İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'na bağlı başsavcıvekillerince hazırlanan iddianamede, Çengelköy, Vaniköy ve Beykoz bölgelerinde meydana gelen olaylarla ilgili müşteki ifadelerine yer verildi.
İddianamede, şüphelilerce darbedildikleri, hakarete maruz kaldıkları ve alıkonulduklarını belirten müştekilerin hepsinin darbe girişimine katılan şüphelilerden şikayetçi olduğuna işaret edildi.
GECE 3'E KADAR ALIKONULDULAR
Müştekilerden Kudret Pala'nın ifadesinde, "15 Temmuz 2016 günü saat 21.45 sıralarında arkadaşlarıyla birlikte araçlarıyla Kuleli Caddesi'ndeki Kuleli Askeri Lisesi önüne geldikleri, bu sırada darbe girişimi için liseden çıkan ve bölgeyi kontrol altına almaya çalışan şüpheli Mürsel Çıkrıkçı ile emir ve komutasındaki diğer şüphelilerin civardaki açık olan iş yerlerine girerek ve seyir halindeki araçları durdurarak, vatandaşları derdest ettikleri" yönünde bilgi verdiği aktarılan iddianamede, Pala'nın içinde bulunduğu aracın durdurulduğu, arkadaşlarıyla birlikte ellerinin kelepçelendiği, lise nizamiye girişine götürüldükleri, burada diğer vatandaşlarla 16 Temmuz saat 03.00 sıralarına kadar alıkonuldukları ve okul komutanı Mürsel Çıkrıkçı tarafından darbedildiklerinin anlaşıldığı bildirildi.
"SİZİ DİNLEMEYEN HALKI ALNININ ÇATINDAN VURUN"
Müşteki Pala'ya Çıkrıkçı'nın fotoğrafının gösterildiği belirtilen iddianamede, Pala'nın şu ifadeleri yer buldu:
"Arabanın önünü kesip bizi araçtan indirdiler. İndirdikten sonra Mürsel Çıkrıkçı, bizleri tekme, tokat dövmeye başladı. Bize, 'siz vatan hainisiniz' dedi. Daha sonra bana, 'Sen AK Partili misin?' diye sordu. Ben de, 'evet' deyince bana daha çok vurmaya başladı ve bana 'sizin yüzünüzden her gün 3-5 şehit veriyoruz' dedi. Akabinde bizi el ve ayaklarımızdan plastik kelepçe ile bağladılar ve okul girişi önünde yüzüstü yere yatırdılar. Bu vaziyette yarım saat bekledik. Mürsel Çıkrıkçı, bizi sürekli tehdit ediyordu. 'Sizi doğduğunuza pişman edeceğim, olaylar bittikten sonra sizinle özel olarak ilgileneceğim' diyordu. Daha sonra diz üstü oturmaya başladık. Saat 24.00 sıralarında Mürsel Çıkrıkçı'ya telsizden bir asker, 'Komutanım biz halkı durduramıyoruz ne yapalım?' diye sordu. Çıkrıkçı ise askere telsizden 'Kardeşim biz size kurşunları niçin verdik? Sizi dinlemeyen halkı alnının çatından vurun' dedi. Bizi okul önünde rehin aldıktan 1 saat sonra 'ne oluyor acaba?' diye kendi aramızda konuşurken, Çıkrıkçı yanımızda bulunan askerlere, 'Bunlar bir daha konuşurlarsa bunları vurun' dedi."