Gazeteci-Yazar Osman Atalay, bugün Yeni Akit gazetesindeki köşesinde kaleme aldığı, “Türkiye-Rusya ilişkilerinde Kırım'ı unutmamak” başlıklı makalesinde, Rus işgali altındaki Kırım'ı konu ediniyor. Kırım'da hukuksuzlukların devam ettiğini belirten yazar, “Türkiye hariciyesi ve devleti; Kırım Tatarlarına bu kritik süreçte gereken desteği vermelidir” diyor.
Osman Atalay'ın makalesinin tam metni şöyle:
Rusya, 22 Şubat 2014'te Moskova yanlısı Viktor Yanukoviç'in devrilmesinden sonra Kırım'a müdahale etti. Kırım'da çoğunluğu etnik Rusların yaşadığı bölge fiilen Rusya'nın kontrolüne girdi.
16 Mart'ta yapılan referandum sonuçları ile de Kırım bölgesinin, Rusya'ya bağlandığı ilan edildi. Türkiye, Ukrayna krizinde ülkenin siyasi birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü esas alan barışçıl çözüm bulunmasını dillendirerek, Kırım'da yapılan referandum sonuçlarını ve bu sonuçlardan hareketle gerçekleştirilen tasarrufların hiçbirini tanımadığını deklare etti.
Rusya'nın doğusundaki Luhansk ve Donetsk bölgelerinde Rusya yanlıları kamu binalarını ele geçirip mayıs ayında referandum düzenleyerek, bağımsızlık ilan ettiklerini açıklamışlardı. Ancak Kiev yönetimi ve Batılı ülkeler ise referandum sonuçlarını kabul etmemişti.
Batılı ülkeler, Ukrayna'daki krize müdahale ettiği iddiasıyla Rusya'ya yönelik bir dizi ekonomik yaptırım uygulayarak, Rusya'yı geri adım attırmaya zorladılar. Sonuç olarak 2014 yılının nisan ayından bu yana Ukrayna ve Rusya arasında geçen savaşta, 5 bin 700 kişi hayatını kaybetti ve 1 milyon insan evlerini terk etti.
Batı'nın gündeminde asla Kırım'ın ilhakı olmadı. Ukrayna, ülkenin doğusunu kurtarmanın derdiyle sorunun çözümünü (çözümsüzlüğünü) Batı ve ABD'ye havale etti.
Bizim için Kırım'da 350 bin Tatar kardeşimizin durumu ve güvenliği çok önemlidir. Batı dünyası, Ukrayna ve Kırım için asla Rusya ile sıcak bir çatışmayı göze almayacağını 5 yıl içerisinde göstermiş oldu.
Kırım Tatarlarının bugünkü Kırım'da yaşadıkları siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik sorunların Türkiye üzerinden sağlıklı bir metinle, Rusya-Türkiye arasındaki politik iş birliği çerçevesinde yürütülmesi gerekiyor.
Kırım Tatarlarının bugün yaşadıkları siyasi değişim karşısında, güçlü bir liderlik, siyasi tecrübe ve birikime ihtiyaçları var.
Kırım'ın, Rusya'ya ilhakı sonucunda Rusya'nın bölgede başlattığı yeni kanunlar ve uygulamalar çerçevesinde ciddi etnik, kültürel, dini ve tarihsel sosyolojik değişimler ile yanlış uygulamalar yaşanmaktadır.
KIRIM'DA HUKUKSUZLUK ARTARAK DEVAM EDİYOR
Rusya tarafından işgal edilen Kırım'da 2019 yılının ilk 9 ayı içinde 113 Kırım Tatarı olmak üzere toplam 126 kişi alıkonuldu.
Kırım Tatar Kaynak Merkezi tarafından hazırlanan raporda söz konusu sayının Ocak-Eylül 2018 dönemindeki alıkonulma sayısını önemli ölçüde aştığı belirtildi.
Geçen senenin aynı döneminde 65'i Kırım Tatarı olmak üzere toplam 91 kişi alıkonulmuştu.
Rapora göre, işgal edilen Kırım'da alıkonulma için en sık Rusya'da yasaklanmış “Hizb-ut Tahrir” örgütü üyesi olma bahanesi öne sürülüyor. Ocak-Eylül 2019 döneminde Numan Çelebicihan Taburu üyesi olma, Rusya'da yasaklanmış Yehova Şahitleri örgütünün faaliyetlerine katılma ve güya aşırıcı semboller sergileme bahanesiyle bir dizi insan alıkonuldu. Ayrıca işgal edilen Kırım'ın idari sınırında da bir dizi alıkonulma gerçekleşti. Bunun dışında 10-11 Temmuz 2019'da Moskova'da düzenlenen protesto eylemi sırasında 53 Kırım Tatar aktivist gözaltına alındı. Daha sonra söz konusu aktivistlere para cezası verildi.
Raporda alıkonulmalar sırasında çoğunlukla alıkonulan kişilerin insan haklarının ihlal edildiği, avukatlarla görüşmeye izin verilmediği ve insanların tehdit edildiği belirtildi.
Türkiye hariciyesi ve devleti; Kırım Tatarlarına bu kritik süreçte gereken desteği vermelidir.
Kırım Tatarlarının aslında anavatana döndükleri 28 yıllık süreçte de siyasi, sosyal ve kültürel açıdan yalnız bırakıldıkları ve ihmal edildikleri bir gerçektir.
Resmi devlet ve sivil toplum projesiyle çok geç olmadan Kırım Tatarlarına yeni bir vizyon ve yol haritası belirlenmelidir.
https://m.yeniakit.com.tr/
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.