Sırrı Süreyya Önder'den Davutoğlu'na 'otoriterlik' eleştirisi
HDP'li Önder, Başbakan Davutoğlu'nu eleştiren açıklamalar yaptı.

Oluşturma Tarihi: 2016-05-16 16:27:07

Güncelleme Tarihi: 2016-05-16 16:27:07

TİMETURK I HABER MERKEZİ

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, dokunulmazlıkların Nokta dergisinden Fatih Vural'ın sorularını yanıtladı.

İşte gündeme yönelik yapılan açıklamalardan bazıları:

"ERGEN İMAM HATİPLİ"

(Davutoğlu ile) Görüşmemizde, bütün bu olan bitenden (çözüm süreci ile ilgili) Davutoğlu'nun hiçbir şey anlamadığını gördüm. Bunu yüzüne de söyledim. “Ergen imam hatipli” refleksi vardı!

"DAVUTOĞLU YARGILANACAK"

Davutoğlu, görevden indiğinde ağlamıştır belki. İçi de incinmiştir. Çünkü alınan kararlar ve onların doğurduğu, doğuracağı sonuçlar, içinde zerre insaniyet taşıyan biri için ağlamadan hatırlanacak şeyler değil. Bunu da söyledim, Ahmet Davutoğlu, bunlardan dolayı yargılanacak! Herkes elini yıkayıp bir kenara çekilecek; ama yapılanların hesabı demokratik zeminlerde görülecektir.

...Bu dönemde, çok ağır insanlık suçları işlendi. Bunda dahli olan herkes, hem kendi hem de toplum vicdanında, hem de yasalar önünde sigaya çekilecektir. Bunu yaşayıp göreceğiz...

"DAVUTOĞLU'NUN HİTLERVARİ YÖNTEMLERE BAŞVURMA İHTİMALİ, ERDOĞAN'INKİNDEN FAZLA"

Davutoğlu, Kürt sorununu nasıl bir mesele olarak görüyordu?

Öcalan da bu soruyu sorduğunda ona söylediğim cümleyi tekrar edeyim: “Davutoğlu'nun Hitlervâri yöntemlere başvurma ihtimali, Tayyip Erdoğan'ın bu yöntemlere başvurma ihtimalinden daha fazladır.”

Erdoğan'ın, Dolmabahçe Deklarasyonu ve İzleme Heyeti'yle ilgili olarak “Ben de gazetelerden okuyorum. Doğrusu böyle bir şeyden benim bir haberim yok” sözleri, gerçeği yansıtıyor muydu?

Bunu bütün bakanlar yalanladılar. Başta da Sayın Bülent Arınç yalanladı, “Oturma düzenine kadar bilgisi vardı” dedi.

10 maddelik metin, Erdoğan'ı neden rahatsız etti?

Bence o metin rahatsız etmedi. Çünkü o 10 maddelik metin, son beş, altı İmralı görüşmesinde birlikte ortaya çıkarılan bir metindi. Karşılıklı itiraz ve düzeltmelerden sonra, bir mutabakatın neticesinde son halini aldı.

Öcalan'ın Erdoğan'a özellikle iletilmesini istediği mesajları neydi?

Yavaş ve kararsız adımlar, ağırdan alma eğilimleriydi.