Dolar

34,5347

Euro

36,2569

Altın

3.004,45

Bist

9.549,89

Süveyş’te karaya oturan gemi... İsrail'in gizli planı

Yazar Erdal Şimşek son günlerin gündemi olan Süveyş Kanalı, İsrail ve ABD’nin Avrupa’ya silah yığması hakkında dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-03-31 15:58:41

Süveyş’te karaya oturan gemi... İsrail'in gizli planı

Yazar Erdal Şimşek yazısında Pandemi sürecini en iyi değerlendiren ülkelerin başında İsrail'in geldiğine dikkat çekti. İşte Erdal'ın o yazısı;

Covid 19 virüsünün yayılmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019'un sonlarında yaptığı bir konuşma oldukça dikkat çekiciydi benim için.

Sayın Cumhurbaşkanı şunları söylemişti: “Pandemiden sonra dünya artık yeni bir düzene geçecektir.”

İlginçtir, bu sözler ne Türk medyasında ne de dünya medyasında pek bir yankı bulmadı. Sadece bendeniz, bir iki İsrail gazetesi ile iki İngiliz ekonomi gazetesi Sayın Erdoğan'ın bu sözüne dikkat çekmeye çalıştık.

Pandemi ve sonrasında alınan önlem kararları ile birlikte dünya kendiliğinden bir yeni sürece girdi. Ve birden dünyanın aktörlerinin değiştiğini gördük. Pandemi ile birlikte Avrupa Birliği ve Avrupa'nın güç olarak kâğıttan kaplan olduğu, Rusya her ne kadar nükleer bir güç olsa da ekonomik, siyasal ve sosyal olarak zayıf ve zaaflarının olduğu, İngiltere'nin Avrupa girdabından kurtulup tek başına hareket etme kabiliyetini koruduğu, Türkiye, Çin, Pakistan'ın yeni dünyada başat aktör olduğu ortaya çıktı.

ABD'nin bütün baskı, şantaj ve tehditlerinin Türkiye ve Çin'e sökmediğini, buna mukabil Rusya'nın iki ileri bir gerim adım attığı da çok net bir şekilde anlaşıldı. Rusya'nın bu davranışı haklı aslında. Çünkü Rusya, kırk yamalı bohçadan da beter. Ve Rus Dışişleri Bakanlığı, tamamen Rus hükümetinin kontrolünde değil. Ülkenin her tarafında ciddi sorunlar var. 

Hazar üzerindeki egemenliğini kaybetmek üzere. Kafkasya pimi çekilmiş el bombası. Özellikle Kuzey Kafkasya'da bulunan siyasi ve askeri güç (Azerbaycan-Türkiye) Rusya'nın beklentilerinin ve çıkarlarının tamamen tersine gelişiyor. Dağıstan Özerk Cumhuriyeti patladı patlayacak. Türkiye veya Azerbaycan'ın Dağıstan'a minik bir göz kırpması, bölgeyi alev topuna dönüştürecek. Ancak, yerel kaynaklardan aldığım bilgilere bakılırsa, Türkiye, bölgede herhangi bir karışıklığın çıkmasına kesinlikle karşı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de Türkiye ile aynı tavra sahip. 

Diğer taraftan Rusya'nın kuzeyi, Doğusu ve Kuzey Doğusu da Kafkaslardan farklı değil. Önümüzdeki süreçte Sibirya'da da kitlesel eylemleri görüleceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Çünkü Rus lider Putin, ülkesini demir yumrukla idare ederken, ekonomik veya sosyal refah adına hiçbir şey sunamadı. Rusya toplumu, siyasal olarak mutsuz olan halk ekonomi ve sosyal alanda da en kötü koşullarda yaşamaya mahkûm edilince ciddi bir sosyal patlamaya müsait bir hale geldi.

Pandemi sürecini en iyi değerlendiren ülkelerin başında Siyonist İsrail geliyor. Beğenelim veya beğenmeyelim uluslararası siyaseti en iyi uygulayan ülkelerin başında İsrail bulunuyor. İsrail, arkasında aldığı küresel güç ve sermayeyi çok iyi kullanıyor.

İsrail, 1960'larda hayata sokmaya çalıştığı Süveyş Kanalı'na alternatif kanal projesini konu ile ilgilenenler biliyorlardır. Hatta bu projeye ABD'yi de ortak etmişti. 

1963 yılında 520 adet nükleer bomba kullanarak, Ürdün'ün Akabe Körfezi'nden Necef çölü üzerinden Hayfa limanına kadar bir tren hattı kurma projesiydi bu. Proje, İngiltere'nin kontrolündeki Arap ülkelerini devreye koyması ile askıya alındı. 

Geçtiğimiz hafta Süveyş kanalının bir geminin karaya oturması ile tıkanması, alternatif yol arayışlarını yeniden gündeme getirdi.

