Sedat Peker’den Ertuğrul Özkök'ü zor durumda bırakacak suçlama
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, kendisi hakkında yaptığı bir yalan haberi düzeltmesi için avukatı aracılığıyla Ertuğrul Özkök'e ulaştığını ve Özkök'ün haberi tekzip etmek yerine söz konusu düzeltmeyi reklam ilanı olarak yayımladığını, bunun için de 100 bin dolar aldığını iddia etti.

Oluşturma Tarihi: 2022-07-07 08:11:10

Güncelleme Tarihi: 2022-07-07 08:11:10

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, kendisinin iddialarını "75 yıllık hayatımda sadece patronum Aydın Doğan'dan prim aldım. Aydın Bey'den aldığım primlerin hepsinin vergisi ödenmiş, bankaya resmi hesaplardan aktarılmıştır. Yurt dışında hiçbir bankada hesabım yoktur, malım mülküm yoktur" sözleriyle reddeden Ertuğrul Özkök'e yanıt verdi. Peker, söz konusu dönemde hakkındaki yalan haberi düzeltmek için gönderdiği evrakı haber yapmadığını, ancak ilan olarak yayımlamak için 100 bin dolarını aldığını öne sürdü.

Twitter'daki Deli Çavuş adlı hesaptan yeni paylaşımlarda bulunan Sedat Peker, "Mehmet Cengiz Errtuğrul Özkök'e prim verdi" demediğini belirtirken, patronu Aydın Doğan'ın Özkök'e neden prim verdiğini sordu.

"Ertuğrul Özkök, 'Ben bir tek patronumdan prim aldım' diyerek beni doğrulamıştır. Halkın dikkatini başka yöne çekmek için yapılan temiz toplum masalına öncülük etmiştir, dedim. Topluma, temiz toplum masalı anlatılırken arka planda neler yaşanıldığını söylemiştim. Benim twitlerimde Mehmet Cengiz, Ertuğrul Özkök' e prim verdi diye bir bölüm var mı? Ertuğrul Özkök, sen Pulitzer'in en başarılı gazeteci ödülünü mü kazandın? Çalıştığın gazeteyi tüm dünyaya mı tanıttın? Hayırdır, sana bu primi niye verdi patronun" diye sordu.

Sorunun cevabının Aydın Doğan'ın devletten aldığı ihalelerde olduğunu öne süren Peker, "tetikçilik" iddiasıyla suçladığı Özkök'e, "Sen primci gazeteciliğin Türkiye'de başlamasına sebep olansın" dedi.

Sedat Peker, Özkök'e “soyguncusunuz” derken "Benimle ilgili yaptığın yalan haberi düzeltmen için avukatım gazetenize resmî evrakları ulaştırdığında, ‘düzeltme haberi yazamam ancak gazetede ilan olarak yayınlarım' diyerek, 100 bin dolar paramı aldın. (reklam ücreti olarak)" iddiasını da yöneltti.

  Ertuğrul Özkök'ten savcılara soruşturma çağrısı!

Öte yandan Gazeteci Ertuğrul Özkök, Cengiz Holding'in sahibi Mehmet Cengiz'den prim aldığı iddiasını bir kez daha reddetti

Gazeteci Ertuğrul Özkök, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in muhalefetin ‘beşli çete' ismiyle andığı şirketlerden Cengiz Holding'in sahibi Mehmet Cengiz'den prim aldığı iddiasını bir kez daha reddetti, savcılara ve bakanlığa soruşturma çağrısında bulundu. Özkök, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "beşli çete" söylemini de eleştirirken, Adalet Yürüyüşü'ne işaret etti ve "bu söylemin hukukta bir yeri olduğunu" dile getirdi. Özkök, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "İnşallah meydanı emperyalist uşaklarına bırakmayacağız" sözlerini de "Bu cümle, 'seçimi kaybetsem bile vermem'e kadar gider..." diyerek eleştirdi.

