(Foto:Reuters)
15 TEMMUZ darbe girişiminin yıldönümünde; 5 yıl önce kimler sokağa çıktıysa, Fetullahçı Terör Örgütü'ne karşı kimler direndiyse yine onlar sokaklarda, meydanlardaydı.
5 yıl önce kimler bankamatik, market, benzin istasyonları kuyruklarında, kimler kadeh kaldırıp darbeyi kutladıysa, kimler balkonlarından alkışladıysa; onlar yine evlerindeydi.
İki muhalefet partisi; CHP ve İyi Parti'nin, halen görev yaptıkları Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin darbeciler tarafından kapatılmasının önlendiği 15 Temmuz'un 5'inci yıldönümündeki sıradan açıklamaları dikkatinizi çekmiştir.
İP'LİNİN GERÇEK YÜZÜ
Sadece bu değil, daha kötüleri de yaşanmaya başladı. Önceki yıllarda bazı örnekleri tek tek yaşansa da daha önce iki darbe, bir post-modern darbe, üç muhtıra görmüş Türkiye demokrasi tarihinde ilk kez halkın direnişiyle başarısız olan 15 Temmuz darbe girişimine karşı duranlara açıktan saldırılar yapılmaya başladı.
İyi Parti'nin Tokat İl Başkan Yardımcısı Uğur Songül Sarıtaşlı, Twitter hesabından, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek için gelen FETÖ'cü General Semih Terzi'nin değil, onu vurduktan sonra şehit edilen Ömer Halisdemir'in “darbeci” olduğu ile ilgili; gerçeklerle bağdaşmayan hatta alçakça bir mesaj paylaştı.
Tepkiler üzerine silse de, Savcılık soruşturma açsa da o mesaj bir zihniyeti yansıtıyor. İfadesinde, “Ne Semih Terzi'yi ne de Ömer Halisdemir'i tanımadığını” söylemiş. Alçakça mesajını yalanla süslemiş.
Bunlar 15 Temmuz darbesine karşı direnişi yıpratma, itibarsızlaşma girişiminden başka bir şey değil.
İP'LİDEN ‘YARGILANACAKSINIZ' TEHDİDİ
Buna benzer bir olay Bilecik'te yaşandı. Bilecik Valiliği tarafından kurulan 15 Temmuz Planlama Komisyonu'nda belediyeyi temsilen bulunan İYİ Partili Bilecik Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Gürses, 15 Temmuz Şehitler Parkı'nda yapılacak olan anma töreninin programdan çıkartılmasını istedi, vatandaşları da tehdit etti.
30 kişiden oluşan komisyon üyeleri Gürses'in talebini reddetti. Bunun üzerine Ahmet Gürses, “İleride hükümet değişirse, orada fotoğraf çektirenler yargılanır” diyerek vatandaşı tehdit etti.
15 TEMMUZ KAHRAMANINA PROTESTO
15 Temmuz gecesi darbecilerin başına iki el ateş ederek, öldü diye bıraktıkları ve halen başında mermi ile yaşayan eski Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan, 5. yıldönümü kapsamında Gölbaşı Belediye Meclis toplantısına davet edildi.
Gazi Turgut Aslan'ın konuşması sırasında, CHP'li Meclis Üyeleri salona girmedi. AKP'li Meclis Üyeleri, Turgut Aslan'ı protesto ederek toplantıya katılmayan CHP'li üyeleri kınama açıklaması yaptılar.
Turgut Aslan, yıllarını terörle mücadeleye vermiş, politik kimliği olmayan bir kamu görevlisiydi. Nitekim konuşmasında da o toplantıya katılan tüm meclis üyelerini şu sözlerle onore etmişti: “Sizler sadece bu meclisin üyeleri değil, 15 Temmuz 2016 günü hain darbe kalkışmasında bu ilçe sınırları içinde işgal edilen TRT Binası ve Türksat Binası ile acımasızca uçaklarla bombalanan Özel Harekât Binası'na tereddüt etmeden koşarak giden ve çıplak elleriyle, silahlı hainlere direnip, gerek şehit, gerek gazi olmayı göze alarak hainleri etkisiz hale getiren Kahraman Gölbaşı halkının birer temsilcisisiniz.”
MÜNFERİT DEĞİL ZİHNİYET
15 Temmuz gecesi ülkesi için canını ortaya koyan Turgut Aslan'ı dinleme zahmetine bile katlanmayan CHP'li Meclis Üyeleri belli ki bu sözlere layık değiller.
Tekrar etmek gerekirse, bu tür olaylar münferit olmaktan çıkıyor. 15 Temmuz darbe girişimine ilk anda, “Tiyatro, senaryo, kontrollü darbe” diyen, sadece tepki çekmemek için şimdilik küçük adımlarla yetinen bir zihniyetin yansıması.
Bu adımların üyesi oldukları parti yönetiminin zihniyetini de yansıttığını söylemek yanlış olmaz. Olsaydı, bunu yapanlara en başta üyesi olduğu partilerin merkezlerinde yönetici konumunda olanlar tepki gösterirlerdi.
Bu gelişmeler, 15 Temmuz gibi yalnız Türk demokrasi tarihinde değil, dünyada eşi olmayan bir direnişe, 251 şehide ve binlerce gazimize çok daha sıkı sahip çıkmak gerektiğini gösteriyor.
15 Temmuz'da FETÖ'cü darbecilere karşı mücadele verildi ve kazanıldı.
Şimdi içeride 15 Temmuz'a saldıranlara karşı durma zamanı. Göreceksiniz bu tür olayların sayısı artacak.
Tunus'ta bir darbe gerçekleşiyor ve halk iradesine ve demokrasiye saygısı olan herkesin buna karşı çıkması gerekiyor. Bizler Tunus'ta da halk iradesini yok sayan darbeye karşıyız. Ve bugün Tunus'ta, “15 Temmuz'da Türklerin direndiği gibi darbeye karşı çıkmalıyız” diyenler var.
Peki bizler, Tunus'taki demokrasiyi savunurken, Tunus'ta bile örnek gösterilen 15 Temmuz direnişimize sahip çıkabilecek miyiz?
Cevabı ben vereyim; şehitlerimizi ve kahramanlarımızı koruyamazsak 15 Temmuz'a sahip çıkamayız.
Hürriyet