Tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında vefat eden Cumhuriyet döneminin önemli gazeteci ve yazarlarından Mehmet Şevket Eygi, bugün Fatih Camii'nde ikindi namazına müteakiben düzenlenen cenaze namazından sonra ebedî istirahatgâhına dualarla uğurlandı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kıldırdığı cenaze namazına başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar, milletvekilleri olmak üzere çok sayıda seveni katıldı.
Cenaze namazına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın yanı sıra çok sayıda seveni katıldı.
Eygi'nin cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş kıldırdı.
Cenaze namazının ardından bir konuşma yapan Erbaş, Eygi'nin “Allah güzeldir, güzeli sever” hadisini çok tekrar ettiğine vurgu yaparak, Diyanet İşleri Başkanlığı'na yönelik yazdığı yazılarla ezanı güzel okuma hassasiyetinde bulunduğunu hatırlattı.
“Dünden beri özellikle medyada yüz binlerce insan tezkiyede bulundu onun sağlam bir Müslüman olduğuna” diyen Erbaş, törene katılanlardan helallik istedi.
Cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir konuşma yaptı.
ERDOĞAN: EN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİNDEN
BİRİ ESTETİK ANLAYIŞIYDI
“Gençlik yıllarımızdan bu yana kendisini ilk tanıdığım yer Bab-ı Ali'deki Bedir Yayıneviydi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Oradan bu günlere her geçen gün kalemiyle ama kaleminin yanında en önemli özelliklerinden bir tanesi de Mehmet Şevket Eygi Bey'in estetik anlayışıydı. Müslüman'ın estetiğine çok dikkat etmesini özel sohbetlerimizde de ifade ederdi. İbrahim Kalın Bey'i son olarak kendisine gönderdiğimde, zengin bir kütüphanesi vardı. Kitaplarını Beştepe'deki kütüphaneye hibe etti. Onun bu noktadaki cömertliğini göstermesi, bu eserleri gençliğin ve milletimizin emrine amade kılması ayrıca bir şükran borcumuzdur. Allah kendilerinden razı olsun.”
Törenin ardından Erdoğan Eygi'nin cenazesini omuzlayarak beraberindekilerle birlikte cenaze arabasına taşıdı.
ERDOĞAN, EYGİ'NİN KABRİ BAŞINDA YASİN-İ ŞERİF OKUDU, DUA ETTİ
Mehmed Şevket Eygi'nin cenazesi, defnedilmek üzere Merkezefendi Mezarlığı'na götürüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak, bazı milletvekilleri ve protokol üyeleri de defin törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, defin işleminin ardından Eygi'nin kabri başında Yasin-i Şerif okudu, dua etti.
Katılımcılar, dualar eşliğinde Eygi'nin kabrine toprak attı.
CUMHURBAŞKANI, ERBAKAN'IN KABRİNİ DE ZİYARET EDEREK DUA OKUDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle merhum Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın da kabrini ziyaret ederek dua okudu.
Mezarlıktan çıkarken vatandaşlarla sohbet eden Erdoğan, bazı vatandaşlarla fotoğraf çektirdi.
Cenaze törenine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın da çelenk gönderdiği görüldü.
EYGİ'NİN SON YAZISI
Mehmed Şevket Eygi'nin, Milli Gazete'de son yayınlanan, “Akla dair” başlıklı yazısı şöyle:
Akıl çarşıda pazarda para ile satılmaz. Dünyanın en zengini olsan parayla bir zerre akıl satın alamazsın. Akıllanmanın, aklını geliştirmenin bir tek yolu vardır, o da İslamî eğitimdir. (Gerçek İslamî eğitim, sahtesi yetersizi değil.)
Doğru, gerçek İslam seni akıllı yapabilir. Bu nasıl olur?
1.Bunun için gerçek İslam hocalarından ve üstadlarından ders alman gerekir.
2.Bu hocalar, üstadlar, mürşidler insanların en akıllısı Muhammed aleyhisselamla irtibatlıdır. Üstadları odur. Bu ilmi sana nakl ederler.
3.Aklı geliştirmenin ve olgunlaştırmanın kaynağı Allah'ın kitabıdır. Hocaların, üstadların ondaki ilimleri nasibin ne kadarsa sana kazandırır.
4.Aklın Kitab ve Nübüvvet nuruyla aydınlanınca terakki (ilerleme) başlar.
5.Aklını mantık öğrenerek geliştirebilirsin. Mantık doğru düşünmek, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etmek, düşünürken yanılmamak ilmidir. Mantık sistemlerinin en üstünü İslam Mantığıdır. Ehliyetli ve liyakatli hocasını/üstadını bulup bu ilmi tahsil etmelisin.
6.Aklın en büyük aleti ve vasıtası lisandır. Üç yüz kelimelik çarşı pazar sokak iletişim diliyle aklını geliştiremezsin. On binlerce kelimeden ve terimden oluşan zengin edebî lisana vakıf olmalısın.
7.Aklın türleri vardır. Şeytanî akla değil, Rahmanî akla sahip olmalısın.
