HUGO Müdürü Doç. Dr. Murat Erdoğan, Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi'nde düzenlenen basın toplantısında, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği'nin de desteği ile gerçekleştirilen "Elite Dialogue -Türkiye'deki Suriyeli Mülteci Akademisyen ve Üniversite Öğrencilerinin Durumu, Sorunları ve Beklentileri Araştırması"nın sonuçlarını açıkladı.
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin yüzde 52'sinin Türkiye'de olduğu vurgulanan araştırmada, Suriyelilerin yüzde 16'sının Lübnan'da, yüzde 15'inin AB ülkelerinde, yüzde 11'inin Ürdün'de, yüzde 4'ünün Irak ve yüzde 2'sinin Mısır'da olduğu belirtildi.
Suriyeli akademisyen ve üniversite öğrencilerinin, yani "nitelikli" olarak tanımlanabilecek Suriyeli mültecilerin, Suriyelilerin Türkiye'deki toplumsal uyumu konusunda önemli bir rol üstlenebilecekleri vurgulanan araştırmada, 2011'in nisan ayından bu yana Türkiye'ye gelen ve neredeyse tamamı geçici koruma statüsünde olan 3 milyon 188 bin 909 Suriyeli mültecinin içinde çok sayıda üniversite öğretim elemanı ve üniversite öğrencisi bulunduğu vurgulandı.
Aradan geçen altı yılın ardından Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan Suriyeli öğretim elemanı sayısının 392'ye, üniversitelerdeki öğrenci sayısının ise 14 bin 747'ye ulaştığı belirtildi. Araştırmanın sonuç raporunda, "Gerçek potansiyelin çok daha yüksek olduğu açıktır. Türkiye'de bulunan Suriyelilerin Türk yüksek öğrenim sitemine kazandırılması, kuşku yok ki öncelikle Suriyeliler, sonra da Türkiye için büyük önem taşımaktadır." ifadesi yer aldı.
TÜRKİYE'DE 14 BİN 747 SURİYELİ ÖĞRENCİ VAR
Türkiye'de bu yıl 108 bin 76 uluslararası öğrencinin, 14 bin 747'sinin Suriyeli olduğu ve sayıları 15 bin 90 olan Azeri öğrencilerin ardından Suriyeli öğrencilerin yüzde 13,64'lük oranla Türkiye'deki en kalabalık ikinci yabancı öğrenci grubunu oluşturdukları kaydedildi.
ÖĞRENCİLERİN TERCİHİ İKAMET VE ÇALIŞMA İZNİ
Araştırma sonuç raporunda, kendilerine yöneltilen "Gelecekteki göç planlarınızla ilgili olarak, Suriye'ye dönmeyi düşünür müsünüz?" sorusuna Suriyeli üniversite öğrencilerinin yüzde 52,50'sinin "Suriye'de istediğim rejim oluşursa dönerim", yüzde 26,94'ünün "Suriye'ye dönmeyi hiçbir şekilde düşünmem", yüzde 11,39'unun ise "Her koşulda dönerim", yüzde 9,17'sinin ise "Suriye'de savaş biterse istediğim rejim oluşmasa da dönerim" yanıtını verdiği belirtildi.
Öğrencilere Türkiye'de istedikleri statü sorulduğunda ise önce ikamet izni, daha sonra çalışma izni ve çifte vatandaşlığı istedikleri belirlenirken vatandaşlığa geçmeyi ise var olan bazı avantajları kaybetmek ve üçüncü ülkelere gidememe endişesi nedeniyle en az tercih ettikleri görüldü.
SURİYELİ AKADEMİSYENLER
Araştırmaya göre, Türkiye'de yükseköğretimde 2017 itibarıyla 72 bin 349'u öğretim üyesi olmak üzere toplam 153 bin 221 öğretim elemanı bulunuyor.
Türkiye'ye 2011'den bu yana gelen Suriyeli akademik personel sayısının ne olduğunun, ne kadarının Türkiye'den ayrıldığının tam olarak bilinmediği belirtilen araştırmada 2017 itibarıyla Türkiye'de bulunan ve 2011 öncesinde Suriye'de yükseköğretim kurumlarında görev yapmış Suriyeli akademisyen sayısının yaklaşık 600 olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.
Türkiye'ye gelmeden önce Suriye'de akademik kurumlarda görev yapan ancak henüz Türkiye'deki üniversitelerde yer almayan yaklaşık 200-300 arasında Suriyeli olduğu tahmin ediliyor.
Son dönemde sıklıkla tartışılan vatandaşlık konusunda Suriyeli akademisyenlerin tedirgin olduklarının gözlendiği belirtilen araştırmanın sonuç raporunda, "Üniversitelerde yabancı kontenjanından iş bulmuş olan Suriyeliler, vatandaşlık almaları halinde işlerini kaybetme endişesi yaşamakta olduklarından, kendilerine vatandaşlık yerine uzun süreli ya da süresiz ikamet izni verilmesinin çok daha etkin bir çözüm olacağı görüşünü dile getirmişlerdir." ifadesi yer aldı.