Selahattin Demirtaş tankları durduran milleti aşağıladı!
Demirtaş, günlerdir meydanları terk etmeyen millet için 'AKP'nin meydanlara saldığı güruh, sağcılar, dinciler, gericiler, tarih analizinden yoksun insanlar, alevi ve Kürt mahallelerine saldırabilirler' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2016-07-21 19:09:20

Güncelleme Tarihi: 2016-07-21 19:09:20

TİMETURK I HABER MERKEZİ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yeni Özgür Politika Gazetesi'ne bir röportaj verdi. 18 Temmuz 2016 Pazartesi günü yayınlanan röportajda Demirtaş'ın 15 Temmuz gecesi sokağa inerek darbecileri durduran milleti aşağılayan ifadeleri dikakt çekti. Demirtaş, günlerdir meydanları terk etmeyen millet için "AKP'nin meydanlara saldığı güruh, sağcılar, dinciler, gericiler, tarih analizinden yoksun insanlar, alevi ve Kürt mahallelerine saldırabilirler" gibi ifadeler kullandı.

Yaşananlar için “darbecilerin darbecilere karşı darbe girişimi” diyen Demirtaş, 15 Temmuz gecesi PKK'nın eylem yapabileceğini ama yapmadığını bu sebeple bu durumun takdirle karşılanması gerektiğini söyledi.

İşte röportajın ilgili bölümleri:

"DARBEYİ NE TETİKLEDİ? AKP HÜKÜMETİNİN TUTUMU"

Bir defa bir askeri darbe girişimi olduğu ortada... Ancak darbe girişiminin yapıldığı koşullar, darbe girişimini tetikleyenler, AKP hükümetinin tutumu... Asıl bunlar tanıma muhtaçtır. Çünkü mevcut iktidar, sivil bir darbeyle görevde olan bir iktidardır zaten. Darbecilerin darbecilere karşı darbe girişimi... 

"AKP DARBECİDİR"

İki darbeci anlayışa da net bir karşı tutum olmalı ve mücadele geliştirilmeli. Çünkü askeri olarak, tankla topla iktidarı ele geçirmeye çalışan darbe güçleri ne kadar gayrimeşru ise, toplumu savaşla, şiddetle, kentleri bombalamakla gidilen bir seçim eliyle yönetmek de gayrimeşrudur, sivil bir darbedir.

"HDP'NİN DARBE İLE İLİŞKİSİ OLMADIĞINI BİLİYORUM AMA DİĞER PARTİLERİ BİLMİYORUM"

Bilinmiyor. Hiçbir siyasi dayanağı olmayan bir darbe kliği, dünyada neredeyse ilk defa ortaya çıkıyor. Alternatif bir siyasi cepheye dayanmadan darbe yapıldı, deniyor. Bildiğim tek bir şey var: Hiçbir şekilde HDP'ye veya HDP'nin temsil ettiği güçlere dayanan bir darbe kliği değil. Emin olduğumuz tek şey budur. Ama başka siyasi güçlerle temasları var mıydı veya başka siyasi güçler üzerinden planlanmış bir darbe miydi? Bunları bilemiyoruz.

"ÖCALAN ERDOĞAN'I UYARIYORDU"

Tabii ki böyle bir tahmin yürütmek çok zordu ama İmralı'da görüşmeler yapılırken Sayın Öcalan, darbe mekaniğini tarif etmiş ve bunu tarihsel örnekleriyle yerli yerine oturtmuştu. Türkiye'de darbe mekaniği denilen şeyin nasıl işlediğini çok iyi anlatmıştı. Dolayısıyla çözüm süreci bittiğinde bu darbe mekaniğinin tekrar devreye gireceğini iyi okumuştu. Bu konuda Erdoğan'ı çok uyarıyordu da... “Ona anlatın, o anlamıyor, kafasızlık, akılsızlık yapıyor” diyordu. “Çözüm sürecini sürdürerek onu ayakta tuttum, süreç biterse darbe mekaniği devreye girer ve onu Mısır'daki Mursi konumuna getirir” diye sürekli uyarıyordu.

"ÜLKEYİ DARBEYE ERDOĞAN SÜRÜKLEDİ"

Evet, o tartışmalar sürecinde darbe mekaniğini fark etmiştik, iyi anlamıştık. Çözüm süreci bittiğinde o darbe mekaniği denilen şey bir şekilde işliyordu aslında. Kürtlere karşı savaş, Kürdistan'da yıkım, ordunun yeniden inisiyatif alma çabası, Erdoğan'ın ipini, iktidarını giderek ordu eline teslim etmesi, ulusalcı-faşist bloka ittifak önermesi ve önemli ölçüde kendi iradesini teslim etmesi, sırf Kürtlere karşı savaşı kazanabilmek için neredeyse onların dediğinden çıkmıyor olması, aslında darbe mekaniğinin devreye girdiğini gösteriyordu.

"DARBE OLACAĞINI BİLİYORDUK. BİZİ ŞOK ETMEDİ"

Uluslararası ilişkiler, mekanizmalar da giderek Erdoğan'ı sıkıştırmaya, nefessiz bırakmaya başlıyordu. Bu, tümüyle Sayın Öcalan'ın tarif ettiği darbe mekaniğiydi. Tıkır tıkır işliyordu. Kürtlerle barış, uzlaşma, ittifaka gidilmediği müddetçe, Kürtlerle savaş, darbe mekaniğini kurulmuş saat gibi vakti geldiğinde çalıştırıyordu ve harekete geçiriyordu. Böyle bir süreç bekliyorduk ama bizim tabii ki darbeyi tahmin etmemiz, öngörmemiz, istihbaratını almamız mümkün değildi. Fakat ortaya çıkınca bizi şok etmedi, çünkü göz göre göre geliyordu. Bunun nasıl gelişeceği sadece muammaydı. 28 Şubat gibi postmodern bir darbe mi olacaktı, yoksa ordu sahadaki savaş inisiyatifini ele geçirdikçe üstü örtülü bir şekilde iktidara sirayet edip adım adım Erdoğan'ı ele geçirmeye devam ederek mi darbeyi tamamlayacaktı, bilinmeyen sadece buydu. Ama ordu içinde tek bir kliğin olmadığı da biliniyordu. Cemaatçi, milliyetçi, ulusalcı, Amerikancı yapılar, geçmiş dönemden beri kliklere ayrılıyordu. Bunların her birinin kendi içinde yüzde yüz uzlaşabildiğini ve Erdoğan'la anlaşabildiğini söylemek de mümkün değil.

"ERDOĞAN'IN SOKAĞA SALDIĞI GÜRUH..."

Erdoğan'ın sokağa saldığı güruh, bir demokrasi mücadelesi filan vermiyor. Başbakan bayramdan filan söz ediyor ama bu düpedüz gerici bir anlayışın festivaline dönüşmüş durumda.

"DİNCİLER, GERİCİLER..."

IŞİD'çi bir kafa, bir güruh, Hüda-Parlısıyla, AKP'lisiyle bütün dinci, gerici gruplar, meydanlarda güç gösterisi yapıyor ve demokrasiden ne anladıklarını da gösteriyorlar. Hiç kimseyi bu ülkede yurttaş olarak bile görmek istemiyorlar. Özellikle darbe girişimi sırasında suçu günahı olmayan zavallı erlere bile neler yaptıklarını görüyorsunuz.

BOĞAZ KESME İDDİASINI DİLLENDİRDİ

Daha düne kadar o erler savaşta öldüğünde, cenaze törenlerinde “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyenler, şimdi o erleri linç ediyorlar, işkence yapıyorlar, boğazlarını kesiyorlar.

