Dolar

34,6365

Euro

36,4826

Altın

2.929,89

Bist

9.646,00

'Pençe Kartal-2 operasyonları artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam ediyor'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TBMM Genel Kurulunda Irak'ın kuzeyindeki Gara bölgesinde icra edilen Pençe Kartal-2 Harekatı hakkında bilgi verdi

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-02-16 19:39:57

'Pençe Kartal-2 operasyonları artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam ediyor'

Akar, Milli Savunma Bakanlığının, tüm birlik ve unsurlarıyla başta FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere, her türlü tehdit ve tehlikeye karşı, asil milletin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla "ölürsem şehit, kalırsam gazi" anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadeleyi sürdürdüğünü belirtti.

Irak'ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK'ya karşı mücadelenin, operasyonların artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam ettiğini ve edeceğini vurgulayan Akar, "Şunu özellikle belirtmek isterim ki Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Irak'ın, siyasi birlik içinde istikrar ve refaha kavuşması da en samimi arzumuzdur. Bu çerçevede; yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, 83 milyon vatandaşımızı, asil milletimizi terör belasından kurtarmakta kararlıyız." diye konuştu.

Irak kuzeyinde; terör örgütünün, sınır ötesindeki tahkimli mevzilerini ve barınma alanlarını imha etmek, hudut emniyetini ileriden sağlamak ve azami teröristi etkisiz hale getirmek maksadıyla operasyonlar yapıldığını dile getiren Akar, Mayıs 2019'da Irak'ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kaplan serisi operasyonlar ile harekatların planlandığı şekilde sürdüğünü söyledi.

Akar, "Bu operasyonlar sonucunda belirli bölgeler, istikametler ve yerler teröristlerden büyük ölçüde temizlendi, temizlenmekte ve böylece teröristlerin hareket kabiliyetleri kısıtlanmış bulunmaktadır. Böylece hareket serbestisi kısıtlanan örgütün, Gara'da toplanmaya başladığı istihbar edilmiştir." bilgisini verdi.

Hududa mücavir olan Sinat-Haftanin, Metina, Zap, Avaşin-Basyan ve Hakurk'taki teröristlerle mücadelenin uzun zamandır yoğun şekilde devam ettiğini ve buradaki teröristlerin büyük ölçüde etkisiz hale getirildiğini belirten Hulusi Akar, "Ancak bulunduğu konum ve arazi itibarıyla, sıradağlardan dolayı, buraya kadar ulaşmanın zorluğundan dolayı çeşitli şekillerde Gara'da harekat, operasyon bugüne kadar icra edilmemiştir. Bu nedenle bu bölgede bulunan teröristlerin büyük bölümünün bir şekilde sözde PKK'nın sözde güvenli bölge olarak Gara'yı seçtiği ve oraya odaklandığı, sözde okul, eğitim merkezi ve toplantı alanı olarak bu bölgeyi kullanmaya başladığı da yine bize gelen bilgiler arasında bulunmaktadır." dedi.

"Nitelik olarak diğer operasyonlardan son derece farklı"

Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar girilmeyen bu bölgede teröristler, 'her an gelebilirler' diye korksalar da kendilerini nispeten rahat ve emniyette hissetmekteydiler. Bu bölgeyi zaten takip ediyorduk. Son beş ayda özellikle bu bölgeye yoğunlaştık. Bu operasyon kara desteği olmadan 35 kilometre derinlikte icra edilmiştir ve harekatın kritik ve önemli olması bundan kaynaklanmaktadır. Herhangi bir şekilde karadan irtibat ve destek olmadan yapılan harekat olması sebebiyle, nicelikten çok nitelik olarak diğer operasyonlardan son derece farklıdır.

Operasyon için gerekli gizlilik önlemleri içinde geniş bir hazırlık süreci yaşanmış, bu çerçevede; operasyon yapılacak arazi ile ilgili ayrıntılı harita çalışması yapılmıştır. Kuvvet ihtiyaçları belirlenmiş, hedeflere yönelik ayrıntılı çalışmalar icra edilmiştir. Dost ve müttefiklerimizle koordine edilerek yapılan harekat öncesinde; hedefler özenle seçilmiş, harekatın planlanması ve icrasında sivil halkın can ve mal güvenliği ile çevrenin korunmasına azami dikkat ve hassasiyet gösterilmiştir. "

Akar, harekat öncesi kara ve hava kuvvetleri, kara havacılık unsurları ile özel kuvvetler arasında ayrıntılı planlamaların yapıldığını ve koordinasyonların gerçekleştirildiğini belirtti.

