Pentagon'un gizli ordusu: Tamamen sivil, 'yenilmez ekip'
Bir süre önce ABD merkezli Newsweek dergisi, 2 yıl süren araştırmanın sonucunda, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) son 10 yılda yaklaşık 60 bin kişilik büyük gizli ordu kurduğunu duyurmuştu. Dünya medyasında geniş yankı uyandıran araştırmanın tartışması devam ederken SASAM (Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi) Uzmanı Umut Berhan Şen, konuyla ilgili analizinde dikkat çeken veriler paylaştı

Oluşturma Tarihi: 2021-05-30 17:44:11

Güncelleme Tarihi: 2021-05-30 17:44:11

ANALİZ

ABD'li emekli ordu komutanı Gordon Sullivan, Pentagon'un dünyanın her yerinde en özel operasyonları, ABD'nin gizli gücü olan 21. Ordu'yu kullanarak yaptığını söylüyor. Buna göre 21. Ordu tamamen sivil giyinen ve gerçek kimlikleri gizli tutulan subaylardan oluşan bir hibrit savaş gücü. Ordudaki personel sayısı ise CIA'nin 'yer altı' görevli sayısından 10 kat daha fazla.

Geçtiğimiz günlerde ABD kamuoyunun en önemli yayın organlarından Newsweek dergisi, Pentagon'un kurduğu gizli bir ordu olduğunu ve bu ordudaki personel sayısının CIA'nin 'yer altı' görevli sayısından 10 kat daha fazla olduğunu' yazdı (Gordon Sullivan, bu rakamın, bağlı hücreleriyle birlikte 5 milyona ulaştığını iddia eder).

15.01.2021 tarihli Star Açık Görüş eki için kaleme aldığım 'ABD nereye gidiyor?' başlıklı yazımızda söz konusu gizli ordudan ben bahsetmiştik... Bir diğer adıyla 21. Ordu'dan.

'Yenilmez ekiplerin ekibi'

Pentagon'un dünyanın her yerinde en özel ve gizli operasyonları ABD'nin en özel ve gizli gücü olan 21. Ordu'yu kullanarak yaptığını, ABD E. Kara Kuvvetleri Komutanı Gordon Sullivan, 'Umut Bir Yöntem Olamaz' adlı kitabında detaylar ve örneklerle anlatmaktadır. 21. Ordu'nun tamamen sivil giyinen ve gerçek kimlikleri gizli tutulan subaylardan ve her milletten, her meslekten ve her sosyal gruptan oluşan bir hibrit savaş gücü olduğu ifade edilmektedir. 21. Ordu'nun kumanda personeli bizzat en iyi Özel Kuvvetler-Rangers birliği subayları arasından seçilmektedir. Yani iyiler arasında en iyiler seçilmektedir. Gordon Sullivan 21. Ordu'yu bu özelliği nedeniyle 'daima yenilmez ve ekiplerin ekibi' olarak tanımlamaktadır. 21. Ordu'yu dünyadaki tüm özel harp organizasyonlarından farklı kılan en önemli özelliği ise silahlı operasyonların yanında toplumlara yönelik beyin yıkama faaliyetleri gerçekleştirmesidir.

Uyuşturucu trafiği

Pentagon ve 21. Ordu, terör örgütleri ve organize suç örgütlerini sosyal medya üzerinden oldukça etkin bir silah olarak kullanmaktadır. Bireyin ya da toplumun belirli konulardaki düşünce ve kanaatlerini, birtakım çıkarlar elde etmek, varolan devlet otoritesini, kamu düzeni ve güvenliğini sarsmak hedefiyle değiştirme ve yönlendirme girişimleri beyin yıkama faaliyetlerinin amacını oluşturmaktadır.

