Saadet yönetiminden bazı isimlerin Cumhurbaşkanı adayı ilan edilen Kılıçdaroğlu'nu 'mücahit' olarak anmasının ardından sosyal medyadaki tartışmalar sürerken, CHP çevresinin bu konuda ne düşündüğü merak konusu oldu.
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, 'mücahit Kılıçdaroğlu' ifadesinin CHP çevresinde nasıl değerlendirileceğine ilişkin yorumda bulundu...
"KILIÇDAROĞLU'NUN MÜCAHİTLİĞİNE DAİR"
SAADET Partisi İstanbul Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Habibe Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu “mücahit” ilan ederek şöyle demiş:
“Hakkın yeryüzüne hâkim olması için mücadele eden kişiye ‘mücahit' denir. Adalet için çabalamak, liyakate uygun davranmak, Allah'ın rızasını kazanmak, cihat etmek değil midir?”
Habibe Erdoğan'ın “mücahit” ve “cihat” tanımına benim itirazım olmaz. Ben de “cihat” ve “mücahit” kavramlarından bunların anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle Kılıçdaroğlu'na “mücahit” denmesi, beni hiç mi hiç rahatsız etmiyor.
“Saadetçiler, Kemal Bey'e cihatçı diyorlarmış. Ne iş?”
Fakat Ayşenur Abla'nın, Şirin Payzın Hanımefendi'nin, Emre Kongar Hoca'mızın ve CHP milletvekillerinin yüzde 99'unun “cihat” ve “mücahit” dendiğinde...
Böyle anladığından emin değilim.
Mücahit, “cihat eden” demek. “Cihatçı” yani.
Bu saydığım isimlere ve onun gibilere “Saadetçiler, Kemal Bey'e cihatçı diyorlarmış. Ne iş?” diye sorun bakalım.
Yüzler nasıl da buruşuveriyor. Nasıl da kekremsi bir hava doluyor atmosfere.
En fazla söyleyecekleri şöyle bir şey olabilir:
“Yav karıştırma şimdi. Erdoğan'ı yeneceğiz. He de geç. 15 Mayıs'ta bakarız bütün bunlara.”
Buna verebileceğim tek cevap şudur: Okay Dusty.
Hürriyet