Bu arada aynı günlerde Süveyş kanalında karaya oturan geminin bağlı olduğu şirkete ait bir tır da Çin'in en işlek ve İpekyolu bağlantısı olan otoyolda kaza yaparak bu yolu da saatlerce trafiğe kapattı. Bir anda aynı şirkete ait iki farklı zeminde taşımacılık yapan araçlarının kaza yapması ve ticaret yollarının kapanmasına sebep olmasını masum bir tesadüf olarak görmemek gerektiği kanaatindeyim.

Süveyş kanalının kapanması ile birlikte gündeme gelen yeni tedarik yollarından biri de Körfez ülkeleri ile İsrail arasındaki demiryolu oldu. Bu demiryolu “Tarihi Hicaz Yolu”nun bir bölümü.

İkincisi ise petrolün/enerji kaynaklarının Batı'ya taşınması yolu. Burada iki yol tasarlanıyor. Biri Suriye'nin kuzeyinde kurulacak PKK/YPG terör devleti. İkincisi ise Irak petrolünün yine bu hat üzerinden İsrail'e deniz yoluyla aktarılması. Burada en önemlisi, 1963'te rafa kaldırılan alternatif kanal ve demiryolu projesi.

Bu arada İran da yeni bir ticaret yolu önerdi Rusya'ya. İran'ın Moskova sefiri Kazım Celali, Süveyş Kanalı'na alternatif olarak ‘Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru'nun etkinleştirilmesi çağrısında bulundu. Bu Koridor ile Hint Okyanusu ve Körfez'i Hazar Denizi'ne bağlayıp İran'dan geçerek ardından St. Petersburg'a gidilmesi planlanıyor. Bu projenin şimdilik ekonomik olmadığı ve hat güvenliğinin sağlanmasının çok zor olduğundan hayata geçirilmesi çok zor.

Türkiye'nin Suriye kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan terör devleti projesi karşısında durması, bu enerji hattının hayata geçirilmesine en büyük engel. 

Türkiye'nin bu hesaplanamayan tutumu, İsrail'in projesini hayata geçirmek için ciddi bir fırsat sundu. Ne var ki bu yol için Batı dünyası yeknesak değil. İngiltere ve Almanya bu yolun İsrail'de olması, Avrupa'nın Rusya'dan sonra İsrail/ABD ikilisine de bağımlı hale gelmesi olarak değerlendiriyor ve çekince koyuyorlar.

Diğer yandan ABD, bu yolun hayata geçirilmesi için Karadeniz'de Avrupa'yı Rusya ile çatıştırma planlarını hayata geçirmeye çalışıyor. Bu çerçevede yalnız Ukrayna'yı kullanmıyor. Karadeniz'de provokatif eylemler/tatbikatlar yapıyor. 

Burada anlayamadığım, Rus Savunma Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'nin bu provokasyonlara gelmesidir. Rus Savunma Bakanlığı'nın yabancı etkisine açık olduğunu söylemek imkânsız. Ama aynı şeyi Dışişleri Bakanlığı için söylemek de imkânsız. Rus Dışişleri Bakanlığı, özellikle Lavrov'dan sonra başta FETÖ terör örgütü olmak üzere yabancı güçlere açık hale geldi. Diaspora Ermenilerinin ciddi bir etkinliği bulunuyor. Ve Diaspora Ermenilerinin ABD ile Fransa'nın kontrolünde olduğunu söylemeye gerek yok.

Suudi Arabistan'da gazeteci öldürten Muhammed bin Selman'ın egemen olması, BAE'nin İslam ve Arap karşıtı siyaset güderek İsrail ile partner olması, bu projenin hayata geçirilmesi için önemli bir karine. 

ABD'nin Avrupa'ya silah yığması, özellikle Yunanistan'ı silah deposu haline getirmesi de bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi için atılmış adımlardan biri olarak görmek gerekiyor. Çünkü artık herkes biliyor ki Avrupa'daki bu adımı, Rusya'yı köşeye sıkıştırıp bir çatışmanın içine çekmek. Rusya, Avrupa veya Karadeniz'de gireceği en ufak çatışma, bu ülkenin felaketine sebep olacak. Ve bunun etkileri Başta Türkiye olmak üzere bölgemizi hayal edilemez boyutta etkileyecektir. 

Ve İsrail, bu alternatif yolun hayat geçmesi için elinden geleni yapacaktır. Bunun için start verildi bile. Bu çerçevede New York merkezli 15 dilde yayın yapan Amerikan iş çevrelerinde oldukça etkin olan ABD'nin ilginç haber sitelerinden https://www.businessinsider.com gerekli psikolojik altyapıyı hazırlamaya başladı bile.

Haber Ara