Bu çalışmalar sonucu, 10 Şubat saat 02.55'te uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakları doğrultusunda; hava kuvvetlerine ait uçaklar ile İHA/SİHA'ların desteğinde bölgeye harekatın başladığını anımsatan Akar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Harekat alanımızın çapı 75 kilometreye 25 kilometre olacak bir dikdörtgen şeklinde söylenebilir. Planlanan 50'den fazla hedeften 48'i vurulmuştur. Diğer hedefler güvenlik nedeniyle, hem kendi unsurlarımız hem çevre nedeniyle iptal edilmiştir. Hedeflerin vurulmasını müteakip 05.45'te hava hücum harekatıyla; helikopterler ile özel kuvvet unsurları hedef bölgelerine indirilmeye başlanmış ve böylece bölgeye giriş ve çıkışı önlemek, uygun arazi kesimlerini kontrol altına almak için gerekli uygulama gerçekleştirilmiştir. İlk temasta 2 şehit ve bir yaralımız oldu. Daha sonra yaralanan bu kahraman yüzbaşımız şehit oldu. Harekatın tamamında 3 şehit ve 3 yaralımız mevcut olup; yaralılarımız hastanede tedavi altındadır ve hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Yaralılarımızdan biri de taburcu olmuştur."

"İlerleme çok zor oldu"

Akar, birçok mağaranın bulunduğu bölgede ateş gelen mağaraya yoğunlaşıldığını ve mağara girişlerinin demir kapılarla tahkim edildiğinin görüldüğünü aktardı.

Mağara girişinin fotoğrafını gösteren Akar, "Arazinin niteliğini görmek bakımından bu fotoğraf önemli. (Mağara girişi) Buraya herhangi bir şekilde hava unsurlarıyla ne uçaklarla ne SİHA'larla etki etmek mümkün değil. Buraya mutlaka kara operasyonu yapmak mecburiyetimiz var. Diğer bir deyişle, bazı tezviratlara cevap vermek bakımından, buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetlerimizin bombasının ulaşması mümkün değil, geometrik yapısı itibarıyla." dedi

Gerekli keşif ve araştırmayı müteakip mağaranın diğer iki kapısının da bulunduğunu anlatan Akar, şunları kaydetti:

"Güvenlik tedbirleri alınarak kapılar tahrip edilmeye çalışıldı. Bu esnada içeriden ateş ediliyor; el bombası atılıyordu, bunlara özel kuvvetler unsurlarımız gerekli karşılığı veriyorlardı. Ayrıca bölgede el bombası ve hafif silahlara karşı mağara girişinde sadece ve sadece göz yaşartıcı gazlar kullanılmıştır. Bunun dışında herhangi bir silah mühimmat kullanılması asla söz konusu değildir.

Bu uygulamalar sırasında; teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunuldu. Yaptıkları şeyin yanlış olduğu, herhangi bir şekilde kurtulma imkanlarının olmadığı, dolayısıyla teslim olmaları gerektiği hususu tekrar tekrar hatırlatıldı. Daha sonra mağara içerisinde ilerleme sırasında çok dar geçitlerin ve ilave demir parmaklıkların olduğu görüldü. Bunlar başlangıçta bilinmediği için bunlarla karşılaşıldı. Dolayısıyla ilerleme çok zor oldu. Uzun süren bu çalışmalar sonunda akşam saatlerine doğru, birinci terörist Şervan Korkmaz kod adlı Osman Acer 'ateş etmeyin, teslim olmak istiyorum' diye dışarı çıktı ve teslim alındı.

Teslim alınan birinci terörist tarafından, içeride 7 terörist ve alıkonulan 12'si Türk vatandaşı, 1'i yabancı 13 kişinin olduğu; alıkonulan 13 kişinin sözde mağara sorumlusu kod adı Sorej olan terörist tarafından hava hücum harekatının başlangıcında; başlarına birer kurşun sıkılarak şehit edildiği ifade edildi."

