Bakan Akdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'deki sığınmacılara sağlık hizmeti vermek için Suriyeli doktorları belli bir ön değerlendirme ve eğitimden geçirdiklerini belirtti.
Suriyeli sağlık personelinin Suriyelilere sağlık hizmeti vermesi için eğitildiğini dile getiren Akdağ, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 600'e yakın doktor ve diğer personel var. Süreç içeresinde bunların sayısı da artabilir. Türkiye'de 500 Göçmen Sağlık Merkezi yapacağız. Bunlar bizim aile sağlığı merkezlerimizin biraz daha farklı şekilleri. Buralarda birinci derecede Suriyeli doktorları, Suriyeli sağlık çalışanlarını istihdam edeceğiz ama yeterli olmadıkları noktada bizim kendi sağlık çalışanlarımızı da istihdam edeceğiz."
Akdağ, söz konusu sağlık merkezlerinin yer seçiminin yapılarak inşaatlarına 2017'de başlanmasının planlandığını aktardı.
Suriyelilere sağlık hizmeti veren hastanelerin de yenileneceğini belirten Akdağ, "Kilis başta olmak üzere bölgedeki bazı hastaneleri de yenileyerek yine bu göçmenler açısından daha rahat hizmet vereceğimiz bir noktaya taşımak istiyoruz. Bugüne kadar şükürler olsun Türkiye'deki Suriyeli misafirlerin sağlık hizmetlerini çok büyük bir başarıyla verdik. Bunu sürdürülebilir hale getirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Suriye'de yaklaşık 6 yıldır iç savaş ve göç yaşandığını, Türkiye'nin de savaştan kaçan insanları misafir ettiğini hatırlatan Akdağ, şunları söyledi:
"Dünyada gerek sağlık hizmetleri açısından gerekse günlük hayat ihtiyaçları açısından bu kadar göçmeni kendi ülkesinde misafir edip başarıyla hizmet veren başka bir örnek yok. Bunu bütün dünya teslim ediyor şimdi. Birleşmiş Milletler de bunu takdirle karşılıyor. Gelin görün ki işin üzücü tarafı şu, bunu takdir eden Batılı dünya bu hususta destek verme konusunda gerçekten çok yetersiz kalıyor. Ben Türkiye'yi örnek alarak dünyanın diğer zengin ülkelerinin de bu meseleye sahip çıkmalarının gerekliliğine inanıyorum."
Bakan Recep Akdağ, Halep'te yaşananlarla ilgili Dünya Sağlık Örgütü'ne çağrıda bulunduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
"Başkana bir mektup yazdım. Suriye'deki insanlık trajedisine yeterince dönüp bakmayan ve bu meselenin çözümü için gerekeni yapmayan ülkeler hakikaten tarih önünde suçlu duruma düşüyor. Şükürler olsun ki biz Türkiye Cumhuriyeti olarak üstümüze düşenleri yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz."