı'nın ifadesinde geçen bazı konular hakkında yeni taleplerde bulunurken, "Zekai Paşa MİT'le görüşüp kimin darbeci olduğunu, kimin olmadığını söylemiş. Yıllardır yanında olan Ümit Bak'ın açığını görmemiş de diğer paşaları nasıl tespit etmiş?" dedi.
“ÖKK'NİN 2 NUMARASI SEMİH TERZİ'NİN HAİN OLDUĞUNU NEREDEN BİLECEKLER”
Mehmet Bilge'nin avukatı Emir Yakın, müvekkilinin tahliye talebinde bulunmamasını, "Ağrına gidiyor, o yüzden böyle davranıyor" diye açıkladı. Ömer Halisdemir'e vurulduktan sonra iki el daha ateş etmekle suçlanan Mihralı Atmaca'nın avukatı Basri Aydın ÖKK meskun mahallerde Muharebe Talimnamesi'nin getirilmesini isterken şöyle konuştu: "Ömer Halisdemir'e ateş edilmesi keyfi değildir. Aksakallı, hükümet kimin ne olduğunu saat 01'den sonra anlamış. Bu gençler ÖKK'nin 2 numarası Semih Terzi'nin hain, darbeci olduğunu bilmesine imkan yoktu. O an Ömer Halisdemir'in hain mi kahraman mı olduğunu bilmelerine imkan yoktu."
Erhan Almaz'ın avukatı, duruşmanın ilk günü adliyenin önünde sanıklara yağlı urgan atılması ve sanıkların bu kapıdan sokulmasına tepki göstererek, "Kahraman olan bu insanlar linç ediliyor. O yüzden buradaki sanıklardan ÖKK karargahını kurtaran kahramanların dosyasının diğerlerinden ayrılmasını istiyorum" dedi. Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç da şunları söyledi: "Zekai Aksakallı buraya gelip, sorularımıza cevap vermedikçe bu insanlar gözü dönmüş, elinde yağlı ip olanların önüne atılır. Fatih Şahin günah keçisi yapılmak isteniyor. Bu çok açık. Yapılmak istenen buysa o kalabalığa verelim, biz de siz de uğraşmayın."
Ömer Halisdemir ailesinin ve ÖKK'daki çatışmada yaralanan İsmail Oğuz'un avukatı Tuğba Sağlam Eker söz aldı. Buradaki insanların kahraman gibi gösterilmeye çalıştığını savunan Eker bu kişilerin buraya rastgele getirilmediğini Semih Terzi'yle beraber Diyarbakır'dan Ankara'ya gelen kişiler olduğunu söyledi. Eker, "Biz de maddi gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Ve maddi gerçek ortaya çıkana kadar da tüm sanıklardan şikayetçi olmaya devam edeceğiz" dedi.
Verilen aranın ardından tüm tutukluların tutukluk halinin devamına karar veren mahkeme ayrıca müdahillik taleplerini kabul etti. Ayrıca 14 Nisan'dan itibaren 3 kişilik bilirkişi heyetiyle birlikte ÖKK'da keşif yapılmasını kararlaştırdı. Duruşmada 16 Mayıs 2017'ye ertelendi.