Mağaraya operasyon düzenleyen özel kuvvet personelinin anonslarına ilaveten, teslim olan birinci teröristin, "Bana iyi davranıyorlar, korkmayın, gelin teslim olun" çağrılarına rağmen diğer teröristlerden teslim olanın bulunmadığını dile getiren Akar, ertesi gün sabah saatlerinde de ikinci bir teröristin, mağaradan çıkıp kaçmaya çalışırken askerler tarafından yakalandığını ifade etti.

Akar, Merkaz kod adlı ikinci terörist Doğan Geçgel'in ifadesinde, alıkonulan 13 kişinin Sorej kod adlı terörist tarafından başlarından vurularak şehit edildiğini tekraren ve teyiden söylediğinin bilgisini paylaştı.

Milli Savunma Bakanı Akar, operasyon sırasında yakalanan teröristlerin ifadesinde, sözde Gara sorumlusu Cuma Biliki'nin yaptığı bir toplantıda, Erbil ziyaretleri sonrasında Derik, Sincar veya Gara'da bir operasyon yapılacağını beklediklerini söylediğinin ifade edildiğini aktardı.

YPG/PKK arasında bir farkın olmadığını gösteren bir örneğe daha yer veren Akar, şunları kaydetti:

"Sözde mağara sorumlusu Sorej kod adlı terörist, YPG/PKK ilişkisini göstermek bakımından çok hayati öneme haiz olduğunu değerlendiriyoruz. En somut ispatıdır. Anılan terörist, turuncu listedeki 1986'lı, Şırnak Beytüşşebap doğumlu Kamuran Ataman'dır. Bu kişi 2017'den önce Beytüşşebap bölgesinde birçok katliama katıldı ve buradan bir şekilde kaçtı, Kamışlı, Derik bölgesinde 2017-2018 yıllarında sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptı. Daha sonra bir şekilde yaralanma ya da hastalanma sonucunda Derik'teki hastanede tedavi gördü, bu tedaviyi müteakip de Gara bölgesine gönderildi ve 2019 yılı sonbaharında sözde cezaevi sorumlusu olarak görevlendirildi. Dolayısıyla YPG ve PKK arasında ilişki olmadığını söyleyen, içeride ve dışarıda bazı kişiler var. Bu ve buna benzer örnekler var, bu en son örnek. Bunun mutlaka görülmesi lazım. Dolayısıyla her yerde söylediğimiz gibi YPG'nin PKK'dan farkı yok. YPG, PKK'nın Suriye kolu diyebiliriz."

Özel kuvvet personeli tarafından iki teröriste mağaraya yönelik olarak "teslim olun" çağrıları yaptırıldığını ancak çıkan kimsenin olmadığını, içeriden ateşle cevap verildiğini belirten Akar, "Bunun üzerine içeri girmeye karar verildi. Operasyon başlatıldı. İçerisi tamamen karanlıktı. Fenerle de kısmi bir aydınlatma yapmak mümkündü, güvenlik sebebiyle operasyon dikkatli ve yavaş sürdürüldü. Mağara içerisindeki teröristler tarafından yapılan ateşe karşılık verilerek ilerlendi. Bir müddet sonra karşıdan gelen ateşler kesildi." dedi.

Akar, operasyon bölgesinin görsellerini de milletvekilleri ve kamuoyuyla paylaşarak, operasyon yapılan mağaranın detaylarını anlattı.

Mağara operasyonlarının zorluğuna dikkati çeken Akar, bu zor şartlarda Mehmetçiğin kendisine verilen görevi başardığını belirtti.

Akar, dikkatli bir şekilde, olabildiğince güvenli bir şekilde, teslim almak esasına dayalı bir şekilde operasyonda ilerlemenin gerçekleştirildiğini, nihayetinde de 13 vatandaşın şehit edildiği bölüme girildiğini, daha sonra vatandaşların naaşlarının yerde görüldüğünü, gerekli güvenlik tedbirleri alınarak şehitlerin naaşlarının mağaradan dışarı tahliye edildiğini söyledi.

