Dolar

34,6071

Euro

36,2814

Altın

2.922,16

Bist

9.659,96

Sağlık Bakanlığı uyardı: Maske kullanmak yetmez

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilimsel Kurul Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye'de maske kullanmanın şu anda gereksiz olduğunu açıkladı.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-02-05 09:30:15

Sağlık Bakanlığı uyardı: Maske kullanmak yetmez

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği, koronavirüs bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya; KLİMİK Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Önder Ergönül ile Prof. Dr. Gökhan Aygün katıldı.

Enfeksiyon uzmanlarının hastalıkla ilgili Türkiye'de gereksiz ve abartılı bir panik havası yayıldığını belirterek, Türkiye'nin şu anki asıl gerçeğinin dünyada çok daha fazla ölüme neden olan İnfluenza A ve B grubu gripler olması gerektiğini bildirdi.

"GEREKSİZ MASKE KULLANIMI, DİĞER ÖNLEMLERİ GEVŞETEBİLİR"

Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Alpay Azap, “Salgının çıktığı aralık ayından itibaren çok yakın bir şekilde takip ediyoruz. Olabildiğince bilimsel veriler sunmaya gayret ediyoruz. Ama her salgında olduğu gibi bu salgında da çok fazla kirli bilgi var. Az önce Ankara'dan geldim. Havalimanında maskeli vatandaşlar gördüm. Türkiye'de maske kullanımı şu an çok gereksiz. Özellikle N95 veya FFP3 olarak bilinen tıbbi maskeleri ancak eğitimli sağlık çalışanları doğru şekilde kullanabilirler. Ayrıca maskeleri gereksiz kullanmanın zararı bile var. Yalancı güven duygusu yaratıp, kişilerin hijyen kurallarını gevşetmesine yol açabilir. Şu an için koronavirüsten korunmanın tek yolu, diğer tüm üst solunum yolu enfeksiyonlarında olduğu gibi düzenli ve sık el temizliği sağlamaktır.” dedi.

"BİR KİŞİDE VAR DİYE TÜM UÇAK TARANMAZ"

“Yurt dışına giderken maske takalım mı?” şeklinde sorular aldıklarını kaydeden Prof. Dr. Azap, şöyle konuştu:

“Zaten Çin'e gerekmedikçe gitmeyin uyarısı var. Hastalığın görülmediği ülkelere giderken maske takmaya gerek yok. Türkiye'nin termal kamera tarama uygulaması yaptığı ülkelere gidecekler maske kullanabilirler. Bu virüs uçakta çok kolay bulaşan bir virüs değil. Örneğin termal kameraya birisi yakalandı ve biz bu kişinin riskli bölgelerden geldiğini biliyoruz, ateş olduğunu tespit ettik. O kişinin sadece iki koltuk önde iki koltuk arkada ve iki koltuk yanındaki kişiler, temaslı kabul ediliyor. Yani o uçakta bulunan herkes, uçuş ekibi vesaire, temaslı sayılmıyor. Bizi sevindiren bir bulgu da hala en çok vaka sayısı ve ölümlerin Çin'le sınırlı kalması. Diğer ülkelerde vaka sayılarında dramatik artışlar söz konusu değil. Bu da salgının kontrol altına alınması konusunda ümitlerimizi artıran bir bulgu.”

"GRİP VİRÜSÜ GİBİ ÇABUK DEĞİŞMİYOR"

Prof. Dr. Gökhan Aygün ise koronavirüsün gribe yol açan influenza virüsleri gibi çok hızla değişmeye müsait bir genetik yapısının olmadığına işaret ederek, “Bu salgın sürecinde yeniden koronavirüsten bir mutasyon, bambaşka özelliklere sahip, çok hızla yayılabilen ve farklı seyredilebilecek bir virüs beklentimiz yok.” dedi.

TEDAVİDE HIV İLAÇLARI İŞE YARADI

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyelerinden ve KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da tedavi için yeni bir ilaç geliştirilmediğini, çalışmaların halen sürdüğünü belirtti.

Yavuz, şu bilgileri verdi:

“Yapılan son çalışmalarda 6-7 günlük gibi kuluçka süresi söyleniyor. Ateş ile başlayan öksürük, ilerleyen günlerde nefes darlığı ve zatürreye neden oluyor. Aslında bildiğimiz bir hastalık bu, zatürre. Ölüm oranı MERS ve SARS'a göre çok daha düşük. Yüzde 2-2,5 civarında. SARS'ta yüzde 10, MERS'te ise yüzde 35-37 gibi bir ölüm oranı vardı. Tedavide şu an kesin olarak etkinliği gösterilmiş bir antiviral ilaç yok. Bizim daha önceden HIV / AIDS tedavisinde kullandığımız ‘proteaz inhibitörleri' özelliği olan ilaçlarımız vardı. Onlardan bir tanesinin etkisi olduğu söyleniyor, ilk sonuçların olumlu olduğu söyleniyor. Ama kesin bu işi çözüyor değil henüz. Yine aynı gruptan bir başka HIV ilacı daha var ancak onunla ilgili çalışmalar henüz deneysel aşamada, hastalarda uygulaması yok. Bu ilaçlardan biri Türkiye'de de kullanılıyor, var. Bir de grip için kullanılan bir preparat var. Hemen hemen bütün koronavirüslerde etkin. Onu da bazı hastalarda deniyorlar.”

TEK YOL, SALGINDA KONTROLÜ SAĞLAMAK

Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları Derneği ile KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, günde yaklaşık 2 bin ile 2 bin 500 arasında teşhis olduğunu belirterek, "20 bine dayandı tanı almış toplam vaka sayısı. Acaba bu çan eğrisi ne zaman tepe noktasına ulaşacak ve düşüşe geçecek? Günlük teşhis sayısı binli rakamlara düştüğünde olacak bu. Ama tepe noktasının 50-60 binden aşağı olmayacağı çok açık şu anda. Yani 75 bine kadar ulaşabilir vaka sayısı. Bu artıştaki kırılmanın tek yolu var. O da hastaların tedavi edilmesi ya da aşı bulunması değil. Asıl yöntem izolasyon. Yani enfeksiyon kontrol önlemleri. Şimdilik 26 ülkede görüldü. 20 bin 636 tanı konmuş vaka var. Yaklaşık 7 bin hastalık bulguları olan ama kesin tanısı olmamış vaka ve ne yazık ki 427 ölü var.” dedi.

"KORONAVİRÜS TÜRKİYE'NİN GERÇEĞİ DEĞİL, GRİP DAHA ÖLDÜRÜCÜ"

Türkiyede sokaklarda koronavirüs değil grip salgınlarının olduğunu ve şu anda Türkiye'nin gerçeğinde koronavirüs bulunmadığını söyleyerek, grip virüsünün koronadan daha çok insanın ölümüne yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Ergönül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD'de son bir yılda milyonlarca insan gribe yakalandı ve 10 bine yakın ölüm oldu. Grip virüsü çok daha hızla şekil değiştirebiliyor. O nedenle aşısını yapmakta problem yaşar bilim dünyası. Bu nedenle aşısı hep tartışılır. Yine de aşı koruyucudur. Koronavirüste ise tehlike bu boyutta değil henüz. Bir de şehir efsaneleri türedi. Örneğin koronavirüste tuzlu suyla gargaranın hiçbir önemi ve etkisi yok. Çin malı ürünlerden hastalık bulaşmaz. Her gördüğünüz Çinli ya da Uzak Doğulu insanın hasta olduğunu düşünmek sağlıksız bir yaklaşım. Pandemi yani Çin'deki gibi bir yayılmanın diğer ülkelerde olması söz konusu değil. Daha önce bu hastalık neden yoktu? Daha önce bilinmiyordu. Örneğin 100 yıl önce Ortadoğu'ya dönersek neredeyse bütün hastalıklar veba diye geçiyordu. Ayrıntılı analiz edilemiyordu. Tüberküloz bile topu topu 100 yıllık bir geçmişi olan bir hastalık. Son 20 yılda 20 yeni virüs keşfedildi. Bunlar giderek de çeşitleniyor. Artık adını koyabiliyoruz. Önceden de bunlar oluyordu, insanlar ölüp gidiyordu ama biz nedenini bilmiyorduk. Çin'den gelen görüntüler de gerçekçi değil çünkü korona öyle pat diye öldüren bir hastalık değil. Günler sürüyor hastalığın ölümcül evreye gelmesi.”

SON VİDEO HABER

Hakeme saldıran futbolcu tutuklandı

Haber Ara