Ali Karahasanoğlu'nun Yeni Akit gazetesinde bugün yayımlanan, "Utanmaz monşerler.. Bir Maraş, kaç kayalık eder?" başlıklı makalesi:

Dün, Lozan'ın yıldönümü idi..

Türkiye'de Kemalistler, sürekli “Lozan zaferdir” söylemini dillendirirler.

Oysa Lozan'dan önce, biz Kurtuluş Savaşı'nı kazanmadık mı?

Kazanılan bir savaştan sonra yapılan bir sözleşmeyi, kazanan tarafın zafer ilan ettiği, nerede görülmüştür?

Bir savaşı kazanan, hali ile sözleşmede de, haklarını sürdürür.

Ama birisi, ısrarla, savaşın sonucunun değil de, sözleşmenin zafer olduğunu iddia ediyorsa..

O olsa olsa..

Savaşta galip olmayan tarafın, sözleşmede kazançlı çıktığını gösteren bir delildir.

Dolayısı ile diyorum ki..

Lozan için “Zaferdir” diyenler..

Tam da Yunan kafası ile düşünüyorlar.

Tam da Batı kafası ile konuşuyorlar.

Yunan tarafı, İzmir'de denize döküldü..

Ama Lozan ile bir çok kazanım elde etti.

Onun için..

Batı kafalılar..

Yunan'dan yana tavır aldıkları için..

Yunan lehine düşündükleri için..

“Zaferdir” diyorlar.

Evet, Lozan zaferdir..

Türk için değil, Yunan için zaferdir. Batı için zaferdir.

“Biraz ağır olmuyor mu, Ali Bey” diyecekler için..

97 yıl önceki bir sözleşme üzerinden tartışmak yerine..

Bugünlerde yaşadığımız olaylar üzerinden konuşalım.

Ve akabinde, Lozan için “Zaferdir” diyenlerin, aslında Yunan kafası ile konuştuklarını söylemenin ağır olup olmadığını karara bağlayalım.

Bugünlerde konuştuğumuz ne var?

47 yıldır egemenliğimiz altında olduğu halde, sivillere kapalı olan Kıbrıs'taki Maraş'ın % 3.5'lik bölümünün, askeri alan olmaktan çıkarılması kararı var..

Karar neyi içeriyor?

Maraş'taki bir bölüm alanın, tapu kaydı kime ait ise, onun gelip, malını kullanmasına imkan tanıyor..

Bundan daha tabii, daha akılcı ne olabilir?

Yunan tarafı bu karardan rahatsız oluyor.

Rum tarafı, karara isyan ediyor.

“Ne güzel, oturduğumuz yerden, Maraş'taki malımızı kullanamadığımız gerekçesi ile tazminat alıyorduk. Nereden çıktı şimdi bu karar” diyerek..

Birleşmiş Milletler'i ayaklandırıyorlar.

BM, uluslararası en yetkili kurum olarak, 47 yıldır çözemediği bu sorun için, akılcı bir adım atan Türkiye'nin kararına karşı..

BMGK dönem başkanlığı açıklaması şeklinde de olsa, “Olmaz. Maraş'ı askeri alan olmaktan çıkaramazsınız!” demeye gelen bir protesto kararı almaya kalkıyor.

Askeri alan olarak kalmasında, ne menfaatleri var ise!

Biz biliyoruz, onların maksadını. Türkiye'yi sıkıştırıp..

O bölgeyi kullandırmayıp..

Diğer taraftan da o bölge sebebi ile tazminatlara mahkum edip..

“Lanet olsun, biz burayı terkediyoruz” demeye mecbur etmek istiyorlar.

Bunların hepsi normal.

Normal değil ama, “Normal” diyelim.

Ama..

Lozan için “Zaferdir” diyenlerin.

Kimin adına konuştuklarını anlamak için..

Son Kıbrıs açılımına karşı, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığı'nın açıklamasına bakış açılarını inceleyelim..

97 yıl önceki Lozan için kimin gözü ile baktıklarını da anlamış olalım..

Kıbrıs'taki Maraş'ın bir kısmının iskana açılmasına, itiraz eden BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanlığı'nı protesto kararı için, Lozan'cılar ne diyorlar?