Beyin yıkama konusunda bilinen en eski örneklerden birisi, Haşhaşi terör örgütü lideri Hasan Sabbah'ın fedailerini motive etmek için, suikast görevine yollamadan önce uyuşturucu vermesidir. Günümüzde de hem terör örgütleri hem de organize suç örgütleri aynı yöntemi kendi elemanları için kullanmaktadır. Sayısal olarak, bazı organizasyonlarda eleman olarak yüzbinlerce kişiyi bulan yeni tip terör örgütleri ve organize suç örgütlerinin liderleri başta olmak üzere, pek çok elemanı ve militanı çeşitli uyuşturucu maddelere bağımlı durumdadır. Bu durumu çok iyi bilen 21. Ordu, kendisine bağlı olan pek çok terör örgütü ve organize suç örgütünü dünyanın çeşitli bölgelerindeki uyuşturucu trafiğine ortak olmaya yönlendirmektedir.

Sosyal medya ve 5. kol

21. Ordu'nun en süratli ve başarılı olduğu alan ise 5. kol faaliyetleridir. 5. kol faaliyetini kısaca tanımlarsak; askeri müdahale ile yenilemeyen bir kitle veya devleti, psikolojik savaş, kara propaganda, espiyonaj(casusluk), sabotaj, kontrespiyonaj(karşı casusluk) ve medya organları yoluyla yenilgiye uğratmak veya yıldırmak üzere yürütülen faaliyetler bütününe 5. kol faaliyeti adı verilmektedir. Günümüzde pek çok gizli servis, terör örgütü ve organize suç örgütü 5. kol faaliyeti yürütmektedir. Özellikle sosyal medya 5. koy faaliyetlerinin temel unsuru ve itici gücü haline gelmiştir.

Hibrit tehdit

21. yüzyılda, tüm güvenlik konsept ve paradigmalarının kökten değiştiği gözlemlenmektedir. Bu yüzyılın ilk çeyreği geride kalmak üzereyken, siyasal, teknolojik ve toplumsal dönüşümlerle eşgüdümlü olarak her geçen gün yeni tehdit biçimleri ortaya çıkmaktadır. Son 20 yıl içinde yeni beliren güvenlik tehditleri arasında en fazla ön plana çıkan, birden fazla çatışma aracını aynı politik hedef doğrultusunda ve eş güdümlü olarak kullanan hibrit tehditlerdir. Hibrit tehditler; konvansiyonel askeri kabiliyetleri, gayri nizami harp tekniklerini, terörizmi, beşinci kol faaliyetlerini, organize suç faaliyetlerini, bilgi savaşını, siber saldırıları vb. enstrümanları eş zamanlı ve koordineli kullanan aktörlerdir. Özellikle hibrit modele sahip yeni tür organize suç örgütleri, uyuşturucu ticaretinden yasadışı silah ticaretine kadar çeşitli ölçekteki yasadışı faaliyeti sürdürürken, yapısal ve ideolojik açıdan çok farklı terör örgütleriyle de eşgüdüm ve koordinasyon içinde hareket etmektedir. Organize suç örgütlerinin, 5. kol faaliyeti yürüten sosyal medya unsurlarından özel bir algı yönetimi desteği aldığı da görülmektedir.

Hibrit terör örgütlerinin ve hibrit organize suç örgütlerinin ortaya çıkmasına ve güçlenmesine zemin hazırlayan en önemli aktörün, otorite boşluğu olduğunun bilinciyle şu tedbirlerin alınması elzemdir:

* Kamu düzeni ve güvenliğine yönelik etkin ve sahada var olan bir güvenlik politikası yürütmek.

* Hibrit terör örgütlerini ve organize suç örgütlerini destekleyen devletleri caydırma gücüne sahip konvansiyonel bir orduya ve çok güçlü bir istihbarat servisine sahip olmak.

* Hibrit teröristlerin gayrı nizami harp tekniklerine başvurma ihtimalini dikkate alarak paramiliter gruplara karşı mücadele etme vasfına sahip güvenlik birimlerine sahip olmak.

* Teröristlerin ve organize suç örgütlerinin algı yönetimi, psikolojik savaş, kara propaganda ve dezenformasyon girişimlerine anında gerçeklerle yanıt vermek.

