Kılıçarslan'ın kounyla ilgili yazısından önemli bir bölüm:
YOK OLAN HAYATLAR
“Kestirmeden, kolayca para kazanmak” idealinin görece en risksiz halidir kumar. Hırsızlık değildir, katillik değildir, paranızla girdiğiniz bir risktir sadece. Ucunda ölüm yoktur yani.
Teorisi böyle olan kumarın, pratiği hiç de öyle değildir. Kumarın ucunda mutlak surette “ölüm” vardır. Ya maddi yahut manevi bir ölüm. Çünkü dünya üzerindeki en tehlikeli bağımlılıklardan biridir. Kaybederken “ya kazanırsam”, kazanırken “daha çok kazanmalıyım” deyip durarak yok olmuş binlerce hayattan söz ediyoruz ve her geçen gün de bu hayatların sayısı artıyor. Sonu olmayan bir bataklıkta bazen birkaç adım attığı için sevinir mi insan? Kumarbazın durumu budur bence.
DİJİTAL KUMAR GENÇLER ARASINDA YAYILDI
Sosyal medya kullanıyorsanız mutlaka görmüşsünüzdür. Bilhassa instagram ve tiktok, dijital kumar oyunlarının reklam ve güzellemeleriyle dolu. Görebildiğim kadarıyla dijital kumar gençler arasında çok hızlı yaygınlaşmış durumda ve durumun ciddiyetinin de zannediyorum kimse farkında değil.
YASAL ENGEL YOK
Bu arada sıhhatini tam tespit edemesem de bu dijital kumar oyunlarının ülkemizde oynanmasının önünde herhangi bir yasal engel de bulunmuyor gibi duruyor. Eğer öyleyse bu, vahim, hem de çok vahim.
Akşama kadar kazandığını “dede” yahut “bonanza” denilen dijital kumar oyunlarına kaptıran on binlerce gençten söz ediyor ve ne yazık ki abartmıyorum.
"UMUDUM YOK"
İşin üzücü yanı ise şu. “Niçin oynuyorsun?” diye sorulduğunda bu gençlerin tamamı kendilerine öğretilmiş bir çaresizlikle, bir çıkışsızlıkla cevap veriyor: “Yapacak başka bir şeyim, bir umudum yok.”
Bu ezber cevabın olağanüstü büyük bir yalan olduğunu biliyoruz değil mi? Bu çocuklarımıza sürekli “daha çok harcamalısın, daha çok harcamak için daha çok kazanmalısın, daha çok kazanmak için de yapman gerekeni yapmalısın” düzlemini kuran aşağılık sistem aynı zamanda gençlerimize bu işlerin okuyarak, çalışarak, hedef belirleyerek olmayacağını da salık veriyor. Kendini “umutsuz, çaresiz” hisseden gencin yaşadığı kriz genellikle “yoksulluk” değil “yoksunluk” krizi oluyor ve kumar bağımlığı bu yoksunluğu daha da derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor.
"PARA KAZANMANIN BASİT YOLU"
Zannediyorum, insanlık tarihi boyunca insana “daha çok paraya ihtiyacın var ve para kazanmanın yolu çok basit” cümlesiyle şeytanca yaklaşılan bir başka dönem olmadı.
“Geçersin bilgisayar ekranının karşısına. 3x, 100x, 1000x derken bugün olmazsa yarın mutlaka kazanırsın” videoları dolu sosyal medya platformları. Bu son derece cazip teklifin karşısında ise “yapmayın etmeyin gençler” diyen son derece cılız seslerin dışında hiçbir “mevzi” yok.
İşin can sıkıcı tarafı ise şu: 2-3 sene önce babasının, ailesinin, arkadaşlarının paralarını kripto piyasasında batıran gençleri konuşuyorduk. Şimdi de dijital kumar bağımlısı gençleri konuşuyoruz. Yöntem değişiyor ama insanın yanlış hedeflere yönlendirildiği, iliğine kadar sömürüldüğü bu düzen değişmiyor. Bugün “paraları dedeye kaptıran” gençliğimiz yarın bir başka bağımlılığın esiri haline getirilecek ve amaçsız, gayesiz, hedefsiz “mantarlar” olarak toplum içinde varlık gösteremeden yaşayıp gidecekler. Zira yaşadığımız dünya “ne pahasına olursa olsun” dünyası ve bir çeşit yamyamlık üretiyor.
Tabii diğer yandan bu dijital kumar işi konusunda hem yetkililerin hem de bağımlılıkla mücadele eden herkesin bir “acil eylem planı” oluşturması da şart. Tabii onlar da akşamları “hissediyorum kanka, bugün büyük vuruyoruz voliyi” olayına kaptırmadılarsa kendilerini.