Al Jazeera'dne Sümeyye Ertekin Avrupa ülkeleri ve ya ABD'den kabul almalarına rağmen Türkiye'nin çıkış izni vermediği Suriyeliler ile konuştu.
Meyyad Krakır ve ailesi de 2014'te, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) vasıtasıyla ABD'ye mülteci olarak gitmek için başvuruda bulundu. 2016'nın Şubat ayında kabûl aldılar. Meyyad Kırakır artık Kaliforniya'da yaşayan ve yıllardır görmedikleri ailesine kavuşacakları için önce çok mutlu olduklarını söylüyor:
“Biz savaştan kaçtık. Türkiye bizi kabûl ettiği için Türk hükümetine minnettarız. Ancak burada hayat çok zor, çok pahalı. Kimsemiz yok. Akrabalarımızın büyük çoğunluğu ABD'de. Başvurumuz kabûl edilince nihayet yıllardır göremediğimiz ailemize kavuşacağız diye çok sevindik.”
Ancak sevinçlerinin devamı gelmedi. Çünkü, Türkiye'den ABD'ye gitmeleri için Türk devletinin seyahat izni vermesi gerekiyor ve bu izin onlara aylardır verilmiyor. Nedenini sorduklarında BMMYK'nin kendilerine verdiği cevabı şöyle anlatıyor:
“Neden çıkış izni alamadığımızı defalarca BMMYK'ne sorduk. Onlar da bizim durumumuzda binden fazla kişi olduğunu, Türkiye'nin eğitimli Suriyelileri yurt dışına göndermek istemediğini söylediler. Ben İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Eşim elektrik bölümü mezunu. Devlet burada kalmamızı istiyor ancak diplomalarımız kabûl edilmiyor. Burada bize iş vermiyor. ABD'de akrabalarımız var daha kolay iş bulabiliriz ama bu sefer gitmemize izin vermiyor. Ortada kaldık.“
Meyyad Krakır, hasta ve yaşlı olan anne ve babasını tekrar görememekten korkuyor:
“Annem ve babam çok yaşlı ve hasta. Babam 94 yaşında. Beş yıldır görmüyorum onları. Durumu kritik. Hastanede yatıyor. Abim orada doktor olduğu için onunla ilgileniyor. Onu son kez göremeyeceğim diye çok korkuyorum. Bu yüzden Türkiye'nin bir an önce bize izin vermesini istiyorum.”
Habere göre Meyyad Kırakır, Esenler'de Suriyelilere ait bir Geçici Eğitim Merkezi'nde öğretmenlik yapıyor. 60 yaşındaki eşi ise iş bulamadığı için çalışmıyor. Valizleri, kabûl aldıkları günden bu yana hazır. Ellerinde ise ABD Vatandaşlık ve Mülteci Ofisi'nden gelen kabûl kağıdı...
30 yaşındaki Muhammed Muntasır, veteriner. Bir buçuk yıl önce BMMYK'ya ailesiyle birlikte başvurmuş ve İsveç'ten kabûl almış. Avrupa ülkelerindeki sürecin ABD'deki süreçten biraz farklı işlediğini söylüyor. Ailenin her bir ferdinin dosyası ayrı olduğu için ailesi İsveç'e gidebilmiş. O ise Türkiye'de tek başına kalmış. Elinde İsveç'te oturum kartı bile var. Ancak çıkışına izin verilmiyor. Veteriner ama Türkiye'de mesleğine göre iş bulamıyor. Başka işler yaparak geçinmeye çalışıyor. Onun da tek isteği ailesine bir an önce kavuşmak:
“Ailemiz ikiye bölündü. Zaten Suriye'den savaştan kaçtık. Sıkıntılı günler geçirdik. Tam umutlarımız yeşermişken ailemiz bölündü. Ben burada zaten işimi yapamıyorum. Neden benim çıkışıma izin verilmiyor anlamıyorum. Aileme kavuşmak istiyorum bir an önce.”
Muhammed Muntasır kendisine İsveç Mülteci Ajansı'ndan gelen maili gösteriyor. Mailde Türk yetkililerin yüksek eğitime sahip olanların çıkışına izin vermediği, bu yüzden sıkıntı yaşadıkları yazılı.
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı İbrahim Ergin de devletin son 5-6 aydır eğitimli Suriyelilerin çıkışına izin vermediğini belirtiyor. Bu durumu ise şöyle açıklıyor:
“Türkiye özellikle Batı'nın bu konudaki tavrını eleştirmek için kalifiye Suriyelilerin ülkeden çıkışına son 5-6 aydır izin vermiyor. İsmini veremem ama ilgili resmi makamlardaki kişilerden bizzat duydum bunu. Bu konuda katılar. Çünkü Batı'ya diyorlar ki 'Madem insani davranacaklar, hepsini alsınlar. Neden diğerlerine ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorlar. Madem alacaksın, eğitim durumuna bakmadan al.' Bu konuda önlem aldıklarını biliyoruz. Ama bu kalifiye insanların Türkiye'de insanca yaşaması için bir uyum politikası yok. Meselâ bir astronot burada ne yapacak, bir bilim adamı ne yapacak? Bu göndermemeyi bir refleks olarak yapıyor. Ama burada da mesleklerine göre iş verimiyor. Bir uyum politikası yok."
Aynı zamanda mülteci davalarında avukatlık yapan Ergin, son zamanlarda bu durumda olan çok sayıda Suriyeliyle karşılaştıklarını da söylüyor.