Karabük İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ve Karabük Üniversitesi (KBÜ) tarafından Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında Hamit Çepni Konferans Salonu'nda düzenlenen, "Türkiye'nin Deprem Gerçeği" konferansında konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, depremin yerin biçimini değiştiren, yeraltı kaynaklarıyla enerjiyi oluşturan yararlı bir doğa olayı olduğunu söyledi.
Her depremin bir atom santralinden daha fazla enerji ürettiğini ifade eden Ercan, "Bu, yerin altında şu anda beklemektedir. Depremler olmasa kömür yatakları olmaz. Mesela Düzce'nin bulunduğu yer birinci sınıf tarım alanı ve sulak bir kesimdir. Bunu yapan altından geçen kırıklardır. Deprem olmasa Marmara Denizi, Sapanca Gölü, Karasu olmazdı. Depremler aslında Allah'ın sevdiği ülkelere bir bağışıdır. Olaya böyle bakmak lazım. Depremden ölmemek için eğitimin artması ve yoksulluğun kalkması gerekiyor." diye konuştu.
"İSTANBUL'DA DEPREM 2045'TEN ÖNCE OLAMAZ"
Türkiye'deki depremlerin yüzde 57'sinin Kuzey Anadolu fayında gerçekleştiğini vurgulayan Ercan, şöyle konuştu:
"Türkiye'deki depremlerin yüzde 33'ü göçüntü türü olan Batı Anadolu'dadır. Yüzde 13'ü de Doğu Anadolu kırığı üzerindedir. Türkiye'de deprem açısından en sakıncalı olan yer Kuzey Anadolu kırığıdır. Karabük, Kuzey Anadolu kırığının sadece 55 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Bu yüzden depremden etkilenecek illerden biridir. En çok deprem olan şehirler ise Erzincan, Bingöl, Denizli, Gönen, Manyas, Erdek, Bolu, Adapazarı, Düzce, Adana, Van, Çorum, Amasya, Kars, Erzurum, İzmir, Kütahya Gediz, Manisa Demirci, Muğla Fethiye ve Marmaris."
Kuzey Marmara'da iki büyük deprem beklenildiğini anlatan Ercan, "Kuzey Marmara'da 6,4 ile 6,7 arasında ve 7,0 ile 7,2 arasında deprem olacaktır. Yaptığım araştırmalara göre İstanbul'da deprem 2045'ten önce olamaz. Deprem bilimciler her an deprem olabilir diyorlar ama hiçbirinde kanıt yok." değerlendirmesinde bulundu.