Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Suriyeli sığınmacı karşıtı nefret söylemleri tartışılmaya devam ediyor. Özdağ, sistematik bir şekilde partilileriyle birlikte başta twitter olmak üzere tüm internet platformlarında sığınmacılara yönelik nefret içerikleri üretiyor. İçişleri Bakanlığı, Suriyeli sığınmacılar hakkındaki açıklamalarıyla halkı kin ve tahrike yönlendirdiği gerekçesiyle Özdağ'a yönelik suç duyurusunda bulundu. Ancak tüm bunların ötesinde Özdağ'ın Türkiye'de estirmeye çalıştığı faşist rüzgar, manidar bir şekilde 1970'lerin Uganda'sında faşist diktatör İdi Amin'in estirdiği terörle benzerlikler taşıyor.
Uganda'yı 1971-1979 arası yöneten İdi Amin Dada, 300 binden fazla insanın katili olarak tanınıyor…
İdi Amin'in kabileciliği, Ümit Özdağ'ın Kürt karşıtlığı… İdi Amin'in 1971 ilâ 1979 arasında sadece 8 yıl süren hükümranlığı süresince yaklaşık 300 bin Ugandalı ortadan kayboldu, ya da öldürüldü. Amin devlet yönetimini ele geçirmesi öncesinde ülkedeki pek çok şiddet olayının içinde yer aldı. Ülke içindeki karanlık yapılarla hareket etti. Amin, iktidara gelmesinin henüz 6'ncı ayında kışlalarda katliamlarına başladı. Amin kendisine sadık adamlarla iktidarını pekiştirmek için kendisinin mensubu olduğu kabilenin üyelerini Silahlı Kuvvetler'e doldurdu. Yani bir bakıma ırkçılık ve kabileciliği araçsallaştırıyordu. 1960 darbecisi Muzaffer Özdağ'ın oğlu olan ve Tokyo'da dünyaya gelen Ümit Özdağ ise akademik hayatından ziyade siyasi kişiliği ve ırkçı çıkışlarıyla gündeme geldi. Özdağ son yıllarda Suriyelileri hedef alsa da Suriyelilerin henüz Türkiye'de yoğunlukta olmadığı dönemlerde de farklı hedefler peşindeydi. Şu açıklamaları 2012 yılına ait: “Ana dili Kürtçe olan kadınlarda doğurganlık 4.1 iken, ana dili Türkçe olan kadınlarda 1.9'dur. Bunun anlamı 27 sene sonra Türkçe ana dil grubunun nüfustaki payında keskin bir düşüş olacağıdır.” Şu açıklamaları ise 2020 yılından “Bir Suriyeli kadın, ortalama 5,3 çocuk doğuruyor. Türk kadınlarda bu oran 2 yani çok değil 20 sene sonra sadece kayıtlı olanlara vatandaşlık verilirse 11.5 milyon Suriyeli olacak.”
İdi Amin'in hayat hikayesinin de anlatıldığı “Zorba Nasıl Olunur?” belgeseli Netflix'te izlenme rekorları kırıyor…
Özdağ “Kovacağım” diyor, İdi Amin kovdu!
Ümit Özdağ, sık sık Suriyeli karşıtı açıklamalarıyla gündeme geliyor. Özdağ, kişisel twitter hesabından da Suriyelileri hedef gösteriyor.
Kovmak kolay, ya sonrası?..
Amin'in Hintlileri hedef alan sözleri ve dahası çıkardığı kararlar artık Ugandalılaşmış, Uganda'da doğup büyümüş Hintliler için büyük bir yıkım oldu. Ancak, Amin'e yandaş siyahiler için bu durum karnaval havasında kutlanacak bir gelişmenin habercisiydi. Hintlilerden alınan işyerleri ve işletmeler, Amin'in yandaşı olan siyahilere verildi. Ancak bu durum uzun sürmedi ve ülkede kısa sürede bir ekonomik kriz patlak verdi. Çünkü on yıllardır ticarette, işletmecilikte uzmanlaşmış Hintlilerin sahip oldukları iş yerlerini devralan Ugandalılar bu işlere yabancıydı ve bu işletmeleri kâr ettirmeyi başaramadılar. Ülkede kısa sürede ticari mal eksikliği baş gösterdi. Bu durum beraberinde yüksek enflasyonu getirdi. Ve ekonomi pek çok yönden çöktü. Amin'in bundan sonraki iktidardaki yılları artan baskı ve zulmün habercisi oldu. Her geçen gün halka yönelik baskı arttı. Toplamda ülkeyi terk ettiği 1979 yılına kadar 300 binden fazla Ugandalıyı katletti.
Türkiye'ye ağırlıklı olarak 2013 yılından itibaren gelmeye başlayan Suriyelilerin büyük çoğunluğu sanayi sitelerinde çalıştığı gibi diğer Suriyelilerde şehirlerde hizmet sektörlerinde ve bazı küçük ve orta ölçekli işletmelerden para kazanıyorlar. Şehirlerde bir Türk'e ait işletmede çalışan Suriyelilere rastlanabildiği gibi yine Suriyelilere ekmek veren Suriyeliler tarafından işletilen dükkanlara da rastlamak mümkün. Ayrıca Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de yaşayan diğer Arap ülkelerinden gelen turistlere sağlıklı hizmet verilmesinde de katkısı büyük. Suriyelilerin sanayide özellikle ağır emek isteyen ve Türklerin çalışmadığı alanlarda çalıştığı biliniyor. Yine Türkiye'deki Afganların, artık Türklerin hayvancılık yapmadığı bir dönemde çobanlık mesleğini yeniden ihya ettiği biliniyor. Son yıllarda ihracat rekorları kıran Türk sanayisi, iş gücü açığını tamamen Suriyelilerden karşılamamakla birlikte Suriyeli kalifiye iş gücünün ekonomiye ciddi bir katkısı olduğu açık. İşletmesinden harcamasına kadar tıpkı Türk vatandaşları gibi Suriyeliler de vergilere tabi… Ayrıca Türkiye'de Suriyelilerin varlığı Türkiye'yi 400 milyonluk Arap dünyasına bağlıyor ve Fas'tan Suudi Arabistan'a kadar Türkiye'nin ticari etkinliğini artırıyor. Türk ekonomisinden Arap iş gücünün çekilmesinin gelişmişlik açısından Türk ekonomisini zorlayacağına kesin gözüyle bakılıyor.