Sedat Peker'in iddiaları sonrası bir kez daha gündeme gelen iş insanı Mehmet Cengiz'le gerçekleştirdiği röportaja gelen eleştirilere yanıt veren Ertuğrul Özkök, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "beşli çete" söylemini de eleştirdi. Özkök, "Kemal Bey adalet yürüyüşü yaptıysa adaletle ilgili kavramlara herkesten daha fazla saygı göstermelidir" dedi. Özkök, bazı ihalelerin düzgün yapılmadığına katıldığını söylerken, "Elinde hukuki belgeler varsa git savcılığa ver. Bazı kavramları bu kadar kolayca kullanma hakkında sahip değiliz" diye konuştu.

"BU MUHALEFET GAZETECİLERİ GARDIROP MUHALEFETÇİSİ"

tv100'de Cengiz İle Ahtapot programında konuşan Özkök, şunları kaydetti:

"İş insanı Mehmet Cengiz'le yaptığı röportaja yönelik eleştirilere Özkök "Gazeteciler ilgi çekici insanlarla konuşur. Biz kimle konuştuk Mehmet Cengiz'le… Herkesin çok ilgiyle konuştuğu bir insan bu. Bir gazeteci bununla konuşuyorsa gayet güzel bir şey. Benden önce Mehmet Cengiz'le Odatv konuştu. O gün Soner Yalçın'ı aradım. Dedim ki ‘Soner seni tebrik ederim, çok merak ettiğim bir insanla konuşmuşsunuz. Gazeteciler bunu yapmalı' dedim.

Bu muhalefet gazetecileri gardırop muhalefetçisi. O mülakatta (Mehmet Cengiz) öyle bir şey var ki seçim sonrası işin o tarafı Türkiye'de çok güçlü bir şekilde gündeme gelecek. Ben de o zaman konuşacağım. Bu da bizim yaptığımız röportajla ortaya çıktı. Birazcık gazetecilik merakı olan insanın kolaylıkla yakalayabileceği bir şey." diyerek yanıt verdi.

"BEN BU KAVRAMLARIN KULLANILMASINA ÜZÜLÜYORUM"

Muhalefetin iş insanı Cengiz'e yönelik kullandığı ifadeyi eleştiren Özkök "Ben ‘beşli çete denmesini doğru bulmuyorum, üzülüyorum bunlara' dedim. Ben bu kavramların kullanılmasına üzülüyorum. Bazı kavramlar vardır, 'yalaka, omurgasız, dönek'… Bu kavramlar senin kendine ait değer yargılarıdır. Bu ülkede bir takım gazeteciler her gün herkese yalaka, dönek derler. 30 yıldır bana her gün söylediler. Bugüne kadar kimseye dava açmadım. Benim görüşüme göre hakaret de bir noktaya kadar ifade özgürlüğü çerçevesindedir. Kimseye bir şey söylemedim ama başka kavramlar var. Onlar hukukun alanındaki kavramlar. Onlar suç unsuru. Bana yalaka denmesi suç değil ama çete diyorsan vatan haini diyorsan onun hukukta yeri vardır.

Türkiye'de herkes herkese vatan haini diyor. Bana bin defa vatan haini dediler. Aradan geçti 30 yıl. Nerede benim vatan hainliğim… Rüşvet alıyor, hırsız bunlar hukuki kavramlardır. Bu kavramlarla insanları değerlendirme hakkına sahip olan tek merci yargıdır. Polisin bile insana suçlu, sanık deme hakkı yoktur.

"BU İHALELERİN DÜZGÜN OLMADIĞINI BEN DE KABUL EDİYORUM..."

Kemal Bey karımın en savunduğu siyasetçilerden biri. Kemal Bey adalet için bir hukuk yürüyüşü yaptı. Kemal Bey adalet yürüyüşü yaptıysa adaletle ilgili kavramlara herkesten daha fazla saygı göstermelidir. Benim itirazım bu. Bu ihalelerin düzgün ihaleler olmadığı, eleştirilecek çok yönü olduğunu ben de kabul ediyorum.

