Süleyman Soylu: Kimin muayenehanesinde bir araya geldin, orada ne konuştunuz?
İçişleri Bakanı Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'nün üst düzey bir yöneticisiyle görüştüğünü öne sürdü. Soylu, görüşmeye dair tarih ve saat de verdi.

Oluşturma Tarihi: 2018-06-20 13:32:18

Güncelleme Tarihi: 2018-06-20 13:32:18

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik, "FETÖ'nün hangi üst düzey yöneticisiyle bir araya geldin? Kimin muayenehanesinde bir araya geldin? Orada ne konuştular?" ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ülke TV'de Turgay Güler'in programında soruları yanıtlayarak gündemi değerlendirdi.

Bakan Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik şu ifadeleri kullandı:

"FETÖ'nün hangi üst düzey yöneticisiyle bir araya geldin? Kimin iş yerinde? Kimin muayenehanesinde bir araya geldin? Orada ne konuştular? O cümlelerin içerisinde 'Yurtta sulh, cihanda sulh" ifadeleri geçti mi? Geçmedi mi? Orada kendisinden Türkiye'nin önemli bir ilinin il başkanlığını FETÖ istedi mi? İstemedi mi? Aslında milletvekilliğini istediler. Yapmadılar. Daha sonra il başkanlığı istedi mi? Daha sonra o kişiyi il başkanı yapıp daha sonra milletvekilliği adaylığına koydu mu? Koymadı mı? O kişi şu anda milletvekili adayı. Bu ilişkiler nasıl devam ediyor? Soruyorum; Kılıçdaroğlu buna da cevap versin. Tarih veriyorum, Ekim 2013, saat 11'de. Kimin muayenehanesinde? FETÖ'nün önemli kişilerinden birisiyle bir araya gelip konuşmaların içeriğinde "Yurtta sulh, cihanda sulh" cümlesi kullanıldı mı? Kullanılmadı mı?"

Bakan Soylu, terör örgütü PKK'nın hendek olaylarında camilere, kütüphanelere, spor salonlarına saldırıp her yeri yakıp yıktığını, insanların psikolojisini bozduğunu belirtti.

Olayların sorumlusunun Selahattin Demirtaş olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:

"Eline saz verilen Demirtaş'ın hapse girmesinde milletimizin önemli derecede tasdiki olmuştur. 6-7 Ekim olaylarını da tahrik eden odur. Muharrem İnce PKK'nın bir elemanını legalleştirmeye çalışıyor. Kurtuluş Savaşı'ndan bugüne gelen koskoca Cumhuriyet Halk Partisi'ni arkasına alıyor ve bu mücadelenin tamamını getirip Demirtaş'a yaslıyor. Bu benim gördüğüm Türk siyasi hayatındaki en tehlikeli oyundur. (Demirtaş'ın başkan yardımcılığı iddiası) Ben yakışacağını düşünüyorum. Metin Temel Paşa'nın apoletini söken elbetteki Demirtaş'ı da başkan yardımcısı yapar. Terör örgütü meşruiyet arar, kendisine legal alan arayıp kendi terör hadisesini genişletmeye çalışır. Terör örgütüne diz çöktürdüğümüz bir dönemde Muharrem İnce, çalan imdat ziline yetişiyor. Zaten uzun zamandan beri Adalet Yürüyüşü de dahil olmak üzere Kemal Kılıçdaroğlu'nun da böyle bir ilişkisi söz konusu. Muharrem İnce oyuna girdiğinde yaptığı ilk iş Demirtaş'ı teskin etmek oldu. Bu çok tehlikeli ve kirli bir oyundur. Bu bir projedir. Temel Karamollaoğlu'nun Demirtaş ile ne ilgisi olur? Hayatında ne kesişmesi var? Meral Akşener de. Allah Devlet Bahçeli'den razı olsun. Çabuk deşifre edip gereğini yerine getirmiş. Demirtaş'la birlikte kurulan oyun bu topraklarda kurulmuş bir oyun değil."

Soylu, muhalefetin, "Demirtaş çıksın, Metin Temel Paşa'nın apoletleri sökülsün ve Kandil'e operasyona ne gerek var" söylemlerinin en çok PKK'nın işine yaradığını ifade etti.

