İşte Selvi'nin Hürriyet gazetesindeki yazısı:
14 Ağustos geçti ama FETÖ'cülerin önceden davul zurna çalarak ilan ettikleri darbe gerçekleşmedi.
Çünkü o, FETÖ'cülerin darbe psikolojisini ayakta tutmak için yaptığı psikolojik bir savaştı. FETÖ konusunda yapılan en büyük yanlış onu hafife almak oldu. Gülen önceden darbe tarihi ilan edecek kadar akılsız değil. O CIA ile ortak çalışabilecek bir stratejik zekâya ve organizasyon kabiliyetine sahip. O yüzden pilotları cinlerle hipnotize ettiği ya da 14 Ağustos'ta ABD ile deprem yapmayı planladığı gibi akla ziyan yorumlara itibar etmeyin. FETÖ'de asla pes etmek yok. Yeni bir haber vereceğim.
ABLALARIN DARBE DUASI
FETÖ'cü abiler firarda ama ablalar yeni darbe için dua halkası oluşturmuş. Şaka sanmayın. Zaten FETÖ'nün şakasının olmadığını 15 Temmuz'da gördük. O gece darbecilerin üzerinden Hizb-ül Hasin duası çıkmıştı.
“Bismillahirrahmanirrahim, sağıma bismillah, soluma bismillah, arkama bismillah, önüme bismillah, üstüme bismillah. Allah'ın adıyla korunduk, onun muhkem korumasına dehalet ettik, aşılmaz kalesine gizlendik, güzel isimleri ile donandık, Celil isminin nurlarının sırrına büründük; Kavi ve Kahir isimlerinin imdadı kuvveti ile üstün geldik, cin, ins vesair mahlukattan düşmanlarımıza galip geldik, onlardan gizlendik, onlara üstün geldik ve muzaffer olduk.”
Darbe gecesi Cemaat'e gönderilen mesajda ise ‘Nusret ve Galebe' duasının okunması istenmişti.
15 Temmuz darbesi başarısız oldu ama FETÖ darbe hedefinden vazgeçmiş değil. Yeni darbe için Pensilvanya'dan yeni dualar gelmiş. Ablalar bu hafta başından itibaren darbe duasını okumaya başlamış. Şehir savaşlarının yaşandığı, şehit cenazelerinin geldiği sıralarda dindar kesim de dua halkaları oluşturmuştu. Kuran tilavet ediliyor, hatimler indiriliyor, Fetih Suresi ve Yasin-i Şerif'ler okunuyordu. Paraleller, o zaman hiçbir dua zincirinde yer almamış, bu durum dindar çevrelerce yadırganmıştı. Meğerse onlar o sırada Pensilvanya'dan gelen darbe dualarını okumakla meşgullermiş.
YAPTIRILACAK İŞLER VAR
ABD, Fetullah Gülen'i vermediği sürece, FETÖ'nün yeni bir darbe hazırlığı içinde olduğu kuşkusu hâkim olmaya devam edecek. Çünkü karşımızda 7 Şubat'tan bu yana pes etmeyen ve her defasında daha güçlü bir darbe planı ile saldıran bir yapılanma var. Ankara'da 15 Temmuz'un FETÖ görünümlü bir NATO darbesi olduğu kanaati hâkim. Türkiye'ye teslim edilmediği sürece Gülen'in yeni bir darbe girişiminde bulunmayacağının garantisi yoktur. Çünkü ABD, Gülen'le ilgili planlarından vazgeçse, onu gözden çıkarırdı. Tam aksine FETÖ miadını doldurmadığı için Türkiye'ye rağmen Gülen'i tercih ediyorlar. Filipinlerde Marcos, Şili'de Pinochet, Mısır'da Hüsnü Mübarek, İran'da Şah Rıza Pehlevi kullanma tarihi dolduğu andan itibaren gözden çıkarılmıştı. Gülen gözden çıkarılmadıysa hâlâ ona yaptırılacak işler var demektir. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbe tehlikesi henüz geçmedi” diyor. FETÖ'cülerin 14 Ağustos'ta olduğu gibi tarih vererek darbe olacağı söylentileri, “Psikolojik darbe girişimi” olarak nitelendiriliyor. Ama yeni sürece ilişkin üç ayrı darbe tehdidi üzerinde duruluyor.
NATO'CU GENERAL ŞÜPHESİ
1- FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik fedai eylemi ya da Mısır'da Enver Sedat, Hindistan'da İndira Gandi türü suikast girişimi.
2- 15 Temmuz TSK'da emir-komuta zincirine karşı FETÖ cuntasının bir darbe girişimiydi. Darbe gecesi Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları derdest edildi. Bu darbeye iştirak ettiği gerekçesiyle TSK'daki generallerin yüzde 44'ü tasfiye edildi. FETÖ'cüler tasfiye edildikten sonra bu kez NATO'cu generallerin oluşturduğu darbe tehdidi üzerinde duruluyor.
3- TSK'da deşifre olmayan FETÖ'cülerin başlatacağı yeni bir kalkışma sonucunda Türkiye'nin iç kargaşaya sürüklenerek dış güçlerin müdahalesinin sağlanması.
Bir general, “Eğer Ömer Halisdemir darbeci Semih Terzi'yi vurup, özel kuvvetlerin darbecilerin eline geçmesini önlemese, çatışmalar en az 5 gün sürerdi” demişti. 15 Temmuz'u planlayanların sadece darbe değil, içsavaş planları yaptığı uyarısında bulunmuştu.