İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Fırat Kalkanı Harekatı yaptık, Amerika bize 'yap' demedi. Zeytin Dalı Harekatı yaptık, bizim karşımıza çıktı, tehdit etti. Beslediği adamlarla bizi yıldırabileceğini düşündü. Uluslararası bir kuşatma ortaya koymaya çalıştı ama Allah'a şükürler olsun Türkiye bunu da aştı." dedi.
Soylu, Pakistan'ın başkenti İslamabad'daki Nur Khan Askeri Havalimanı'nda, İçişleri Bakanı Şehriyar Afridi ve Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi İhsan Mustafa Yurdakul ile öteki yetkililer tarafından karşılandı.Daha sonra Türkiye'nin İslamabad Büyükelçiliğine gelen Soylu, buradaki konferans salonunda Türk Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.
Soylu, yaptığı konuşmada, dünyanın zor bir dönemden geçtiğini, Afganistan'dan Pakistan'a, Afrika hattından Suriye hattına, Ürdün'den Lübnan'a kadar Müslüman coğrafyada ciddi bir istikrarsızlık yaşandığını ifade etti.Türkiye'nin bu büyük oyunda, bu bilek güreşinde, elinin bir tarafını masaya yapıştırmamaya çalışan ve ayakta tutmaya çalışan bir ülke görünümünde olduğunu vurgulayan Soylu, şunları söyledi:
"Fırat Kalkanı Harekatı yaptık, Amerika bize 'yap' demedi. Zeytin Dalı harekatı yaptık, bizim karşımıza çıktı, tehdit etti. Beslediği adamlarla bizi yıldırabileceğini düşündü. Uluslararası bir kuşatma ortaya koymaya çalıştı ama Allah'a şükürler olsun Türkiye bunu da aştı. Şimdi Fırat'ın doğusunda esas itibarıyla yapmaya çalıştığı da çok net ve açık. (ABD) Bizi Kuzey Irak'ta çerçevelemeye çalıştı, bizi Afrin'de çerçevelemeye çalıştı.
TÜRKİYE MÜSADE ETMEYECEK
Şimdi bizi bir taraftan Fırat'ın doğusunda çerçevelemeye çalışacak. Türkiye ona müsaade etmedi, şimdi buna müsaade etmeyecek. Bilmenizi isterim. Bu çerçevelemenin esası şu: Türkiye'nin hareket kabiliyetini daraltmak. Türkiye'nin çevre ülkeleriyle, dünya ülkeleriyle kurduğu ilişkiyi zayıf bir banda oturtmak. Esas itibarıyla da tırnak içinde söylüyorum, doğruyu söylemeyesini engellemek. Bu kadar açık ve net. Türkiye'nin irtibatlarını mümkün olduğunca kesmek. Bütün coğrafyalarla irtibatlarını mümkün olduğunca kesmek."