Geçmiş seçimlerde CHP'ye oy vermiş olup da bu seçimlerde HDP'ye oy verecek yüzde 1.5-2'lik kesimin bulunduğunu öne süren Soylu, "Bir de İstanbul'da siyasal Kürtçü iş adamları var. CHP'liler için söylüyorum; tarihi ve büyük bir günah işliyorlar. Türk siyasi tarihinde bu kadar büyük bir günah işlenmemiştir. HDP'ye başarı getirebilmek için, PKK'yı şımartmak ve meşru alanda gayri meşru eylemler yaptırabilmek için... HDP'nin bir grubu yoktur. Onların hepsi PKK'nın elinde olan oyuncaklar vardır. Onların hiçbirinin söyleyebilecek hiçbir sözleri de yoktur. Bütün bunlara sahip çıkan CHP'dir. Kendi stepnelerine Karamollaoğlu ve Akşener'i de almışlardır. Bu olay sadece PKK'yı değil DHKP-C'yi de Türkiye'nin karşı karşıya olduğu diğer terör örgütlerini de şımartır." değerlendirmesinde bulundu.

Suruç'ta AK Parti Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekilere yönelik saldırıya da değinen Soylu, şöyle devam etti:

"Diyarbakır Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası ve bazı STK'lar iki gün önce 'İbrahim Halil Yıldız ve diğer aileyi barıştırmaya gidiyoruz' dedi. Sözde mahkemeler vardı biliyorsunuz. Kendilerini o pozisyona sokuyorlar. Diyarbakır Barosu'nun PKK müzahiri olduğu, devletin yaptığı her şeye PKK diliyle cevap verdiğini herkes bilir. İsminin baro olması şu olması bu olması önemli değil, bunlar terör örgütünün legal kollarıdır. Bana çağrıda bulunmuşlar 'Gereğini yapın' diye. Gereğini yapacağız. Nasıl milletvekillerinin terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaları sebebiyle haklarında gereğini yapmışsak onların da gereğini yapacağız. Bütün enstrümanlarıyla bu konuya abanıyorlar. Ayrıca Türkiye'de, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar."

"PKK bir yalan örgütüdür"

Soylu, Türkiye'nin bütün şehirlerinin güvenli olduğunu, uyuşturucu ile mücadele edildiğini belirterek, Türkiye'de hiç kimsenin bu konuda endişe etmemesi gerektiğini, terör ve uyuşturucun belini kırdıklarını söyledi.

Türkiye'nin teröre karşı büyük bir mücadele verdiğini vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:

"PKK bir yalan örgütüdür, bunlar yalan üzerine bina edilmiştir, kendilerini, çevre,insan hakları gibi konular üzerinden farklı anlatmaya çalışmaktadırlar. PKK dinsiz, din karşıtı bir örgüttür. Millet İttifakı tam anlamıyla Erdoğan'dan nefret ittifakıdır. Erdoğan, Türkiye'de dönüştürücü bir yapı izlemiştir. Erdoğan 16 yıldır devrimlerle ülkeyi yönetmiştir, 16 yıl bu şekilde iktidarda kalmak kolay değildir. Dengesi çabuk bozulabilecek bir ülkeyi 16 yıl demokrasi ile yönetmek çok zordur. Türkiye'yi anti demokratik çerçeveye sokmak isteyen uluslararası güç var. Bunun bir de Türkiye ayağı var. Demirtaş tam bir düzenbazdır. Oluşturulmuş bir figürdür. Bu figürü dönem dönem milletin önüne koymaktadırlar. Burada etnik milliyetçiliğin dışında hiçbir şey kullanamıyorlar. Artık bu senaryodan yorulduk. Kürt kardeşlerimizde yoruldu. Tekrar bu senaryonun başlangıcı, yeniden dönüş Doğu ve Güneydoğu'da huzuru bozar. Biz orada gerekli yatırımları yaptık. yaylacılık, turizm, madencilik gelişiyor. Bizim Kürt ve orada yaşayan kardeşlerimizden tek bir ricamız var; bu güne kadar yaptıklarımızı ortadan kaldıracak bir tercih ortaya koymayın. Ülkeyi tekrar yeni bir sıkıntıya sokmayın. Eski günleri tekrar açmayın. Buna müsaade edilemez."