Elinde hukuki belgeler varsa git savcılığa ver. Bazı kavramları bu kadar kolayca kullanma hakkında sahip değiliz. Biz sadece eleştirebiliriz.

"BU CÜMLE 'SEÇİMİ KAYBETSEM BİLE VERMEM'E KADAR GİDER"

'Beşli çete' demesinin çok önemi var. Siyaset dilinde nereye kadar gidiyor... Cumhurbaşkanı çıkıp demiş ki 'bu ülkeyi emperyalist uşaklara bırakmayız' ne demek bu Allah aşkına? Kimin emperyalist uşağı olduğunu tayin etme hakkını kendinde görüyorsun. Bu cümle 'seçimi kaybetsem bile vermem ben'e kadar gider... Bundan 20 yıl önce onun temsil ettiği zihniyet ve parti için bu ülkede bazıları 'biz cumhuriyet düşmanlarına bu ülkeyi vermeyiz' diyorlardı. Hatta darbe bile savunuyorlardı. O cümleyle bu cümlenin ne farkı var? Orada cumhuriyet düşmanı ilan ediyorlardı. 20 yıldır iktidarda cumhuriyet duruyor yerinde. Bazı şeylerin cevabını tarih veriyor.

"BEN KİMLE MÜLAKAT YAPACAĞIMI KİMSEYE SORMAM"

Ben kiminle mülakat yapacağımı kimseye sormam. Bu mülakat karşılığında prim alma meselesi var bir de... Ben diyorum açık açık, hayatım boyunca MEB ve üniversitelerinden; Erol Simavi'den 3 yıl, ve Aydın Doğan'dan maaş aldım. Aydın Doğan'dan prim aldım... Ben bu ülkede para kazanan ilk ve son gazeteci neslindenim. İyi para kazandım, saklamadım.

"GÖREVDEN ALINDIĞIMDA MAL VARLIĞIMI SUNDUM"

Aydın Bey beni görevden aldığında, 2010'da Aydın Bey'e mektup yazdım, mal varlığım buydu, bankadaki param şuydu diye. Hepsinin hesabını verdim, Aydın Bey'in kasasında duruyor. Yurt dışında hiçbir hesabım yok benim, bir mal varlığım, gayrimenkulum yok, arazim yok. Bankadaki param da Hürriyet'ten ayrılırken verilen tazminat kadar paradır, ondan 100-200 bin lira fazladır.

"RÜŞVET İDDİASI ÇOK CİDDİ, SAVCILAR HAREKETE GEÇMELİ"

Bu rüşvet iddiası çok ciddi bir iddia. Savcıların, mali şubenin, Maliye Bakanlığı'nın harekete geçmesi lazım. Bir delili ortaya koymaları lazım. Telefonlarım 35 yıldır dinleniyor. Ellerinde bütün telefon konuşmalarım da var. Böyle bir şey varsa bu suçtur, bunun karşılığında bir şey almak. O zaman ben de gelir ben suçluyum derim. Bunu söyleme hakkı herkese ait değil.

(Aracılık iddiaları) Onlar beni ilgilendirmiyor. Varsa vardır ne diyeyim. Gazetecilik yaptım hiç duymadım ben. Varsa konuşulsun.

Prim aldı denmesi başka bir şey... Ayıplarla suçları ayırmaları lazım. Ben bu konuda hassasım çünkü bu hatayı yaptım. Çok sevdiğim iki arkadaşımı, devlet beni kendi kumpasına kurban getirdi. Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar ile ilgili Andıç manşetini attık, alnımda taşıyorum, ölünceye kadar taşıyacağım o ayıbı... Para aldı PKK'dan dediler... Aradan 25 yıl geçti, aldıkları para nerede? Biri Türk medyasının devi olarak mezarında huzur içinde yatıyor, öbürü yurt dışında üniversitede ders veriyor, en çok yazı yazması dönemde küsüp gitti. Bunu başka insanlara yapılmasına karşı çıkıyorum, bu insanlar sanık bile değil."