"Bu ülke böyle bir felaketi yaşayabileceğini aklının ucundan bile geçirmemişti. Çünkü Türk insanı vatansever yetişmiş, ihtilallere karşı duygusal tepkiler veren bir halk. Ancak ne yazık ki 15 Temmuz düşüncelerimize giremeyecek şekilde vuku buldu. Çok şükür başarılı olamadılar" diyen Dişli, o gece yaşadıkları ile ilgili de bilgi verdi.
ŞANSLI AZINLIKLARDANDIK
Dişli şunları söyledi:
"Benim evim Nakkaştepe'de. Bir şeyler olduğunu İstanbul'a dönerken arabamda öğrendim. Eve gittiğimde Cumhurbaşkanımızın telefonla bağlantısını izledim ve halkı meydanlara çağırdığını gördüm. 5 dakika sonra Boğaz Köprüsü'ndeydim. 12 Eylül ihtilal dönemini yaşamış biri olarak, bu ülkenin tekrar o günlere dönmesinden korkan biri olarak bu kalkışmaya ekstra duyarlıydım. Ülkem ve ailem adına bir korku yaşadım. Cumhurbaşkanımızın çağrısını duyunca içimizdeki korkuyu öldürüp köprüye koştuk. Tankların araçları ezdiğine, insanların kurşunlarla yaralandığına şahit oldum. O günkü şanssız kalabalığın şanslı azınlıklarındandık."
Hayatın o geceyle sınırlı kalmadığının altını çizen Dişli, her gece demokrasi nöbetlerinde Kısıklı meydanında olduklarını, birkaç geceyi de Adapazarı meydanında nöbette geçirdiklerini söyledi. Dişli şöyle devam etti:
"27 gece boyunca Kısıklı'da karavanlarımızla Sakarya'da ise mobil olarak su dağıttık. Ayrıca İzmir ve Ankara'da da her gün su dağıtımı yaptık. Bu zaten boynumuzun borcuydu. Ne kadar su dağıttığımızın önemi yok. Bu bir reklam konusu değil. Biz meydanlarda halkla bütünleştik. Bunun bir ölçüsü yok."
