Gazeteci-yazar Süleyman Özışık'ın dün Türkiye Gazetesi'ndeki köşesinde çıkan “Sorulması gereken can alıcı sorular!” Başlıklı makalesinde İstanbul Büyükşehir seçimlerinde ömrü hayatını inanç özgürlüğü için feda eden, bu yolda gerektiğinde her türlü zulme uğrayan adamların torunları bu seçimde neden CHP'ye oy verdiğiyle ilgili AK Parti'ye yönelik dikkat çekici sorular yönetiyor.
Süleyman Özışık'ın makalesinin tam metni şöyle:
Ömrü hayatını inanç özgürlüğü için feda eden, bu yolda gerektiğinde her türlü zulme uğrayan adamların torunları bu seçimde CHP'ye oy verdi.
28 Şubat döneminde eğitim hakları ellerinden alınan, bulundukları okulların önünde yerlerde sürüklenen, soyunmaları için ikna odalarına alınan ve perukla eğitim görmeye zorlanan başörtülü kadınların çocukları bu dönemde CHP'ye oy verdi.
Bir zamanların kudretli generallerinin "Pez...k" diye küfrettiği, Millî Güvenlik Kurulu toplantısında önüne "Şarap kadehi" koyduğu Erbakan'ın ekibinden olduğunu söyleyenler CHP'ye oy verdi.
Çarşaflı olduğu için "Kara Fatma" hakaretine uğrayanlar, başörtülü olduğu için kafaları "bez bağlanmış çocuk poposuna" benzetilenler, CHP'nin zafer kutlamalarında belediye önünde bira kutuları kaldıranlarla, cami önlerinde viski patlatanlarla birlikte zafer işareti yaptı.
Daha 10 yıl önce, "Kamuda çalışmaları laikliğe aykırıdır" denilerek âdeta vebalı muamelesi gören başörtülü kadınların pek çoğu, CHP'ye oy verdi.
Teröristlerle girdiği silahlı çatışmada kırılıp yere düşen çocuğunun şehadet beratını almak için gittiği askeriye kapısından içeri alınmayan annelerin diğer çocukları, CHP'ye oy verdi.
Bir zamanlar sakıncalı bulunup kapatılan ama AK Parti iktidarı döneminde yeniden aktif hâle getirilen İmam Hatip liselerinde okuyan dünün çocukları 18 yaşına basar basmaz koşup CHP'ye oy verdi.
20 yıl önce devlet battığı için maaş alamayan devlet memurlarının büyük bölümü, CHP'ye oy verdi.
Yine 20 yıl önce parası olmadığı için tedavi gördüğü hastanelerin izbe odalarında günlerce ve hatta aylarca rehin tutulan insanlar ve onların aileleri CHP'ye oy verdi.
Düne kadar engeliyle baş başa bırakılan ama AK Parti iktidarı döneminde maaşa bağlanan engelli kardeşlerimiz gidip CHP'ye oy verdi.
Bir zamanlar banka önlerinde kilometrelerce kuyruk oluşturan ama bugün yılda iki ikramiye alan yaşlılarımız CHP'ye oy verdi.
Bir zamanların kimsesizleri olan ama bugün devletten maaş alan dul ve yetimler koşup CHP'ye oy verdi.
Elden ayaktan düşen annesine, babasına baktığı için maaş alanlar CHP'ye oy verdi.
Bir zamanlar İstanbul'da pislik içinde yaşayan, yıkanacak su bulamayan ve infilak eden çöplerin altında can veren insanların yakınları ve akrabaları CHP'ye oy verdi.
Şu ülkede binbir türlü işkenceye maruz bırakılan, dilleri yasaklanan, hapishanelerde işkencelere maruz bırakılan, faili meçhul suikasta kurban giden ve cezaevlerinde dışkı yedirilen ama AK Parti iktidarı döneminde hak ettikleri vatandaşlık haklarına kavuşan Kürtler ne yaptı? Onlar da kendilerine 70 yıl boyunca zulümden başka bir şey vermeyen CHP'ye oy verdi.
Bir zamanlar AK Parti üzerinden nemalanan, makama, şana, şöhrete ve tabii ki paraya kavuşanlar da gidip CHP'ye oy verdi.
AK Parti iktidarı döneminde ataması yapılan devlet memurlarının neredeyse tamamı CHP'ye oy verdi.
AK Parti döneminde devletin en üst düzey kadrolarına yerleştirilen müsteşarların, müdürlerin, genel müdürlerin ve diğer personellerin oy verdiği sandıklarda CHP'nin oyu yüzde 85 çıktı!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesini oluşturan generallerin oy kullandığı sandıklarda, HDP ile ittifak yapan, "YPG terör örgütü değildir" diyen CHP'ye yüzde 87 oy çıktı.
Daha düne kadar "Bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adamlar, cahiller, eğitimsizler, makarnacılar" diye hakir görülenler CHP'ye oy verdi... Hepsi değil ama hatırı sayılır bir bölümü yaptı bunu!
Milletin kararına, yani millî iradeye saygımız elbette ki sonsuz ama insan yine de "Nasıl olur?" diye soruyor. "Nasıl olur da bu kesimler gidip celladına âşık olmuşlar gibi CHP'ye oy verdi?" demeden edemiyor.
Ama bundan önemli olan bir soru daha var.
AK Parti'yi temsil eden herkesin ama herkesin başını iki ellerinin arasına alıp, "Biz ne yaptık da bu insanların CHP'ye, hele hele HDP ile iş birliği yapan CHP'ye gitmesine sebep olduk?" diye sorması gerekiyor.
Geçenlerde bir yazar arkadaşımız, hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir konuya değinmiş, “Acaba Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde sandık kurulsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ya da AK Parti'ye kaç oy çıkar” diye sormuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da bu sorunun cevabını en azından merak etmesi gerekiyor!
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir ve Time Türk'ün editöryal politikasını yansıtmayabilir.