* Kritik alt yapıların fiziksel ve siber tehditlerden korunmasına ilişkin strateji yürütmek.

21. Ordu'ya bağlı çalışan terör ve suç örgütlerinin hedefindeki kurumlarımızın başında Milli İstihbarat Teşkilatımız, Emniyet, İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı gelmektedir. Özellikle, İçişleri'ne bağlı olarak görev yapan Jandarma Genel Komutanlığı, Türkiye'nin NATO'ya bağlı olmayan en büyük silahlı ve konvansiyonel operasyon gücüdür. Bu realite, Pentagon'un da dikkatinden kaçmamaktadır.

Küresel saldırı

Unutmadan ekleyelim; Avrasya Askerî Statülü Kolluk Kuvvetleri Teşkilâtı ya da kısaltılmış adıyla TAKM, Jandarma Genel Komutanlığımızın öncülüğünde Kafkaslar ve Orta Asya'da bulunan Türk ülkelerinin askerî statülü kolluk kuvvetleri arasında bilgi ve tecrübe değişimini sağlamak ve herhangi bir iç veya dış güvenlik tehdidi karşısında müdahalede bulunmak, terör ve organize suç örgütlerinin faaliyetlerini önlemek amacıyla kurulan uluslararası askeri organizasyondur. Bu başarılı ve rasyonel organizasyonun faaliyetleri özellikle son dört yılda hız kazanmış ve belirli bir ivme yakalamıştır. Dolayısıyla, hibrit terörün ve organize suç örgütlerinin hedefinde İçişleri Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığımızın olmasına şaşırmamak gerekir. Ayrıca, Jandarma Genel Komutanlığına bağlı JÖH ve JÖAK birliklerimizin hem terörle hem de başta uyuşturucu olmak üzere organize suçla olağanüstü sert bir mücadeleye girmesi, son günlerde devletimizin bütünlüğüne ve kurumlarına karşı, terör örgütleri ve organize suç örgütlerince sürdürülen psikolojik harekat ve beşinci kol faaliyetlerinin kamuoyunda belirgin hale gelmesine neden olmuştur. Kuşkusuz bu tür hibrit tehditlerin ve psikolojik saldırıların 21. Ordu'nun küresel saldırı karakteristiğine uygun olduğu bir gerçektir.

Mücadele yöntemleri

Günümüzde 21. Ordu'nun küresel çapta dizayn ettiği terör faaliyetleri ve organize suçla mücadelenin yanında, çağdaş iç güvenlik anlayışının öngördüğü başka alanları da içeren yeni bir teşkilatın kurulması gerekmektedir. Bu teşkilat, iç güvenliğin bir merkez altında toplanması esasına uygun olarak "İç Güvenlik Teşkilatı" olarak tanımlanabilir. Bu teşkilat, ülkemize yönelik tüm hibrit tehditleri etkisiz hale getirecek güçte operasyonel bir kurum olarak inşa edilmelidir. İç Güvenlik Teşkilatının, ülkemizin diğer güvenlik kurum ve birimleriyle sağlıklı bir eşgüdüm ve koordinasyon ile müşterek çalışabilmesi için Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir Hibrit Terörle Mücadele Merkezi kurulabilir. Bu yeni model sayesinde, hibrit terörle ve organize suçla mücadeledeki tüm faaliyetlerin konfigürasyon ve koordinasyonunun tek bir merkezden sağlanması mümkün olacaktır. Zira, hibrit terör örgütlerine ve yeni tür organize suç örgütlerine karşı yürütülen mücadelenin de hibrit bir karaktere sahip olması gerekmektedir. Bu bağlamda, ilgili devlet kurumlarında hibrit tehditlere karşı farkındalık oluşturmak, yeni risk ve tehditler karşısında devletimizin mevcut kapasitesini daha da güçlendirmek ve organize suçun ülke sınırlarını aşan boyutu karşısında uluslararası işbirliği tesis temek için yukarıda ifade ettiğimiz yeni güvenlik paradigmasının inşa edilmesi gerekmektedir.

Star