Bakan Soylu, HDP'nin istediği duvara arkası dayayabileceğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne yaparlarsa yapsınlar, ne ortaya koyuyorsa koysunlar, Türkiye'nin vereceği bir tek çakıl taşı yoktur. Kendi bulundukları yerleri muhafaza edemeyecek ve gidecekler. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın talimatıyla yeni bir konsepte girmiştir. Terörün kaynağı nerede ise kurutulacaktır. Bu ülkeyi artık kimse tehdit edemez. Karanlıkta ıslık çalmanın bir anlamı kalmadı. Türkiye Kandil operasyonu yapabilecek kabiliyette ve güçtedir bunu her yerde göstermiştir. Kandil, PKK'nın kurmay ve lojistik bir karargahıdır. Avrupa ve Amerika'nın iş kurduğu uluslararası karargahtır. En önemlisi Diyarbakır'dan Bingöl'e kadar uzanan psikolojik karargahtır ve mahalle baskısı oluşturur. Mahalle baskısı yaparak sonuç alacakların düşünüyorlar. Biz bunu yıkmalıyız ve yıkılacaktır. Türkiye çok basit ve başaralı şekilde bu operasyonu gerçekleştiriyor kimse merak etmesin. Her şey hazırdır ve ok yaydan çıkmıştır. Onun için inanıyorum ki Türkiye bu konuda önemli bir adım atacak ve bu önemli adımla yıllardır tabulaştırdıkları bir yer daha tarumar olacaktır. Oraya ay yıldızlı bayrak dikilir kimsenin endişesi olmasın."

"Bunlar bu memleketi yönetecek insanlar değil"

Bakan Soylu, HDP'nin Güneydoğu illerinde yaptığı mitinglere katılan kişi sayısının düştüğüne işaret ederek, bu mitinglerden bazılarının katılımcı sayılarına değindi.

Bazı Batı illerinde devreye CHP ve bu işin destekleyicilerinin girdiğini anlatan Soylu, tüm bunların HDP'nin Doğu ve Güneydoğu'da esas tabanını kaybettiğini gösterdiğini ifade etti.

Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dertleri şu; açık açık da söylüyorlar zaten, 'eğer biz bu milletvekillerini kazanamazsak bunları Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti milletvekilleri kazanacak. Onun için, buna kazandırmamak için bizim hep beraber, topyekün yüklenmemiz lazım.' Peki demokrasi böyle bir şey mi? Peki aynı zamanda yüklendiğiniz parti kim? Yüklendiğiniz parti PKK'nın siyasetteki taşeronu. Hiçbir işe yaramaz sadece onun sözlerini söyleyebilme kabiliyetine sahip bir anlayışı ortaya koyuyor."

HDP'nin bugüne kadar topladığı kişi sayısının 66 bin 600 olduğunu dile getiren Soylu, "Biz tek tek bütün siyasi partileri güvenlik büromuz yazar. Mesela hani, Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul'a yürüdü ya 'Adalet yürüyüşü' biz onu 28 bin polisle koruduk, muhafaza ettik. Bir daha söyleyeyim mi bu rakamı? 28 bin polis. Şimdi atıp tutuyor. 28 bin polis. 'Bu ülke güvenli bir ülke değildir.' dedi. 'Bu ülkeye yatırımcı gelmesin.' dedi. 'Bu ülkeye turist gelmesin' dedi ve bunların hepsini teker teker söyleyiverdi. 7 Haziran'da 610 bin kişi katıldı 45 ilçede ve burada bir rezalet daha var 26 ilçede miting yapacaklarını söylediler, beceremediler." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Soylu, sahte oylarla ve medyada seçim güvenliğine ilişkin yapılan manipülasyonlarla ilgili olarak, "Sosyal medyada spekülatif yalana dayalı olaylar hemen bulunur. Geçen gün mitle alakalı bir belge vardı hemen bulundu. bizim bulma kabiliyetimiz çok yüksektir. Siber Başkanlığımız iyi bir noktaya gelmiştir ve önemli işler yapıyorlar. "dedi.

Soylu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye ilişkin ise "Bunların nasıl bir kimlik olduğu ortadır. Onun için bunları çok tartışmanın bir anlamı yoktur. Millet her şeyi görüyor. Bunların bir geçmişi yaşanmışlığı tarihi var. Bütün sosyal medyada ve Türkiye'nin tamamında neler yaptığı hangi mesajları attığı her yerde dolaşıyor. bunların hepsi doğrudur hepsi mahkeme kararlı işlerdir. Bunlar bu memleketi yönetecek insanlar değil." diye konuştu.