Üç yazarın 'şüpheli ölümü' FETÖ iddianamesinde
İzmir'de FETÖ/PDY'ye yönelik hazırlanan iddianamede, örgüt aleyhine kitap yazan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal gibi gazeteci yazarların şüpheli ölümlerine de yer verildi.

Oluşturma Tarihi: 2016-08-31 13:16:20

Güncelleme Tarihi: 2016-08-31 13:16:20

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağlanmasına yönelik soruşturma kapsamında hazırladığı iddianamede, örgüt aleyhine kitap yazan ve yazma hazırlığında olan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal'ın şüpheli şekilde hayatlarını kaybetmeleri de yer aldı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, İzmir Cumhuriyet Savcısı Zafer Dur'un FETÖ/PDY'ye finansal destek sağlanmasına yönelik başlattığı soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 3 sanık hakkında hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 56 sayfalık iddianamede, örgütün kuruluşundan yapılanmasına, devlete sızmasından 3 gazeteci yazarın şüpheli ölümüne kadar birçok konuya yer verildi.

İddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'nün silahlı terör örgütü olduğunun daha anlaşılır hale geldiği, örgütün firari elebaşı Fetullah Gülen'in 75 yaşında ve ilkokul mezunu olması, 1999'dan bu yana ABD'de yaşaması göz önünde bulundurulduğunda, şahsi gayret ve yeteneklerle bu kadar büyümesi ve devletin varlığı için büyük öneme sahip kurumların içinde hayati birimlerine yerleşmesinin mümkün olamayacağı belirtildi.

Uluslararası desteğe sahip olmadan 160 ülkede okullar açıp yönetmenin hayatın akışına ters bir durum olduğu vurgulanan iddianamede, Gülen'in ABD'ye gittiği tarih ile terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edildiği tarihe de dikkat çekildi.

FETÖ İLE MOON TARİKATI BENZERLİĞİ

İddianamede, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet teşkilatı, yargı, mülkiye ve istihbarat birimlerinde etkin konuma gelip devleti "esir" alacak bir pozisyonda bulunmasının dış güçlerin desteği olmadan gerçekleşemeyeceği kaydedildi.

Örgüt üyelerinin kod isimler kullandığı bildirilen iddianamede, her meslek grubuna "imam" tayin edilmesi, "imamlar" aracılığıyla üyeler arasında iletişim kurulması, üst düzey örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği toplantılarda katılımcıların özel ve mesleki soru sormalarına sınırlama getirilmesi, hücre şeklinde örgütlenen yapıda bir hücrenin çökmesi halinde diğerlerine ulaşılamaması gibi tespitler sebebiyle FETÖ'nün "dini duygularla kurulmuş bir yapı" söylemlerinin gerçeğe aykırı olduğu ifade edildi.

FETÖ/PDY'nin sözde sivil toplum cemaati görünümlü yapısının CIA'nın öngördüğü "Mormon, moon, scientology" gibi tarikat yapısına tıpatıp uyduğuna işaret edilen iddianamede, CIA'nın bu modellerle tarikatları birer sivil toplum örgütü şeklinde yapılandırarak toplumu değiştirip dönüştürmeyi amaçladığı, bu örgütün de onlarca yıldır eğitim, ekonomi, sağlık, politika, teknoloji ve kültürel sistemlerin dayalı olduğu kamusal alanlarda oluşturduğu yönetim sisteminin bunu amaçladığı aktarıldı.

HABLEMİTOĞLU, MERİÇ VE ALTINDAL'IN ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ

Gazeteci yazar Necip Hablemitoğlu'nun "Köstebek" isimli kitabına da kaynak olan emniyetteki yapılanmayı deşifre eden raporları düzenleyen dönemin emniyet müdürlerine gözdağı verildiği, FETÖ'ye yakın duranların önünün açıldığı, "dokunanın ise yanacağı" bir yapı oluşturulduğu belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Gülen'in CIA, MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yaptığı, taşeronluk yaptıkları istihbarat örgütleri adına hareket ederek karşı devletlerin istihbarat birimlerinde kadrolaşma yoluna gittiği uzun süredir özellikle araştırmacı yazarlar tarafından dile getirilen konular arasındadır. Örgütün bu şekilde sızdıkları devletin gücünü, devleti savunanlara karşı kullanacak düzeye gelmeleri konusunda uluslararası düzeyde yardım aldıkları konusunda da ciddi kaygılar bulunmaktadır.

Bu konuda araştırma yapan ve kitap yazan Necip Hablemitoğlu, Haydar Meriç ve Aytunç Altındal gibi gazetecilerin FETÖ bağlantısı nedeniyle şüphe taşıyan ölümleri, henüz kitabı basım aşamasına gelmemiş Ahmet Şık ile bu konuda kitap yazan Hanefi Avcı ve Nedim Şener'in tutuklu olarak uzun süre yargılandıkları davalarla susturulmaları ve susturulmak istenmeleri üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur."