Prof. Kadıoğlu'ndan İstanbul için 'büyük kıyamet' uyarısı
Beklenen Marmara depremiyle ilgili uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, bölgedeki muhtemel afeti 'kıyamet-i kübra' (büyük kıyamet) şeklinde tanımladı.

Oluşturma Tarihi: 2023-02-28 17:18:54

Güncelleme Tarihi: 2023-02-28 17:18:54

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, 10 ili yerle bir ederek 45 bine yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan depremlerin ardından, Marmara depremi yeniden gündeme geldi. Binaların yüzde 70'inin risk barındırdığı İstanbul ciddi tehlike altındayken, uzmanlar acil çözüm için adeta haykırıyor.

Marmara Bölgesi'nde beklenen depremde, sadece İstanbul'da en az 70 bin binanın yıkılacağını dile getiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da, “Marmara depremi, yani büyük kıyamet olmadan Cumhurbaşkanı ya da yardımcısı İstanbul'da bir karargah kurup tüm kamu ve özel kurum kuruluşlarını bir araya toplayıp yıkılacak binalar için acil çözüm seferberliği yürütmeli” dedi.

'DAHA BÜYÜK BİR BEKA PROBLEMİ DÜŞÜNEMİYORUM'

Dünya gazetesinden Nurdoğan Arslan Ergün'ün sorularına cevaplandıran Prof. Dr. Kadıoğlu, Türkiye'nin bir afet planı olmamasına dikkat çekerek, “GSMH'nın 3'te 1'inin yok olma tehlikesiyle büyük bir sosyo-ekonomik tehdit altındayız. Bundan daha büyük bir ulusal güvenlik, beka problemi düşünemiyorum” diye konuştu.

Esas yapılması gerekeni bina stokunu iyileştirmek şeklinde vurgulayan Kadıoğlu, şunları kaydetti:

“Bina stoku için çalışmalar var ama kentsel dönüşüme girmeyen yerlerde yıkılacak en az 70 bin tane bina bulunuyor. Böyle bir yapı stoku olduğu zaman yapılan tüm diğer çalışmalar anlamsız kalıyor. Yani İstanbul'da bu 70 bin bina yerle bir olduğu zaman afet yönetilemez.

1506'da kıyamet-i suğra (küçük kıyamet) denmiş, şimdi kıyamet-i kübra (büyük kıyamet) bekliyoruz. Hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz ancak yapılanlar işin özünde riski yönetilebilir hale getirmiyor. Afet yönetimi arama-kurtarma, depremden sonra çadır kurma, yemek dağıtma değil. Esas yapmamız gereken şu an 70 bin binayı en az 50 binaya indirmek.”

'AFET KOMEDİSİ' UYARISI

Afete hazırlığı kalkınma problemi olarak değerlendiren Prof. Dr. Kadıoğlu, afet sigortasının önemine de dikkat çekerek, “Afet sonrası kaynakların boşa harcanmaması lazım. Bir yer afette sürekli yıkılıyorsa, toplumun refahına harcanacak para afet yarası sarmaya harcanıyorsa kalkınma olamaz. Afete hazır olmadan kalkınmak mümkün değil” dedi.

Bu kadar büyük depremlerin yaşandığı bir coğrafyada arama-kurtarmanın çözüm olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha çok kriz yönetim mantığıyla hareket ediyoruz. Risk yönetimi yoksa tek başına kriz yönetimi ile başarılı olmak mümkün değil. İşin şov kısmını bırakmamız lazım. Sadece İstanbul'da beklenen depremde 70 bin bina yıkılacak. Sadece bunun için en az 5 milyon arama kurtarma ekibi gerekiyor. Bu mümkün mü? Akıl tutulması, afet komedisi yaşamayalım.”

'AFET BAKANLIĞI KURULSA DA BOŞ'

Meteoroloji ve afet yönetimi profesörü Mikdat Kadıoğlu, Türkiye'de tek tehlikenin faylar olmadığına da dikkat çekti. Heyelan, fay taşkın, çığ, kuraklık gibi bir sürü tehlikeye işaret eden Prof. Dr. Kadıoğlu'na göre ‘bütünleşik tehlike yasası' gerekiyor.
Bütünleşik afet yönetiminin tümünü içerdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Ankara'da Afet Bakanlığı kurulması düşünülüyor. Benim tavsiyem mutlaka Şehircilik ve Afet Bakanlığı kurulması. Bunlar ayrı olursa korkarım Afet Bakanlığı yine arama-kurtaramama bakanlığı olur. Risk ve kriz yönetimini birlikte düşünmek zorundayız. Yoksa 10 afet bakanlığı kursak da boş” ifadelerini kullandı.