Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde, ormanlık alanda Suriyeli hamile kadın Emani el-Rahmun ile 10 aylık erkek bebeği Halaf el-Rahmun'un öldürülmesine ilişkin ailenin Avukatı Cihat Gökdemir, "Husumet ya da başka bir şey yok. Kadının takip edildiği ve kadına bu konuyla ilgili teklifte bulunulduğu, 'Eşinden ayrıl ben sana para da veririm.' tarzında söylemlerin olduğu gibi bir şey de yok." dedi.
Gökdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayın ardından cenaze başta olmak üzere hukuki olarak tüm işlemleri kendisinin yürüttüğünü söyledi.
Cenaze Adapazarı'na geldiğinde halkın duyarlı davrandığını, burada emniyet ve adliyeyle yaptıkları görüşmelerde olayın ayrıntılarını öğrendiklerini anlatan Gökdemir, bu sürecin Türk basınında dedikodu yoluyla ilerlediğini dile getirdi.
Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılarla ilgili 2 haftadır tezvirata dayalı haberlerin basında yer aldığını belirten Gökdemir, şöyle devam etti:
"Kamuoyunu nefret boyutuna getiren yalan söylemlerle Ankara'da ve sahillerde yaşandığı iddia edilen olaylarla gibi yalan haberlerle kamuoyu Suriyelilere karşı kin ve nefretle doldurulmaya çalışıyordu birileri. Biz bu nedenle Kaynarca'da yaşanan olayın bir siyasi olay mı yoksa adi bir vaka mı olduğunu araştırmak üzere arkadaşlarımızla ve oradaki yetkililerle görüştük."
Gökdemir, olayla ilgili hala kafa karıştıran birçok soru olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Bu failler savcılıkta verdikleri ifadelerde olayın adi bir olay olduğunu gösterebilmek için katlettikleri kadının eşiyle aralarında bir sıkıntı olduğunu iddia ediyorlardı. Oysa kadının eşi böyle bir husumet olmadığını beyan ettiği gibi aynı şekilde iş yerindeki şefleri ve patronları da kendi aralarında böyle bir sürtüşmeye şahit olmadığını söylüyorlar. İş yerindeki arkadaşları da aynı şeyleri söylüyor. Eğer zanlılar Suriyeli Halid ile aralarında sürtüşme olduğunu iddia ediyorlarsa bu muhtemelen Suriyeli olmasından dolayı ona karşı besledikleri bir kinle ilgili olabilir. Bu da olayın adi bir olaydan ziyade tamamen nefret suçu olarak bir siyasi mülahazayla yaptıklarını gösterir. Adli tıp raporlarında her iki sanığın da kanında herhangi bir uyuşturucu ve alkol maddesine rastlanmadı. Yani bu fiili işlerken bilinçli işledikleri çok açık olarak görülüyor."
"Aileyi rencide edici çok çirkin yakınlaştırmalar yapıldı"
Avrupa Birliği mevzuatına göre bu tür olayların direk ırkçılık ve nefret suçu olarak tanımlandığını anlatan Gökdemir, şöyle konuştu:
"Biz de bu yüzden burada işlenen suçu çok açık bir şekilde nefret ve ırkçılık suçu olarak tanımlıyoruz. Maalesef Türk medyasında aileyi rencide edici, bu tür mağduriyetlere uğrayan kadınları rencide edici çok çirkin yakınlaştırmalar yapıldı. Bazı yayın organlarında kadının güzelliğinden dolayı böyle bir şey yapıldığı yönünde haberler çıktı. Bu tamamen tecavüzcüye meşrutiyet sağlamak gibi bir altyapısı olan zihniyetten kaynaklanıyor."
"Bu tür haberlerin yapılmaması gerekiyor"
Bazı yayın organlarının olayın husumetten dolayı kaynaklandığını kamuoyuna yansıttığına işaret eden Gökdemir, şöyle konuştu:
"Aslında düşündüğünüzde iki insanın alkol, uyuşturucu almadan akli dengesi yerinde olarak bu vahşeti yapması zor. Türkiye toplumu şimdiye kadar hep mazlumun, mağdurun yanında olmuş toplum. Kendi içinden böyle bir caninin çıkamayacağını kabullendiği için buna kafasında meşru bir zemin oluşturmak istiyor. Medya da zaten bu malzemeyi görüyor. Dediğimiz gibi husumet ya da başka bir şey yok. Kadının takip edildiğini ve kadına bu konuyla ilgili teklifte bulunulduğu, 'Eşinden ayrıl ben sana para da veririm' tarzında söylemlerin olduğu gibi bir şey de yok. Zira kadın 30-40 gündür oraya taşınmış. Bu aile zaten kendi içine kapanık bir aile. Kadın daha 20 yaşında ve hamile ve 10 aylık bir çocuğu var. Bırakın sokağa çıkmayı, apartman boşluğuna çıktığı bile çok görülmemiş. Bu tür söylemlerin medyadaki bazı iğrenç fikirlilerin kendi fantezilerini giderme ihtiyacıdır. Bu tür haberlerin yapılmaması gerekiyor. Acılı ailenin bu haberlerle rencide edildiğini düşünüyorum."
"Oradaki duruma göre dönüp dönmemeye kendisi karar verecek"
Gökdemir, Suriyeli baba Halid El Rahmun'un yaşanan olayın ardından konuşacak durumda olmadığını söyledi.
Medyada Halid'in açıklamalarına ilişkin yapılan haberlerin asparagas olduğunu iddia eden Gökdemir, şunları kaydetti:
"Bu anlamda hem aleyhine yapılan beyanlar hem de lehine söylendiği iddia edilen cümlelerin birçoğu uydurma. 'Türkiye'ye ben namusum için gelmiştim. Bundan sonra artık gelmeme gerek yok.' gibi ifadeler de aslında tamamen onun adına uydurulmuş cümleler. Böyle bir beyan olmadı. Bize beyan olarak, 3 ay kalmayı düşündüğünü, 3 ay sonra tekrar geldiğinde ülkeye girme ihtimali olup, olmadığını söylemişti. Oradaki duruma göre dönüp dönmemeye kendisi karar verecek. Türkiye medyasında çıkan haberlerden dolayı kadının eşi baya bir sıkıntı yaşadı. Suriye'deki aileleri ve aşiretleri, özellikle kadın tarafının aşireti, 'Senin bu iğrenç olayı işleyenlerle arkadaşlığın varmış, sana olan kızgınlığından dolayı bu olayı işlemişler.' diye ister istemez damatlarına karşı bileniyorlar. Türkiye'deki bu sorumsuzca haberler bu iki aşireti karşı karşıya getirmek üzere. Biz Türkiye medyasından istirham ediyoruz. Bu tür yalan haberlerden uzak dursunlar."