8.Aklın ana kaynaklarından biri faydalı ve hayırlı kültürdür. Onu edinmelisin.
9.Kültür kuru niyet ve hevesle elde edilmez. Ona sahip olmak iğne ile kuyu kazmak kadar zordur.
10.Aklın gelişmesi, ilerlemesi, yükselmesi, olgunlaşması için irfan sahibi olman gerekir. İrfansız akıl yeterli olmaz. Menzile ulaştırmaz.
11.Bugünkü lâdinî eğitim seni akıllı yapmaz, aksine aklını köreltir.
12.Paralel ve alternatif bir eğitim alman gerekir.
13.Temel kural: Aklı yetersiz olan ehliyetsiz ve liyakatsiz hocalar ve muallimler akıllı öğrenciler yetiştiremez.
14.Resulullaha biatli ve onunla irtibatlı olmayan hocalar sana fazla bir şey kazandıramaz.
15.Dünya kadar ilmin olsa, onun hayata uygulamazsan akıllı olmazsın, akıllı sayılmazsın.
16.Rahmanî akıl Rahman'a, şeytanî akıl şeytana götürür.
17.Kişinin ne mal olduğu, kıymeti, rütbesi, derecesi aklından belli olur.
18.Parası, serveti, zenginliği aklından kat kat fazla. Yandı o adam.
19.Ehl-i dünyanın akılları kıt ve güdük olduğu için ahirete sırt çevirmişler, dünyaya dönmüşler.
20.Akıl dinin kaynağı değildir ama en büyük alet ve vasıtasıdır.
21.Şeytanî, dünyevî akıl ne kadar yüksek olursa olsun, ebedî mutluluğa değil, ebedî felaket ve hasarete (zarar ziyana) götürür.
22.İcazetsiz hocalar ve muallimler seni akıllı yapamaz, aksine akılsız yapar.
23.Kimler akılsızdır: Din sömürüsü yapanlar akılsızdır… Arivistler akılsızdır… Ahireti unutan ehl-i dünya akılsızdır… Yaşamak için yemeyen, yemek için yaşayanlar akılsızdır… Devamlı gıybet edenler, dıştan sofu ve dindar görünseler bile süper akılsızdır… Eviyle, yazlığı ile otomobiliyle, lüks mobilyalarıyla, cep telefonu ile övünenler, böbürlenenler hem akılsız, hem beyinsizdir… Dindar geçindiği halde beş yıldızlı içkili, fuhuşlu mekânlarda konaklayanlar akılsızdır… İhtiyacının çok üzerinde statü için çok pahalı, çok israflı, çok lüks otomobil alanlar akılsızdır… Cemaat tarikat hizip fırka holiganlığı militanlığı yapanlar akılsızdır…
24.Akılsız, bilgisiz, yarı cahil kimseler hizmet ederken İslam'ın ve tasavvufun içini boşaltır, dine ve Ümmete büyük zarar verir.
25.Dinde reform, yenilik, değişim istemek büyük akılsızlıktır.
Dinin reforma ihtiyacı yoktur, aklı ve kültürü yetersiz Müslümanların reforma ve ıslaha ihtiyaçları vardır.
26.Sünneti tamamen veya kısmen inkâr, ret ve tekzip etmek büyük akılsızlıktır.
27.İslam feministleri akıllı Müslüman değil, akılsız Müslüman'dır.
28.Aklı yeterli Müslüman mutlaka Ümmet birliği, ittihad-ı İslam ve İmamet şuuruna sahip olur.
29.Kişinin aklını geliştirmek için faydalı, hayırlı, nurlu kitaplar okuması gerekir. Böyle kitapları okuyanlar akıllanır, okumayanların akılları dumura uğrar, güdükleşir.
30.Aklı olmayanın dini de yoktur.
31.Akılsız Müslüman yarı Müslüman'dır.
32.Akılsız Müslüman en başta kendisine zarar verir.
33.Bütün İmanî, İslamî, Kur'anî, Nebevî, Şer'î hizmetleri; akıllı, kültürlü, ahlaklı, ehliyetli, liyakatli, icazetli Müslümanlar görmelidir.
34.Akıllı, kültürlü insanlardan oluşan toplumlar dünya işlerini başarı ile tanzim eder, görür.
35.Hikmetli söz: Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.
36.Ne garip bir tecellidir ki, Japonya, Yeni Zelanda gibi gayr-i müslim ülkelerde, İslam dünyasındakinden fazla selim akıl var.
37.Dünyada çeşitli İslam yorumları ve uygulamaları var. Selim akıl, bunlar içinden Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat'in en doğrusu olduğunu anlar ve onu seçer.
Cenab-ı Hak bize akıl, akl-ı selim, ilim irfan, müspet ve faydalı kültür, islamî vizyon nasip etsin. Aksi takdirde işimiz çok zordur. Tembel tembel armut piş ağzıma düş diye beklemeyelim. Aklımızı geliştirmenin, kültürümüzü artırmanın, ilim irfan sahibi olmanın yollarını arayalım, bulalım, gereken dersleri üstadlarından alıp öğrenelim, ne yapmak gerekiyorsa onları yapalım.