Peker'i susturmak
Türkiye, Sedat Peker'i konuşuyor.
İtalya ise Giovanni Brusca'yı konuşuyor.
Sicilya mafyasının önde gelen üyesi Brusca, İtalya'nın efsanevi mafya karşıtı yargıçları Giovanni Falcone ve Paolo Borsellino gibi 150 kişinin ölümünde rol oynadı. 1996 yılında yakalandı ve ömür boyu hapis cezası aldı. Polisle işbirliği yaptı, cezası 26 yıla indirildi.
Ve iki hafta önce/ 31 Mayıs'ta Brusca şartlı tahliye ile hapisten çıkarıldı. İtibariyle İtalya karıştı; “mafyayla mücadelede sembol olmuş iki yargıcı öldüren suç makinesi nasıl serbest kalır?”
İtalya'nın “Collaboratori di giustizia” olarak adlandırılan mafya döneklerini/ itirafçılarını kullanması organize suçla mücadelede çok önemli bir araç ve, bunu bulan yargıç Giovanni Falcone idi! Yani… Ne gariptir ki yargıç Falcone katilinin hapisten erken çıkmasına sebep oldu…
İşi özüne baktığınızda Sedat Peker de “itirafçı” oldu; ama nedense Türk devleti bu itirafların hukuki gereğini yapmıyor! Tek suçlunun Peker ilan edilmesi sadece bana mı garip geliyor?
İtalyan devleti verdiği bilgiler sebebiyle mafya lideri Brusca'yı hapisten çıkarıyor; Türk devleti Peker'in verdiği bilgiler yüzünden tek soruşturma açmıyor! Garip.
BEHÇET CANTÜRK
Sedat Peker gibi Giovanni Brusca da “yerel” olduğundan küresel medyanın pek dikkatini çekmiyor. Ama…
İtalya'dan kaçıp Güney Afrika Cumhuriyeti'ne sığınıp sürekli açıklamalarda bulunan bir Sicilya mafyası lideri, dünyanın hep gündemindeydi: Vito Roberto Palazzolo…
Sicilya'da 1947'de doğdu. 15 yaşında İsviçre'ye göç etti. İsviçre ile Almanya'daki eğitiminden sonra Deutsche Bank'ta çalışmaya başladı.
İsviçre'nin Lugano kentindeki üç büyük İsviçre bankasından birinin finansal hizmetler kolu olan Consultfin SA'yı 1982'de kurdu. Şirket aslında, mafya ile bağlantılı uyuşturucu kaçakçılarının kara para aklama aracıydı.
Palazzolo, İtalya ve ABD polisinin dikkatini ilk olarak 1985 yılında Türkiye, Sicilya ve New York arasındaki “Pizza Connection” denen eroin kaçakçılığı şebekesinin kara para aklama faaliyetleri sırasında çekti. (Uluslararası bu operasyonun yapılmasında Behçet Cantürk'ün MİT ifadesinin büyük katkısı oldu. “Behçet Cantürk'ün Anıları” kitabımda ayrıntılı bilgi verdim…)
Palazzolo, İsviçre üzerinden 1,6 milyar dolar uyuşturucu parasını aklayan bir ağa dahildi!
Yargıç Giovanni Falcone, Palazzolo'nun iadesini talep eti; İsviçre “burada yargılanıyor” diye reddetti. Palazzolo, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne kaçtı. (Apartheid yanlısı faşist milletvekili Peet de Pontes gibi politikacılar bu kaçışın içindeydi. Palazzolo ülkede çok milletvekilini maaşa bağladı.)
Ve Palazzolo, –İçişleri Bakanlığının verdiği sahte belgeyle– Burgersdorp doğumlu aristokrat Alman soylusu “Robert von Palace Kolbatschenko” adıyla Güney Afrika'da oturma izni ve pasaport aldı… (Şaşırtıcı değil; İtalya mafyasının Afrika'da yılda 26 milyar Euro kazandığını tahmin ediyor.)
İtalya, Palazzolo'nun iade edilmesini (yıllar içinde altı kez) istedi ancak Güney Afrika vermedi.
Bitmedi…
PALAZZOLO VİDEO KARŞISINDA
Eylül 2010…
Palazzolo, web sitesi açtı. Video karşısına geçti.
19 yıldır İtalyan hükümeti, basın, avukatlar, politikacılar ve “fırsatçılar” tarafından zulme uğradığını örnekler vererek anlattı. Mafyanın saymanı olduğu iddialarını reddetti. Vs.
Palazzolo videoya konuştu; İtalya'da banka paralarına, mal varlığına el konuldu.
Palazzolo videoya konuştu; İtalya'da eşinin-oğlunun/ ailesinin paralarına, mal varlığına el konuldu.
Palazzolo videoya konuştu; İtalya Namibya ve Angola'daki mal varlıklarına, Virjin Adalarındaki paralarına el koymak için girişimler başlattı…
Keza:
İtalya'nın baskısı sonucu Palazzolo, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden Tayland'a gitmek zorunda kaldı. İtalya peşini bırakmadı.
Palazzolo, ilişki içindeki Namibya Başkanı Sam Nujoma'nın oğlu Zacky Nujoma sayesinde bu ülkeye giderken Tayland'da 2012 yılında tutuklandı. İtalya'ya iade edildi. (Panama Belgelerinde, Nujoma ilişkisi hakkında çok bilgi var.)
Dünyanın en büyük “kara para aklayıcısı” Palazzolo sadece dokuz yıla mahkûm oldu! İtalya hükümetiyle anlaşma yaptığı iddia edildi. 2018'de serbest kaldı.
Yani:
Ülkeler organize suç çeteleri ile “anlaşıp” yeraltı dünyasıyla mücadele ederken, Türkiye'nin Sedat Peker'i sadece susturma peşinde olması size tuhaf gelmiyor mu?
Bırakın konuşsun…
Bırakın tüm bildiklerini anlatsın…
Tüm pislikler ortaya çıksın!
Reza Zarrab gibi CIA'nın eline düşürmeyin
Sözcü