Son olarak Dr. Tuncer Kaltar'ın Şahin hakkındaki paylaşımına bugünkü yazısında yer veren Haşmet Babaoğlu, "bütün dünyayı sürükleyen" bir ‘akıntı' olduğuna dikkat çekti...
İşte Haşmet Babaoğlu'nun ‘Çok güçlü bir akıntı' başlıklı yazısından önemli bir bölüm:
Fonda Sertab Erener, güzelim Cem Karaca şarkısını yorumluyor:
"Doğarken ağladı insan/Bu son olsun, bu son..." Güzel klip... Sağlık Bakanlığı'nın çektirip çeşitli kanallarda yayına verdiği tarih temmuzdu galiba... Klip dün sabah TV'de yine karşıma çıktı. Ne garip ve sarsıcı bir andı.
Çünkü tam o sırada bana gönderilen bir mesajı okuyordum: "Annem iki Sinovac ve bir BioNTech'ten sonra Kovid oldu ve ağır geçiriyor."
Söylediklerim suistimal edilmesin... Mesele aşı olmak, olmamak meselesi değil. O iş bitti zaten, aşısızlık "toplum dışı" olmak gibi bir şey haline geldi. “Almanya, Uğur Şahin'e soruyor mu acaba?”
Ama bir "son" var mı gerçekten? Geçen gün Dr. Tuncer Kaltar sosyal medyada şöyle yazdı: "Erişkinlerin yüzde 90 aşılandığı Almanya, Uğur Şahin'e soruyor mu acaba? Senin aşın koruyorsa, Almanya vaka sayısında niye dünya altıncısı? Üstelik vakalar her hafta yüzde 50 artarak katlanıyor. Ama Almanya sormaz. Çünkü aşıdan her yıl 190 milyar dolar kazanıyor."
Tamam! Almanya sormasın... Ama kimse sormuyor kardeşim, kimse!
Neyse artık! İnsan, akıntıya karşı kürek çekmekten; bazı haberlere bakıp "Niye kimsenin kılı kıpırdamıyor?" diye sorup durmaktan yoruluyor...
Akıntı dedim de... Esas hikâye o... Yalnız pandemi konusunda değil...
İklim konusunda... Bölgesel savaşların fitilini ateşlendirme konusunda... Gıda tedarik problemi ve gıda enflasyonu konusunda...
Çok güçlü bir akıntı var. Bütün dünyayı sürüklüyor. Ha! Şu da bir soru... Bu gerçeği sürekli göz önüne çekmeye çalışanları yutar mı bu akıntı?
Bilemiyorum, yaşayıp kimbilir neler göreceğiz. Ama 2018'den beri vurguladığım şeyi bir daha yazmama izin verin... Agâh olalım! Agâh olun!
Sabah