"Türk siyseti böyle bir acziyet, böyle bir teslimiyetçi, böyle korkak bir muhalefet görmedi" diyen AK PartiKYK Üyesi ve eski milletvekili Metin Külünk, "Rusya Ukrayna'ya girdi. Millet İttifakı ABD'ye teslim oldu." ifadelerini kullandı.
Külünk Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Siyasi rakiplerimiz olduğu için söylemiyorum; samimiyetle söylüyorum: Türk siyaseti böyle bir acziyet, böyle teslimiyetçi, böyle korkak bir muhalefet görmedi. Rusya Ukrayna'ya giriyor. Kılıçdaroğlu ve Akşener “S-400'leri geri teslim edeceğiz; Suriye'den ve Libya'dan çekileceğiz..” tweetleri atıyor. Yani Biden'e sadakatlerini ikrar ediyorlar. Demek ki bizim başından beri söylediğimiz “Muhalefet iktidara ancak ABD desteğiyle geleceğine inanıyor. Nitekim Biden de muhalefete vereceği desteği dillendirmişti açıkça." yorumunu yaptı.
Külünk şu ifadeleri kullandı:
"Biz Kılıçdaroğlu'na ve Akşener'e hem ne olup bittiğini anlatalım; hem de S-400, Suriye, Libya konusunda yeni müjdeler verelim. Verelim ki hem Devlet ciddiyeti hem de Türkiye'nin çıkarlarına yönelik biraz ders alsınlar. Birincisi; Rusya'nın Ukrayna topraklarına girmesini “ABD'ye sadakatimizi hemen ifade edelim!...” şeklinde tweet atarak karşılamak “politik şaka” değilse; vahim bir durum ve ülkeyi yönetmeye talip aklın nasıl bir edilgenlik içinde olduğunu deşifre ediyor. "Akşener'in “milliyetçi” ruhuna ne oldu?"
Hadi CHP'nin başındaki zat ve en büyük şehrin belediye başkanı her fırsatta “elçilik düzeyinde” sadakatlerini ifade etme yarışına girdiler. Peki Akşener'in “milliyetçi” ruhuna ne oldu? Yoksa o da “Başbakan olacağım!...” diye 15 Temmuzdan önceki Türkiye tur kesmedi de şimdi uluslararası tura mı çıkıyor? Yazık Gelelim bu tweet zekasına müjdelerimize.
Bir sefer son 25 yıldır onlarca ülkede onlarca farklı ülkenin askerleri var. Irak, Suriye, Libya örneklerinde olduğu gibi özellikle ABD, AB ve Rusya'nın binlerce askeri ve savaş aracı var.
Neden? Üstelik bütün ülkeler “Ülkenin bağımsızlığını ve sınırlarına saygıyı” ifade ederek o topraklarda duruyorlar. Demek ki “saygı” ile “gerçekler” arasında bir makas var ve fiili durum NATO mutabakatıyla başka ülkede olmak gibi durumları tolere ediyor.
Bakın Putin bile dünyanın gözü önünde Ukrayna'ya giriyor; fakat ısrarla “İşgal etmeyeceğim; bağımsızlığa saygım var; demokrasinin gereğini yapıyorum ve halkın iradesini tanıyorum!...” diye bir dil kullanıyor. Tabii biz bu dili “gerçek” ve hakikat” kabul edecek değiliz. "Ukrayna işgali kabul edilemez, fakat ortada olan bir oyun var"
Ukrayna işgali kabul edilemez. Fakat ortada olan bir “oyun” var ve son 25 yıldır dünyada bir oyun kuralı işletiliyor: “Etki alanı sınırla oynamaz fakat sınırı aşar.” Ne demektir bu? ABD bunu şu şekilde açıkladı: ABD'yi tehdit eden ne varsa; onun ABD sınırlarına gelmeden yuvasında yakalayıp boğacağım!... Dünyanın her yerinde ABD askeri var. Fakat bunu nasıl meşrulaştırıyor? NATO marifetiyle.
