CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Erdoğan ve ailesi kaçmayı planlıyor" açıklamalarına tepkiler sürüyor.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına bir tepki de Habertürk gazetesi yazarı Sevilay Yılman'dan geldi.
Yılman, "Kemal Bey sanki seçimi kazanmak için değil de Cumhur İttifakı'na iktidarı altın tepside sunmak için uğraşıyor" dedi.
Sevilay Yılman'ın bugün Habertürk gazetesinde yayımlanan "Üzgünüm ama bu da gol olmadı Kemal Bey!" başlıklı dikkat çeken yazısı şöyle:
Önceki gün yazmıştım muhalefetin özellikle de CHP'nin kamuoyuna yansıttığı tabloyu…
Demiştim ki; “Bilgi üretemiyorlar. Üstüne sürekli gerginlik yaratan ve bundan beslenen bir imaj çiziyorlar. Hele de ana muhalefet olan CHP! Tüm politik çıkışları günübirlik ve perspektiften yoksun ve çelişkiler barındırıyor!”
Mürekkebi kurumadan yazdıklarımın akşamına yaşandı bu dediklerim.
Grup toplantısında; “Erdoğan ve ailesi kaçmayı planlıyor. Bunu nasıl yapacaklar bu akşam 22.00'de belgeleriyle açıklayacağım!” dediğinde yalan yok ben de çok çok merak etmiştim.
Ve bu yüzden de saat tam 22.00'de yüz binlerce insan gibi; “Acaba nasıl bir bomba patlatacak Kemal Bey?” merakıyla Twiter'daydım.
Şoka girdim tabii.
Çünkü CHP Liderinin; “Büyük kaçış planının anatomisi” sloganıyla duyurusunu yaptığı konu zaten yıllardır konuşulan bir konu.
Defalarca yazılmış, çizilmiş ve sorgulanmış bir mevzu.
Doğru evet. Ensar ve Türgev aracılığı ile Amerika'da kurulmuş olan TÜRKEN Vakfı'na yaklaşık 60 milyon dolar aktarıldı.
Ve aktarılan o paralarla da New York'un Manhattan semtinde Amerika'da okuyacak öğrenciler için dev bir gökdelen yaptırıyor TÜRKEN.
Bu kesinlikle eleştirilecek bir konu.
“Ülkede öğrenciler yurt sorunu yaşarken, halkın bağışlarını, yardımlarını gidip Amerika' da 21 katlı bir binaya gömmeniz adil mi? İnsaflı mı? Bu bir israf değil mi?” denilebilir.
Dedik de zaten vaktinde.
Ama herkesin malumu olan bu bilgilerin sanki çok gizliymiş ve de ilk kez açıklanıyormuş gibi bir sükseyle sunulması ve dahası Erdoğan'ın ve ailesinin ülkeden kaçış planı yaptığının iddia edilmesi filan neyin kafası arkadaş!
Ne yapacak Erdoğan ve Ailesi?
Türkiye'den kaçtıktan sonra Birleşmiş Milletler binasına birkaç adım olan 21 katlı gökdelene mi yerleşecek?
Hadi oraya yerleştiler diyelim…
Para nerede?
ABD resmi kayıtlarında ‘hibe, bağış ve katkı' adı altında TÜRKEN Vakfı'nın gelirinin 58 milyon 74 bin dolar olduğu görülüyor.
Sadece arazisine 15.5 milyon dolar ödenmiş.
Geri kalanı da zaten Amerika'nın en pahalı semtinde devasa bir gökdelen yapmak için ancak yeter.
Ee?
Koca Erdoğan Ailesi Amerika'nın göbeğinde ne yiyip içecek sonrasında?
Hiç kusura bakmasın Sayın Kılıçdaroğlu ama iktidar cephesinde çok komik düşürdü kendisini.
Kaldı ki bu “kaçacaklar” retoriği FETÖ'cülerin 10 yıldır kullandıkları adi bir retorik!
Bu retoriği 15 seçim kazanmış ve hala tüm anketlerde birinci olan siyasi bir lidere karşı kullanmak aciz bir siyasi metod.
FETÖ'cüler öyle dedikçe Erdoğan hem mevki hem zemin hem güç kazanmaya devam etti ve neticede Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en güçlü ve yetkili Cumhurbaşkanı oldu.
Bu açık gerçeği görememek siyasi körlük değil de nedir?
Kemal Bey sanki seçimi kazanmak için değil de Cumhur İttifakı'na iktidarı altın tepside sunmak için uğraşıyor.
Bilmesek kendisini. Tanımasak. “Yoksa gizli bir Erdoğan hayranı falan mı? Kripto AK Partili mi?” diyeceğiz neredeyse.
Ha evet… Anlattıklarıyla CHP'ye oy veren seçmeni heyecanlandırarak tabanında safları sıklaştırdı ama sağ olsun bu arada AK Parti'ye de büyük hizmet sundu.
İktidar tabanında; “O kaçarsa yeni iktidar bize gün yüzü göstermez! Bizden çok pis hesap sorarlar!” korku ve endişesinin oluşmasını sağladı ve AK Parti seçmeninin bir kez daha konsolide olmasına vesile oldu.
İşte bu nedenle iktidar yetkililerinin, sözcülerinin Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları sonrası aldığı tavra anlam veremiyorum.
Farkındalar mı bilmiyorum ama Kemal Bey kendileri için çok minnet duyulacak sansasyonel bir olaya imza attı.
Teşekkür edeceklerine CHP Genel Başkanı'na…
Ne bu öfke, üst üste sert açıklamalar filan cidden şaşırıyorum!
Not: Kılıçdaroğlu'nun boş havuza atlaması maalesef üçüncü oldu!
Birincisi; ”Man Adası'na döviz gönderildi” dedi tam tersi çıktı. Dolar havale dekontunu bile anlayamayanların kendisine yanlış bilgi verdikleri ortaya çıktı.
İkincisi; ”Ulaştırma Bakanı ve Cumhurbaşkanı ihale belgesi imzaladı” dedi.
Sonradan böyle bir imza olmadığı ortaya çıktı.
Yani yanlış bilgilenme…
Şimdi de açık kaynaklarda ve bizzat vakfın kendi bildirimiyle takip edilebilecek bilgilere gizli belge muamelesi yaptı!
Yine yanlış bilgilenme…
Bence en önce CHP, Genel Başkanlarını bu kadar yanlış bilgi ile kamuoyu önüne çıkartanların kimler olduğunu bulmalı ve bunu sorgulamalı.