Türkiye-BAE normalleşmesinin perde arkası
Türkiye ile BAE arasında yaşanan bu hızlı normalleşme sürecinin ardında, tarafların birbirlerine verdikleri zararın giderek arttığını görmeleri ve yeni oluşan bölgesel ve uluslararası koşullara göre pozisyon alma gereksinimi yattığı değerlendiriliyor.

Oluşturma Tarihi: 2021-11-24 14:55:38

Güncelleme Tarihi: 2021-11-24 14:55:38

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) fiili lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed el Nahyan (MBZ), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile resmi temaslarda bulunmak üzere bugün Ankara'da olacak.

Yakın zamana kadar uluslararası arenada ve birçok bölgesel sorunda birbirlerini "düşmanca" davranmakla suçlayacak kadar ilişkileri bozuk olan Türkiye ve BAE, son aylarda ivme kazanan normalleşme çabalarını somutlaştırdılar.

Türkiye ile BAE arasındaki normalleşme çabaları 2020 sonundan bu yana devam eden bir süreç. Birçok gözlemciye göre, bu sürecin başlangıç noktası ABD'de başkanlık seçimlerini Demokrat aday Joe Biden'ın kazanması ve Washington'un yeniden aktif bir dış politikaya yönelmesi.

Aralarında Türkiye, BAE, Katar, Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır gibi birçok ülke Biden'ın işbaşına gelmesinin ardından dış politikalarında önemli değişimlere gitmeyi tercih ettiler.

Bu bağlamda BAE ve Suudi Arabistan'ın, Türkiye'nin en önemli bölgesel müttefiklerinden Katar'a 2017'den beri uyguladıkları ambargoyu sonlandırmaları bu ülkelerin Ankara ile olan sancılı ilişkilerinin de tamir edilmesi için fırsat yarattı. Ankara da benzer bir düşünceyle 2021 başından itibaren BAE, Mısır ve İsrail ile ilişkilerini restore etmek için çabalarını sürdürüyor.

Normalleşmenin perde arkası

Türkiye ile BAE arasında yaşanan bu hızlı normalleşme sürecinin ardında, tarafların birbirlerine verdikleri zararın giderek arttığını görmeleri ve yeni oluşan bölgesel ve uluslararası koşullara göre pozisyon alma gereksinimi yattığı değerlendiriliyor.

BAE'nin ekonomik gücü Körfez ile beraber değerlendirildiğinde Türkiye açısından artık daha fazla gözden çıkarılamayacak bir unsur olarak görülürken, Abu Dabi de Trump sonrası dönemde İran'ın yeniden uluslararası topluma kabul edilmesi, nükleer müzakerelere dönme sinyalinin gelmesi ile bölgede Türkiye kartını oynama isteğine sahip görülüyor.

Bunlara ek olarak, Libya'da durumun göreceli olarak sakinleşmesi, BAE ile Türkiye'nin daha fazla ön planda oyun bozucu olarak görünmek istememeleri de durumu pozitife çeviren bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Bu sürecin dikkat çeken bir başka gelişmesi ise suç örgütü lideri Sedat Peker'in BAE'de barınması ve YouTube üzerinden yayımladığı başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef alan videolarla gündeme gelmesi oldu.

En son videosunu 6 Haziran'da yayımlayan Peker, 20 Haziran'da yaptığı bir açıklamayla "yüksek güvenlik riski nedeniyle" BAE yetkililerince uyarıldığını ve bu nedenle videolarına ara vereceğini duyurmuştu. Bu süreçte, Türkiye ve BAE istihbaratlarının görüşme halinde oldukları Türk basınında iddia edilmiş ve iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinde, Peker'in kısıtlanmasının pazarlık noktalarından biri olduğu öne sürülmüştü. O tarihten sonra Peker'in zaman zaman Twitter mesajları dışında bir yayında bulunmaması dikkat çekti.

Kaynak: BBC Türkçe