Akar, "Operasyon, kahraman personelimiz tarafından, güvenlik kuvvetlerimiz tarafından oldukça zor şartlarda ve her ülkenin yapamayacağı bir şekilde gerçekleştirilmiş oldu." diye konuştu.

Adli tıp işlemleri için Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşerek nasıl bir hareket tarzı uygulanacağının da koordine edildiğin dile getiren Akar, bunun sonucunda en yakın yer olarak Şırnak'ın belirlendiğini söyledi. Şırnak'taki adli tıp imkan ve kabiliyetinin sınırlı olması nedeniyle bilahare Bakanlar Soylu ve Gül ile görüşerek 13 şehidin Malatya Adli Tıp'a teslim edildiğini kaydetti.

Şehitlerin naaşları emniyetli bir şekilde yurtiçine nakledildikten sonra, güvenlik güçlerince karadan ve havadan gerekli emniyet tedbirlerini alarak operasyona iştirak eden unsurların kademeli ve emniyetli bir şekilde yurt içine dönmeye başladıklarını ifade eden Akar, "Ancak şu anda dahi, döndükten sonra dahi oradaki operasyonlarımız devam etti. 14 Şubat günü bölgedeki unsurlarımız tarafından, paramotor ile kaçmaya çalışan 3 terörist tespit edildi ve etkisiz hale getirildi. Daha sonra bölgenin keşfi, incelemesinin devam ettiği cihetiyle tespit edilen üç hedef de yine hava kuvvetlerimiz tarafından vuruldu. Bu manada bizim oradaki gözetleme, istihbarat faaliyetlerimiz devam ediyor. Orada herhangi bir şekilde ortaya çıkan bir durum olursa onlara karşı da gerekli faaliyetleri yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.

Operasyon sonucunda elde edilen bir istihbarat notunu da paylaşan Akar, "Operasyon sonucunda teröristlerin hem psikolojik hem maddi bakımdan çok ciddi zayiata uğradıkları kesin. Bunun sonunda, sözde karargahları tarafından teröristlere yönelik yayınlanan talimatlarda özellikle önümüzdeki 15 gün süreyle hiçbir teröristin 3-4 kişiden aşağı olmayacağı, çünkü firarlar başladı, bu firarları önlemek için 3-4 kişiden aşağı olmayacağı, bir diğer tedbirin de telefon, internet, tablet gibi aygıtların kullanılmayacağı, televizyon, haber seyredilmeyeceği de orada teröristlere tebliğ etmiş bulunuyorlar." ifadesine yer verdi.

"PKK dün olduğu kadar bundan sonra da kendini artık burada rahat hissedemeyecek"

Harekât boyunca 4'ü sözde üst düzey yönetici olmak üzere 51 teröristin ölü, 2 teröristin ise sağ olarak ele geçirildiğini bildiren Akar, istihbarat kaynakları tarafından, etkisiz hale getirilen terörist sayısının çok daha fazla olduğu yönünde değerlendirmeler yapıldığını, bu hususun önümüzdeki günlerde açıklığa kavuşmasının beklendiğini kaydetti.

Akar, harekâta ilişkin şunları kaydetti:

"Bu harekâtla, bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığında bulunan tüm unsurlar da büyük ölçüde temizlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri, terör örgütü PKK'nın kendisini çok emniyette hissettiği Gara'da, 75 kilometreye 25 kilometrelik bir alanda, PKK'ya ağır zayiat verdirmiştir. Terör örgütü dün olduğu kadar bundan sonra da kendini artık burada rahat hissedemeyecektir. Asil milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye, en son terörist etkisiz de hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir. Hiçbir şehidimizin bugüne kadar kanı yerde bırakılmadı, bundan sonra da bırakılmayacaktır. Harekat sırasında hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimiz için de acil şifalar diliyorum.

Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri, asil milletimizin sevgisi, güveni ve desteği ile Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Suriye'de, Irak'ın kuzeyinde, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Karabağ'da ve daha birçok coğrafyada bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak, dost ve kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu korumak için büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla mücadelesini sürdürmektedir."

SON VİDEO HABER

Bitcon kutlaması: Sokakta lokma dağıttı

Haber Ara