"SOKAĞA İNEN GÜRUH KÜRTLERE, ALEVİLERE, SOLCULARA LİNÇ HATTA KATLİAM GİRİŞİMLERİNDE BULUNACAK"

Dolayısıyla bu gerici grup, bırakın demokrasi için umut vaat etmeyi, büyük bir tehdittir. Bunlara karşı da bir mücadele göze alınmak zorundadır. Çünkü her alanda bunlar daha da pervasızlaşacaktır. Her alanda daha da cüretkar davranmaya çalışacaklar. Kürtlere, Alevilere, solculara, ilerici güçlere karşı linç kampanyaları hatta katliam girişimleri olabilir. Çünkü bu güruh artık kendini daha da güçlü hissedecektir.

"BU GERİCİ KAFA, TARİHSEL ANALİZDEN YOKSUN!"

Bu bir yanılgıdır ama yanılgılarını anlayabilecek kapasiteleri yoktur bunların. Bu gerici kafa, tarihsel analizden yoksundur, reel politik tespitleri doğru yapmaktan yoksundur, toplumun iç dengelerini anlamaktan yoksundur. Bütün bunları anlamayan bir zihniyet, kaba güce dayanarak her şeyi değiştirebileceğini düşünüyor.

"GERİLLA ŞEHİRLERE GİREBİLİRDİ, GİRMEDİ"

Gerilla, darbeciden yana tavır almadı. Kürtler de darbeciden yana tavır almadı. Bu girişimi fırsata çevirip Kürt gerillası, birçok şehre girebilirdi. Fakat bu, darbeci anlayışın ekmeğine yağ sürmek olurdu. Kürt hareketi, iki darbeci arasında seçim yapmayarak, halkın demokrasi mücadelesinde ısrarcı, onurlu bir duruş sergilemiştir. Ama bu onurlu duruşu Erdoğan gibi kafalar, anlayabilecek kapasiteye sahip değiller.

"AKP'NİN SOKAĞA SALDIĞI GÜRUH GERİCİ GÖSTERİLER PEŞİNDE"

Tabii ki darbecilere karşı bir tutum içerisinde toplum ama AKP'nin sokağa saldığı güruh, adeta gerici gösteriler yaptığı için, cihatçı/IŞİD'çi bir görüntüye sahip olduğu için toplumun geneli darbe karşıtı tutumunu meydanlarda göstermiyor. Sadece AKP'nin örgütlediği kesimler, güruh halinde alanlara çıkıyor.

"KOBANİ'DE ÖLEN 50 İNSAN'DAN 48'İ HDP'LİYDİ"

Sokakta linç yapılıyor, zavallı erler katlediliyor. Erdoğan bunların hiçbirini ağzına bile almıyor. Hatırlanırsa, Kobanê direnişiyle ilgili çağrı yaptığımızda, ki şiddet çağrısı bile yapmadık, 55 insan katledildi, 48'i HDP'liydi. Bunun faturasını bile bize çıkarmaya çalıştılar.

"SOKAĞA ÇIKAN HALK DEMİR ÇOBUKLARLA ASKER ÖLDÜRÜYOR"

Oysa kendileri şimdi canlı yayında insanları linç ediyorlar, demir çubuklarla gencecik, zavallı zorunlu askerleri öldürüyorlar ve Başbakan buna demokrasi şöleni, Cumhurbaşkanı gösteri hakkı diyor. Halkın bunları iyi izlemesi ve görmesi lazım. Bu güruh ülkeyi yönetmeye devam eder ve güçlenirse, herkese yapmak istedikleri şey bu linçtir. Bununla ülkeyi yönetmek isteyeceklerdir. Bu gücü hissetmemeleri için alanları kullanmamız lazım.

"AKP, BU KİTLEYİ KÜRTLERİN, ALEVİLERİN ÜZERİNE SALABİLİR"

AKP bazı mahallelere bu kitleleri, güruhları yönlendirebilir, saldırtabilir. Herkesin dikkatli olması lazım. Kürt mahallesi, Alevi mahallesi, solcular hedef haline getirilebilir. Buna karşı herkesin meşru savunma hakkı vardır. Böyle bir durum gerçekleşirse, saldırıyı uğrayanın kim olduğuna bakılmaksızın her yerde harekete geçirilecek bir meşru direniş gücünün de örgütlü olması lazım.