Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'ne KKTC'nin katılımı AB'yi ayağa kaldırdı
AB, KKTC'nin Türk Devletleri Zirvesi'ne gözlemci olarak katılmasını 'meşrulaştırma girişimi' olarak değerlendirdi. Orban'ın da zirvede bulunması, Brüksel yönetiminde tepki yarattı.

Oluşturma Tarihi: 2024-11-09 07:40:46

Güncelleme Tarihi: 2024-11-09 07:43:44

Kırgızistan'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin “gözlemci” olarak davet edilmesi, Avrupa Birliği'nin tepkisini çekti. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bu daveti “Kıbrıslı Türk ayrılıkçı oluşumunu meşrulaştırma girişimi” olarak nitelendirdi.

AB'DEN KKTC'NİN ZİRVEYE KATILIMINA TEPKİ

Kırgızistan'da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'ne “KKTC Cumhurbaşkanı” sıfatıyla Ersin Tatar'ın gözlemci olarak katılması Avrupa Birliği'nden (AB) sert eleştiriler aldı. Borrell, yazılı açıklamasında, bu tür davetlerin “Kıbrıslı Türk ayrılıkçı oluşumunu meşrulaştırma girişimi” olduğunu belirtti.

"MEŞRULAŞTIRMA GİRİŞİMLERİNİ REDDEDİYORUZ"

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği, OTS'nin Kıbrıslı Türk ayrılıkçı varlığını meşrulaştırma girişimlerini reddediyor” ifadelerini kullandı. Borrell, bu durumun “Birleşmiş Milletler (BM) şartında yer alan Kıbrıs'ın toprak bütünlüğü ilkesine aykırı” olduğunu ve AB'nin sadece Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıdığını vurguladı.

ORBAN'IN KATILIMI DA RAHATSIZLIK YARATTI

AB yönetimi, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Türk Devletleri Zirvesi'ne katılmasından da rahatsız oldu. Brüksel yönetimi, Orban'ın AB adına dış temsil yetkisi bulunmadığını ve AB'nin bu zirvede temsil edilmediğini belirtti. Orban'ın bu tür girişimlerinin AB'nin dış politika tutarlılığına zarar verdiği savunuldu.

AB VE TÜRK DEVLETLERİ ARASINDAKİ GERİLİM YÜKSELİYOR

AB'nin Kıbrıs meselesinde sadece Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıması, KKTC'nin uluslararası alanda “gözlemci” sıfatıyla yer almasına yönelik her adımı tepkilere neden olmaya devam ediyor. AB Komisyonu, OTS ile olan ilişkilerde Orban'a herhangi bir yetki vermediğini de hatırlatarak, Orban'ın AB dış politikasını kendi bağımsız girişimleriyle şekillendirmemesi gerektiğini belirtti.