Türkiye'de “sevgililer günü” olarak anılan 14 Şubat Valentin (Valentine, Valentinus) Günü kutlamalarının Hıristiyanlık tarihinde uzun bir geçmişi vardır.
Aziz Valentin Günü kutlamaları beşinci yüzyıl sonlarında Papa Gelasius zamanına kadar uzanır. 496'da Papa Gelasius'un, 14 Şubat'ı Hıristiyan bir şehit olan Aziz Velentin'in (St. Valentinus) hatırasına ithaf edilen kutsal bir gün olarak kutladığı söylenir.
Aziz Valentin, Katolik geleneğine göre çiftlerin, nişanlıların, aşıkların, yolcuların, gençlerin arıcıların ve salgın hastalığa yakalananların koruyucu azizidir.
Üçüncü yüzyılda yaşadığı düşünülen Aziz Valentin'in Hıristiyanlara karşı sıkı bir baskı, şiddet ve takibatın söz konusu olduğu İmparator Claudius zamanında katledilen bir kişi olduğuna inanılır. Hıristiyan geleneğinde Valentin ile ilgili anlatılan öykülere bakıldığında Valentin olarak tasvir edilen en az üç farklı karakterin bulunduğu dikkati çeker. Bununla birlikte ona dair anlatıların tamamında üretkenlik, verimlilik ve sevgi ağırlıklı bir tema olarak dikkati çekmektedir.
Örneğin bir anlatıya göre imparator Claudius zamanında askerlerin evlenmeleri yasaklanır. Zira evli ve çocuklu askerlerin bekar olanlara göre görevlerinde yeterli derecede motive olmadıkları düşünülmektedir. Bu uygulamaya rağmen bazı askerler gizliden gizliye evlenmeye çalışmaktadır. Bu dönemde Valentin ise Hıristiyan çiftlerin evlilik törenlerini yönetmekte, nikahlarını kıymaktadır. Durumu öğrenen imparator, Valentin'i yakalatır ve 270 yılı civarında idam eder.
Bir başka anlatıda ise Valentin, yine Claudius zamanında zindana atılıp işkence edilen Hıristiyanlara yardım eden bir kişidir. Bunu öğrenen yönetim onu da zindana atar. Zindandaki Valentin ile onu yargılayan hâkimin kör kızı birbirine âşık olur. Aynı zamanda bir hekim olan Valentin, kızı iyileştirir ve sonunda idam edilmeden önce, ona “Valentin'inden…” ifadesiyle başlayan bir sevgi pusulası verir…
Bu şekilde beşinci yüzyıl sonlarından itibaren ortaya çıkan Aziz Valentin kültü, ortaçağ boyu özellikle Fransa ve İngiltere'de yaygınlaşır. Ortaçağda Valentin Günü, özel anlamda kuşların çiftleşme döneminin başlangıcı olarak görülür. Dolayısıyla Valentin Günü, tabiatın kış sonu yeniden canlanmasının ve canlıların çiftleşip üremesinin başlangıç dönemi olarak kutlanır. On beşinci yüzyıl ve sonrasında ise Valentin Günü eşler arasındaki romantik ilişkilere dair bir gün olarak karşımıza çıkar. Bu dönemde Valentin ismi “sevgili” anlamında bir terim olarak halk arasında yaygınlaşır.
Hıristiyan geleneğinde beşinci yüzyıl sonlarından itibaren yer verilen Aziz Valentin'in gerçekte yaşayıp yaşamadığı ya da tarihsel bir şahsiyet olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Nitekim Roma Katolik Kilisesi hakkında çok az bilgi bulunduğu gerekçesiyle Aziz Valentin'i 1969'da Genel Roma Takviminden çıkarmıştır. Bununla birlikte 14 Şubat Aziz Valentin kutlamaları Hıristiyanlar arasında yaygın şekilde sürmektedir.
Dördüncü yüzyıl sonlarından itibaren Roma topraklarında egemen baskın bir din haline gelen ve başta Eski Roma inanç ve kültleri olmak üzere kendisinden başka tüm dini geleneklere adeta savaş açan Hıristiyanlığın toplumu her anlamda Hıristiyanlaştırmaya yönelik ciddi bir çaba sarf ettiği görülmektedir. Bu doğrultuda halk arasında yaygın olan birçok geleneğin ve kutsala dair ritüelin Hıristiyan tarihinden ve değerlerinden hareketle yorumlanıp Hıristiyanlaştırılarak yaşatıldığı bilinmektedir. Aziz Valentin'le ilgili anlatılan öykülerin de böyle bir bağlam taşıyor olması büyük ihtimaldir.
Aziz Valentin kutlamalarının kökeni pagan Roma'daki Lupercalia kutlamalarına dayanır. Hıristiyanlık öncesi Eski Roma geleneğindeşubat ortasında kutlanan Lupercalia, meşhur bir verimlilik ve bereket festivalidir.
Pagan Romalılar, 15 Şubat'ı tarım tanrısı Faunus'aithafen bir bereket, üretkenlik ve verimlilik festivali olarak kutlarlardı. Bu kutlama aynı zamanda Roma'nın mitolojik kurucuları olarak kabul edilen Romus ve Romulus'a da ithaf edilirdi.
Kutlamada en dikkat çekici olan uygulama Luperci olarak adlandırılan din adamlarının bir kutsal mekânda kurban ettikleri keçi ile köpeğin kanına batırdıkları post parçalarıyla ekinlere ve kadınlara dokunmak suretiyle onları takdis etmeleriydi. Böylelikle ekinlerin ve kadınların üretkenliğinin, verimliliğinin ve doğurganlığının artacağına inanılırdı. Kutsanan kadınlar, geleneğe göre isimlerini yazdıkları objeleri bir küpe koyarlar, sonra da o küpten kura çeken erkeklerle eşleşirlerdi.
Bu verimlilik festivalini yöneten Roma rahip sınıfı olan Luperci'den hareketle Lupercalia diye adlandırılan bu kutlamanın Hıristiyanlığın Roma'da egemen bir gelenek haline geldiği dönemlere kadar varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Diğer tüm Eski Roma geleneklerini yasaklayan Hıristiyanlık pagan kültürdeki haliyle Lupercalia festivalini din dışı ilan edip yasaklamakla birlikte, Aziz Valentin'e ithaf edilen yeni bir yorumla bu meşhur festivali 14 Şubat'ta kutlamayı sürdürmüştür.
Modernite dönemine geldiğimizde, Batı kültür dünyasında yaygın olan diğer birçok dini kutlama ve festivalde olduğu gibi Valentin Günü de seküler bir perspektifle yeniden yorumlanmış ve sevgililer gününe dönüştürülmüştür. Diğer tüm özel günler ve kutlamalar gibi bugün de kapitalist ekonominin tüketim çılgınlığı için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.
Görüldüğü gibi 14 Şubat Sevgililer Günü, köken itibarıyla pagan Roma'ya kadar uzanan bir üretkenlik ve verimlilik festivalidir.
Tarihsel süreçte Hıristiyan bir şehit olduğuna inanılan Valentin'e atfedilerek Hıristiyan geleneğinde yaşatılan bu festival, modern dönemde Batı kültürü etkisiyle tüm seküler dünyada sevgililer günü kutlamasına dönüşmüştür.