Türk kaynaklar, kontratın tutarı ve teslim sürelerini açıkladı. Blomberg, Türkiye'de üst düzey bir kaynağa dayandırdığı haberinde Türkiye'nin S-400 sistemlerine 2,5 milyar dolar ödemeye hazır olduğunu açıkladı.
Kaynağın verdiği bilgilere göre Türkiye, önümüzdeki yıl 2 batarya satın almayı planlıyor, 2019'da ise S-400 sistemlerinin Türkiye'de üretimine geçilmesi öngörülüyor. Tarafların şu anda anlaşmanın teknik detaylarını görüştüğünü belirten Bloomberg, ancak Rus savunma şirketi Rosoboroneksport temsilcisinin konuyla ilgili detaylı bilgi vermediğini kaydetti.
TÜRKİYE BATI'YA SIRT MI ÇEVİRİYOR?
Bloomberg, böylesine büyük bir anlaşmanın Ankara'nın 1952'den beri üyesi olduğu ve NATO'ya sırt çevirdiği anlamına geldiğini ileri sürdü. Habere göre Batı ile ilişkilerdeki soğuma, Washington'un Suriye'de Kürtlere sırt yaslamasından ve AB'nin yönelttiği ‘otoriter dönüş' suçlamalarından kaynaklandı.
Bloomberg'e konuşan kaynak, Rus hava savunma sistemlerinin NATO'nun uygulamaya koyduğu (ve bu tür sistemlerin Ermenistan ve Yunanistan sınırlarına, Ege kıyılarına konuşlandırmasına olanak vermeyen) kısıtlamalara tabi olmadığını, Rusya ile yapılan anlaşma sonrasında sistemlerin Türkiye'nin herhangi bir bölgesine konuşlandırmakta serbest olacağını belirtti.
S-400'LER HANGİ BÖLGELERE KONUŞLANDIRILABİLİR?
Strateji ve Teknoloji Analizi Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Konstantin Makiyenko, Vzglyad gazetesine verdiği röportajda, "Bu sistemlerden bir tanesinin İstanbul ve Çanakkale boğazlarını savunacak şekilde konuşlandırılacağını, diğerininse ya Ankara'da, ya da güneydoğu bölgesine, Suriye ve Irak'a yakın bölgede kullanılacağını düşünüyorum" diye konuştu.
Sistemlerin savunma amaçlı olmasına rağmen ülke için büyük önem taşıdığını belirten Makiyenko, "Bu silahlar sayesinde Türkiye semalarını tümünü olmasa da bir kısmını, genel olarak Batı menşeili uçaklara karşı savunmaya almış olacak" dedi.
ÇİN FÜZELERİNDEN VAZGEÇİLMİŞTİ
2013'te uzun menzilli hava ve füze savunma sistemlerinin satışı ile ilgili İhaleyi Çin'in savunma şirketi CPMIEC kazanmış, ancak 2015'in kasımında Türkiye, uzun menzilli hava ve füze savunma sisteminin yerli imkânlarla geliştirilmesi çalışmalarına ağırlık verilmesi ve bu çerçevede mevcut projenin iptal edilmesine karar verildiğini açıklamıştı.
Tarafların Türkiye'nin projeye katılım yüzdesi konusunda anlaşamamalarının yanında Çin'in ihaleyi kazanan taraf olarak duyurulması, Ankara'ya NATO tarafından baskı yapılmasına neden oldu ve sonuçta ihale tamamen durduruldu.
Makiyenko, bu nedenle Ankara'nın S-400'leri satın almaya hazır olmasının, anlaşmanın henüz belirsizliğini koruduğunu savundu. Rus uzman, "Kontrat imzalanmadıkça ve uygulamaya konulmadıkça hiçbir şeyden emin olamayız" dedi.
Silah pazarında savaş uçaklarının ve uzun menzilli füze sistemlerinin en hassas kalemler olduğuna dikkat çeken Makiyenko, "Eğer Türkiye gerçekten de Rusya'dan bu füze savunma sistemlerini satın alırsa, bu silah pazarında tektonik bir hareket olup, devrim niteliği taşıyacak" ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİNİN TÜRKİYE'YE DEVREDİLMESİ TEHLİKELİ Mİ?
Planlanan anlaşmanın detayları hakkında yeterince bilgi olmadığını belirten Makiyenko, "Teknolojilerin tümüyle satışının söz konusu olmadığını düşünüyorum, daha çok ayrı parçaların üretiminin lokal hale getirilmesi mümkün. Ayrı parçalar üretilse de, sistemin üretilmesi anlamına gelmiyor. Türkiye S-400'ün benzerini veya klonunu oluşturabilir, ancak bunun için sanayiinde ayrı bir sektör oluşturmak gerekir. Bu da çok fazla zaman, çok fazla organizasyon çabası ve çok fazla mali akış demek" diye konuştu.
ANKARA NATO'NUN DIŞINDA DAHA GÜVENİLİR MÜTTEFİKLER ARAYIŞINDA
Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü (MGIMO) uzmanlarından Doçent Kirill Koktıyş, Vzglyad gazetesine verdiği mülakatta, "Türkiye, şu anda Rusya ile ortaklığı bulunan NATO'nun özel bir üyesi. Tüm bu hesapların ve argümanların dikkate alındığını düşünüyorum. Ayrıca S-400'ler savunma sistemleridir ve Türkiye'nin kendisini savunabileceğinden Rusya kesinlikle zararlı çıkmaz" dedi.
Bu tür silah teslimatının sadece ülkelerin arasında stratejik ortaklığa ve uzun soluklu askeri işbirliğine inancın olması durumunda gerçekleştirildiğini belirten Koktıyş, Rusya ile Türkiye arasında böyle bir yakınlaşma söz konusu olduğunun açıkça görüldüğünü kaydetti. Rus uzman, "Burada yeni bir stratejik gerçekliğin ve yeni bir stratejik güvenlik bölgesinin oluştuğuna inanıyorum" diye konuştu.
ABD ve Avrupa dâhil, Batı ile güven seviyesinin düşük olduğuna ve stratejik planların asgari seviyede olduğuna dikkat çeken Koktıyş, "Türkiye'nin başka bir stratejik vektör üzerinde düşündüğü ve kendisine en azından gerekli saygıyı gösterecek ve çıkarlarını dikkate alacak daha güvenilir müttefiklerin arayışında olduğu anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.