Restorasyonun bitmesiyle kalenin yeniden turizme kazandırıldığını, kazı çalışmalarının ise bu yıl da iki ay süresince devam edeceğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top, "Hoşap Kalesi'nden geçen sene başladığımız mescit kesiminde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Burada mimari buluntulara göre 3-4 açma şeklinde çalışmalarımız devam ediyor. Yoğun bir toprak tabakası var ve bunların altında kerpiç duvarlar çıkarak bir mekan tanımlamasına doğru gidiyoruz. Daha tam olarak zemine ulaşmış değiliz. Yalnız bu sene Batı uçta yer alan bir yapı ortaya çıkardık ve içerisinde temizlemeye başladık. Buradan farklı buluntularla da karşılaştık. Bunlar alçı süslemeler. Bu süslemelerin özellikleri çok zengin ve bu kalenin tamamıyla Osmanlı döneminde yapıldığına işaret eden izler ve o açıdan çok önemli. Hoşap Kalesi'nde hem geçen yıl bulduğumuz mimari doku üzerinde hem de yeni bulunan dokunun pasif onarımlar şeklinde sağlamlaştırma çalışmaları yapıyoruz. Yani 2 çalışmayı birlikte yürütüyoruz. Hem kazı çalışmaları hem de kısmı onarım ve restorasyon çalışmaları. Bunun için hemen hemen 15 tanesi işçi olmak üzere 25 kişilik bir ekiple çalışmalarımız devam ediyor" dedi.
"ŞU ANDA KALE ZİYARETE KAPALI"
Çalışmalarını Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile sürdürdüklerini ifade eden Yrd. Doç Dr. Mehmet Top, "Şu ana kadar Gürpınar Kaymakamlığı ve Belediyesi bize lojistik destek sağlıyor. Bunun dışında yerel olarak çok fazla desteğimiz bulunmuyor. O açıdan kalenin de ziyarete açılabilmesi için buradaki çalışmaların biraz daha hızlandırılması gerekiyor. Şu anda kale ziyarete kapalı. Mümkün olduğu kadar bizim burada çalıştığım süre içerisinde gelen ziyaretçileri hem çalışmalarımızı görmelerini hem de kaleyi görmelerini sağlıyoruz. Bu da gelen ziyaretçilerden bir memnuniyet veriyor. Bu açından Kültür ve Turizm Bakanlığının uhdesinde olan bu kalenin bir an önce resmi işlemlerinin yapılarak ziyarete açılması gerekiyor. Kalenin birde tabi hem yerelde çözülebilecek bazı sorunları var. Su ve elektrik gibi. Bunlarında hemen acilen giderilmesi gerekiyor. Biz bir takım desteklerle su ve elektriği şimdilik geçici olarak temin ettik. Bunların kalıcı olarak kalede sağlanması gerekiyor. Burada kale dediğimiz yapının batı tarafı daha önce burası tamamen toprak yığma tepe görünümünde idi. Buradaki toprağı kaldırmaya başladığımız zaman mekanlarla da karşılaşmaya başladık. Bunların hemen mescidin kuzey tarafından doğu-batı istikametine devam eden altı taş üzeri kerpiç bir duvar var. Biz bu duvarı baz alarak batı tarafa doğru çalışmalarımıza devam ediyoruz. Burada en az 4-5 metre bazen de 6 metreye yaklaşan dolgu toprak var. Bunu da kaldırmak zaman alıyor. Ama kaldırdığımız zaman da burada ciddi anlamda mekanların olduğunu da görmekteyiz" şeklinde konuştu.
"KALEDEKİ 16 VE 17. YÜZYILDAKİ İŞÇİLİK OLDUKÇA KALİTELİ"
Yrd. Doç Dr. Mehmet Top, "Tabi kalenin 2 kullanımı var. Bunlardan birisi 16 ve 17. yüzyıl. Bu dönem kullanımlarında mimari işçilik oldukça kaliteli. Ama daha sonra son dönem kullanımlarında ise biraz daha işçiliğin, malzemenin daha kalitesiz bir yapıda olduğunu görüyoruz. Mesela ilk dönem kerpiçleri oldukça düzgün duvar şeklinde çıkarken, son dönem kerpiçlerin oldukça ufalandıklarını, toprak yığınları haline geldiklerini görüyoruz. Buda biz dönem farkını tespit etmemize yarıyor" şeklinde sözlerini tamamladı.