Toplu ulaşım araçları hastalık yayan virüslerin en kolay bulaşabildiği ve etkili olduğu yerlerin başında gelirken; grip, öksüren, burnu akan, elinde, üstünde milyarlarca bakteri, virüs taşıyan binlerce insanın bindiği toplu ulaşım araçları salgın hastalıkların yayılmasında önemli rol oynuyor.
KALABALIK SEYAHATLER RİSK TAŞIYOR
Habertürk'ten Gökhan Artan'ın haberine göre; hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüsler, solunum yolu ve el temasıyla araç içindeki kişilere, havalandırma cihazlarının da yardımıyla bulaşıyor. Özellikle tıka basa seyahatlerin yapıldığı insanların iç içe seyahat ettiği metrobüsler de dahil toplu ulaşım araçlarında yolcuların sağlıklarıyla ilgili nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda Kulak Burun Boğaz (KBB) ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Üzeyir'den uyarı geldi.
"ARALIK 15'TEN SONRA GRİP BAŞLAYACAK"
Şu anda en çok soğuk algınlığı ile karşılaştıklarını dile getiren Op. Dr. Üzeyir, "Akşamları soğuk, gün içinde hava sıcak. Haliyle bu ısı değişiklikleri soğuk algınlığı dediğimiz virüsleri tetikler. O dönem, bu dönemdir. Genellikle basit, boğazda yanma şeklinde başlar. Sonra burun tıkanıklığı ve akıntısı ile devam eder. 3-5 gün sürer. Aralık 15'ten sonra grip başlayacak. Toplu bulunduğumuz ortamlarda kendimizi muhakkak koruyalım. En güzel şey korunmak. Toplu taşımadan indikten sonra elinizi yüzünü yıkayın" şeklinde konuştu.
"MASKE TAKARAK SEYAHAT EDİN"
Metrobüs gibi tıka basa seyahatlerin yapıldığı toplu ulaşım araçlarında maske takarak seyahatlerin yapılması gerektiği tavsiyesinde bulunan Op. Dr. Üzeyir, "Kapalı ortamlarda mümkünse maske kullanalım. Metrobüste maske kullanalım. Bunları Japonlar kullanıyor. Biz de kullanalım. Esasında hastanın kullanması lazım ama sağlıklı vatandaşın da kullanması gerekiyor. Öncelikle sağlıklı beslenmek ve öğünleri atlamamak gerekir. Hijyene dikkat etmek lazım. Elimizi yüzümüzü iyi yıkamamız gerekir. Herkesin tutunduğu yerlerden tutunuyorsunuz. Yüz temaslarından kaçınmalıyız. Ellerimizi güzel dezenfekte etmemiz gerekir. Yanımızda taşıyabildiğimiz antiseptikler var. Maske kullanabiliyorsak maske kullanmamız gerekir. Bazı koruyucu şeyler var; mesela burun spreyleri. Bir sıkıyorsunuz 6-7 saat koruyucu bariyer oluşturuyor. Toplu taşımada kullanılabilir" dedi.
"HAVALANDIRMA NE KADAR ÇALIŞSA DA VİRÜS HAVADA KALIYOR"
Op. Dr. Mustafa Üzeyir, hapşırık ve öksürük ile havaya yayılan virüslerin, solunum yolu ve el temasıyla araçların içindeki yolculara, havalandırma cihazlarının da yardımıyla bulaştığını ve bir kuluçka dönemi sonrası etkili olduğunu söyledi. Op. Dr. Üzeyir, "Sonuçta otobüsün içinde 50-100 kişi aynı havayı soluyor. Hava sirkülasyonu yeterince oluyor mu, olmuyor mu? Olmasa bile yakın temas var. Çünkü o virüs havada asılı kalabiliyor saatlerce. Metrobüsün havalandırma sistemi ne kadar çalışsa da yanınızda hapşırıyor ve virüs havada kalıyor, o virüsü bir şekilde soluyorsunuz. Eğer vücut direnciniz yüksekse ona kolay kolay yakalanmazsınız. Ne zaman sağlıklı beslenmezseniz, sağlıklı uyumazsanız, kendinize dikkat etmezseniz vücut direnciniz o zaman düşer" diye konuştu.
"ERKENDEN ÖNLEM ALINMASI LAZIM"
Op. Dr. Mustafa Üzeyir, hastalığa yakalanıldığında 3-5 günden önce iyileşilemediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Vücuda bu virüs girdikten sonra önce boğazda acıma ve yanma, burun akıntısı, öksürük, burunda tıkanıklık gibi şikayetler olur ve gitgide artar. Hafif ateş ve yorgunluk olur. Bunların da en iyi tedavisi ağrı kesici, burun spreyi, ateş düşürücü, rahatlatıcı ve bol sıvı almak, istirahat etmektir. Bir iki gün içerisinde olursa bunlar sonraki süreçlerde kulak, burun, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi birtakım durumlara da engel oluruz."