Bugün biz niye Suriye'deyiz? Aynı kuralı işletmek niye ABD'nin tekelinde olsun. Hatta ABD bizzat PYD/PKK örgütüne Suriye içinde askeri yığınak yapıyor. Siz hiç muhalefetten ABD karşıtı açıklama duydunuz mu? Hayır. Aksine “Ne işimiz var Suriye'de?” deyip tezkereye hayır dediler…
ABD'ye sadakat serenatlarında bulundular. O zaman müjdeyi verelim: ABD'nin Nato'yu kendi hizmetçisi görme döneminin kapandı. Dolayısıyla muhalefet liderlerinin tweetleri “ABD yalakalağı” dışında hiçbir işe yaramaz.
"Türkiye Suriye'deki gücünü Ukrayna tecrübesiyle daha da güçlendirmek durumunda"Türkiye Suriye'deki gücünü Ukrayna tecrübesiyle daha da güçlendirmek durumundadır. Çünkü Batı'nın gazına gelenler nasıl yüz üstü kalıyorlar görüyoruz.
İkinci müjdeye geçelim. Tek kutuplu dünyadan bölgesel güce geçiş sürecinde Türkiye dünyayı doğru okudu ve doğru pozisyon aldı. Üstelik dürüst ve samimi. CB Erdoğan'ın verdiği tepki ve arabulucu rolü dengesi ortada. Dolayısıyla Ukrayna krizinde liderlerin tavırlarına bakın ve hangisinin devlet adamı olduğunu görürsünüz. Müsamere çocukları gibi gücün gözüne girme çabası sadece izleyicileri eğlendirir.
Üçüncü ve son müjdeyi verelim. Ukrayna krizi askeri değil ekonomik bir hamledir. Pandemi sonrası dünyaya verilecek ekonomik düzenin ortamını sağlamaya dönük dikkat dağıtmadır. Hep beraber göreceğiz: ABD ve AB Rusya'ya karşı ekonomik yaptırımlarını asla Rusya'ya zarar verecek ölçekte uygulamayacaklar. Aksine pandemi sonrası ekonomik dizayn da uzlaşmak için Ukrayna'yı yem olarak kullandılar. "Dünyada devasa ekonomik kriz var ve Ukrayna bunu deşifre etmek için maalesef seçilen kurban olmuştur"
Türkiye pandemi sonrası ekonomik dizaynı doğru okuyor ve hamlelerini ona göre atıyor. Yaşadığımız ekonomik sorunlar, büyük fotoğrafı doğru okumanın gerektirdiği tedbirler içinde çözümlenecek inşallah. Dünyada devasa ekonomik kriz var ve Ukrayna bunu deşifre etmek için maalesef seçilen kurban olmuştur.
Rusya askeri harekatı Ukrayna üzerinden Batı'nın askeri gücünü değil sadece ekonomik planını da deşifre ediyor Biden'in hiçbir koşulda ABD askeri olmayacak demesinin anlamı da aynıdır. Ukrayna yeni ekonomik düzenin provasının yapıldığı bir test sürüş alanı kılındı.
Ukrayna devleti ya bunu görmedi, ya da Batı'nın iki yüzlülüğünü deşifre etmek için mecbur bırakıldığı süreci en az zararla atlatmak için bu askeri harekatı yaşamak durumunda kaldı. Unutmayın: 15 Temmuz işgal girişimi de bu büyük ekonomik dizayn için seçilen ülkenin Türkiye olması sebebiyle olmuştu. Artık Türkiye pandemi sonrası yeni dünya ekonomi düzeni içinde aktif ve etkili aktördür.
Dünyayı okuyamayıp; Ukrayna krizini bile “İktidar olmak için ABD'nin emrindeyiz!” tweetleri atmak nasıl bir aymazlık ve acziyettir."