Mumcu'nun Aydınlık gazetesindeki köşe yazısından bir kesit;

“Bu miting tam zamanında oldu. Konuşmalarda nefret içeren hiçbir ifade yoktu. Toplumu uyaran bir miting oldu. Birleşenlerin çeşitliliği de önemli. Farklı görüşte gruplar aile, toplum ve bağımsızlık konusunda bir araya geldiler. ABD ve AB parasıyla dayatmayı yayma özgürlüğü var da buna karşı çıkma özgürlüğü de olmayacak mı!. Aile yoksa toplum da yok. Miting eşcinsellere karşı değil eşcinsellik dayatmasına karşı yapıldı.”

EŞCİNSELLİK DAYATMASI SOLUN GÜNDEMİNE NE ZAMAN GİRDİ?

“12 Eylül'le birlikte. Sol sınıfsal, antiemperyalist vurgulardan koptu. Kimlikçi, etnikçi oldu. 2000'li yılların başında da sistem çürüdükçe bu dayatmalar arttı. 1960'larda, 70'lerde bu fikirleri solun gündeminde göremezsiniz. Sol antiemperyalist vurguları bırakın emek sermaye çelişmesini bile bıraktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan faize karşı diye faizci bile oldular. Şimdi CHP'yle TÜSİAD'ın ekonomi programı arasında fark yok. Kemal Derviş'i sevdirmek için liberal sol kavramını ortaya attılar.”

LİBERALLER VE SOL

“Olamaz. Sol başka, liberal başka. Sol emektir, plandır. Liberal 'bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' der. Liberalizmde özgürlük arayacaksanız sermayenin özgürlüğünü görürsünüz. Birbirine zıt iki sistemden bahsediyoruz. Liberal Kemal Derviş için özgürlük Türk çiftçisine kota koyma özgürlüğüdür. Hurşit Güneş beni bu fikirlerimden dolayı eleştirdiğinde ABD'deki sistemi örnek gösterirdi. Muhafazakar ve demokratların çizgisinden hareketle liberal solcular var derdi. Demokratlar liberal solcu derdi. ABD'de demokrat olmanın ölçüsü de bu değil aslında. Sol demek sömürüye karşı olmak demektir.”