Önemli bir kısmı, gözlerini kapatmış, “Görmedim, duymadım, bilmiyorum”diyor..

Üstü kapalı geçmeyelim..

CHP ne diyor?

Ermenistan işgalindeki Karabağ'a yönelik kurtarma operasyonu başlatıldığında, “Türkiye, Azerbaycan'a silah yardımı yapıyor. Bunun yarın hesabını sorarlar” diyen Ünal Çeviköz'den başlayın..

CHP içindeki monşerlere tek tek bakın..

Bir tanesinden, “Bu kararın altyapısı yoktur. Aslında ortada hukuki bir karar da yoktur. Dönem başkanlığının açıklamasıdır, yanlıştır, hukuksuzdur” diye bir izahatları var mı?

Yok..

İyi Prati'nin içindeki, milliyetçi geçinen, ülkücü geçinen diplomatların bir açıklaması var mı?

Bir eleştirileri var mı?

Yok.. İşkembeden sallamıyorum..

BM cenahından gelen bilgilerin üzerinden tam 24 saat geçtikten sonra, bu yazıyı kaleme alıyorum..

Bir tane CHP'li..

Bir tane İyi Partili isim, kamuoyunun önüne çıkıp da..

Haydi kamuoyunun önüne de çıkmasınlar..

Plajlardan, deniz kenarından, cep telefonu ile attıkları bir mesaj üzerinden, BM'yi kınasınlar.

Yok.. Bir tane adamları yok ki, BM'nin bakış açısını kınasın..

Montrö Sözleşmesi'ne sahip çıkıp, amiraller bildirisi imzalayan emekli amirallere bakın..

Emekli generallere bakın..

Kıbrıs harekatında görev almış emekli komutanlara bakın..

Bir tanesinden, “BM de, büyük terbiyesizlik yapıyor” anlamında bir tane açıklamaları var mı?

Türkiye'deki seçilmiş iktidara laf saydırmaya gelince, hepsi sıraya giriyor..

Emekli amirali.. Emekli diplomatı.. Emekli bürokratı.. Emekli siyasetçisi..

Sıra, Türkiye'yi boğmak isteyenlere “Haddinizi bilin” demeye gelince..

Bir tane Lozan'cı yok, ortalıkta..

O zaman soruyorum..

Bugünkü BMGK Dönem Başkanlığı'nın açıklamasına, itiraz edemeyenler.. Ses çıkaramayanlar.. 97 yıl önce yapılan Lozan Antlaşması'na, Türk tarafından bakmış olabilirler mi?

Hele hele..

Gazetelerinde, “Kıbrıs adımları.. Erdoğan'a BM'de kınama” diye başlık atanların, Türkiye lehine konuştuğunu kim iddia edebilir?

Bunlar dün de Yunan'dan yana idiler..

Bugün de Yunan'dan yanalar.

Yunan'dan yana oldukları için, Türkiye lehine, Rumların aleyhine karar alan Erdoğan'ı, BM'ye kınatıyorlar..

Erdoğan'ın kararını destekleyici tek kelime etmeden, “Yankıları sürüyor”diye söze girip, “Kınadığı açıklandı” diye bitiriyorlar..

Birkaç yıl geçsin..

Maraş'taki gelişmeler şöyle bir unutulsun..

Bakın, bugün utana utana Rumlardan yana haber üretenler..

BM cenahından çaktırmadan yapılan başkanlık açıklamalarını itiraz etmeden haberleştirenler..

Bu tavırlarını nasıl unutturmaya çalışacaklar..

Ege adalarında onu yapmıyorlar mı?

Lozan'da Yunan'a verilen adaların hesabını, şimdi AK Parti'den sormaya kalkmıyorlar mı?

Lozan'da statüsü tam belirlenmemiş üç tane kayalık üzerinden AK Parti'ye saldıranlara..

Soralım: “Bir Maraş, Ege'deki kaç bin kayalığa bedeldir?”

Ki.. “Şu kayalığa, Yunan asker çıkardı” diye tepinirken..

Şimdi Maraş'taki egemenliğimizi dünyaya haykıran Erdoğan'ı yalnız bırakıyorsunuz?

Hatta..

Erdoğan'ın karşı safında durmaktan, utanmıyorsunuz?