Ön rapor yayınlandı: Kayan toprak 20 milyon metreküp
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü akademisyenlerince, Erzincan'da meydana gelen toprak kaymasıyla ilgili ön inceleme raporu hazırladı. Raporda yaklaşık 112 metrelik yığın yüksekliğine sahip alanda 20 milyon 160 bin metreküplük bir toprak kütlesinin olabileceği belirtildi.

Oluşturma Tarihi: 2024-02-17 22:29:43

Güncelleme Tarihi: 2024-02-17 22:38:32

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü akademisyenlerince, Erzincan'da vuku bulan toprak kaymasıyla ilgili ön inceleme raporu hazırlandı.

Üniversite tarafından paylaşılan raporda, Erzincan'daki altın madeni ocağında yaşanan durum incelendiğinde, olayın yığın liçi yapılan bölgedeki şevin (eğimli yüzey) kaymasıyla gerçekleştiğinin anlaşıldığı belirtilerek, "İliç'teki yığın liçi sahası, 2021 yılı Google Earth uydu bilgilerine göre, her biri 8 metre yüksekliğe sahip 31 basamaktan oluşmakta olup, genel şev eğimi 2,5Y:1D şeklindedir. Sahada yığın liçi için oluşturulmuş olan şevin, şev kaymasına sebep olan kısmının ise yine aynı verilere göre 8 metre yüksekliğindeki 14 basamaktan oluştuğu anlaşılmaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.

Kayan toprak 20 milyon metreküp

"2021 yılı uydu görüntüleri dikkate alınarak yapılan ilk incelemelere göre, ocak içerisinde 14 adet basamaktan oluşan bir liç yığınının olduğu ve basamak yüksekliğinin 8 metre olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 112 metrelik bir yığın yüksekliğine ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bu da akmanın gerçekleştiği alanda çıkarılan ve liç işlemine tabi tutulan malzemenin yaklaşık 177 bin metrekarelik bir alanı etkilediği ve yaklaşık 20 milyon 160 bin metreküp hacimlik bir kütlenin kayarak ve akarak yaşanan sorunun meydana geldiğini göstermektedir. Kayma ve akma yaşanan bölge, yakında bulunan Fırat Nehri ve üzerinde bulunan HES barajına yakın olup, kayma sonrası akma da bu yöne doğru gerçekleşmiştir. Sahanın bulunduğu bölgede irili ufaklı fayların olduğu da anlaşılmaktadır."

Bir mühendislik girişimi sonucu insan eliyle oluşturulan herhangi bir pasa (madenlerin arasında çıkan taş, toprak vb. yabancı nesneler) atık sahası, döküm sahası veya yığın liçi sahalarında oluşacak şev yenilmelerinin nedensiz ve habersiz olarak gelmeyeceğinin bilindiği aktarılan raporda, üstelik bu yığma materyaller kohezyonsuz, gevşek ve suya doymuş zayıf yapıda ise bu şev kütlesinin yenilme mekanizması, zaman deformasyon ilişkisi, topoğrafik değişmeler, şev geometrisi, yağış miktarları gibi birincil faktörlerin birlikte sorgulanarak önemle ve dikkatle izlenip değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Raporda, "Olası bir sabit hızlı deformasyon başlangıcında, zaman geçirmeksizin oluşan çekme çatlaklarının kapatılarak su girişinin önlenmesi, yüzey drenajı için kanalların oluşturulması, genel şev açısına uygun basamaklar oluşturulması, yığın şevlerinin üzerinde ve etrafında tepecik ve çukurların oluşumlarının engellenmesi gibi önlemler, bu tür riskli yığın ve atık şevlerinde ivedilikle alınması gereken önlemlerdir." ifadelerine yer verildi.

Bütün kritik güvenlik katsayısı sınırlarında çalışılan işlerde olduğu gibi madencilik çalışmalarında da sürekli gözlem ve denetim ölçümlerinin yapılmasının zorunluluk olduğu belirtilen raporda, bu büyüklükteki bir yığının stabil olarak kalabilmesi için de maden mühendisliği disiplinine sıkı sıkıya bağlı kalınmasının, çevre koşullarının da dikkate alınarak konunun uzmanı kişilerce düzenli olarak takip edilmesinin önemi vurgulandı.

Raporda, bahsi geçen sahada, kazı yöntemleri ile üretilen malzemenin kırma eleme tesisinde boyutlandırılarak yığın haline getirildiği ve içerisindeki altın cevherini elde etmek amacıyla siyanür kullanılarak yığın liçi işlemi ile altın kazanımı gerçekleştirildiği aktarıldı.

Liç işleminin, "çözücü özelliği olan sıvı kimyasalların kullanılarak kıymetli metallerin kazanıldığı hidrometalurjik bir işlem" olarak tanımlandığı raporda, bu işlemin cevher hazırlama disiplininde yer alan boyut küçültme süreçleri sonrasında artırılan malzeme yüzeyinin kıymetli minerali kazanmak için bir çözücüyle muamele ettirilmesi prensibine dayandırıldığı kaydedildi.