'Vatanseverlik savaş suçlusu ilân edilmeğe kifayet ediyor'
'Ahlaken düşüklük bir övünme vesilesi oldu' diyen İsmet Özel, halkı Müslüman devletlerin siyasi bakımdan felç halinde olduğuna dikkat çekti.

Oluşturma Tarihi: 2024-05-13 17:46:42

Güncelleme Tarihi: 2024-05-13 17:49:12

İstiklal Marşı Derneği Başkanı Şair İsmet Özel gündeme dair yazısında Müslüman milletlerin durumuna ilişkin değerlendirmede bulundu.

Özeli'in yazısından önemli bir bölüm:

Yaratılmış her şeyin kaderini belirleyenin Allah olduğuna ve Muhammed'in O'nun resulü olduğuna iman edene mümin diyoruz. Mümin olmak Müslüman olmanın ilerisinde bir şeydir. Kelime-i Şahadet getiren hemen mümin oluvermez. Müslüman olan imana açılan kapıyı aralamış olur. İslâm ümmeti bir inananlar kalabalığı değildir. İslâm ümmeti bir tertip ve edep gerektirir. O tertibin ve edebin ürettiği müminler vardır ve Müslümanların idaresini üzerine almış kişiye Müslümanların değil, helal-haram ayrımına sadakatle bağlı müminlerin emiri denir. Bir hiyerarşi olduğu doğru ve fakat bu Allah'a yakınlığın tespit ettiği bir hiyerarşidir. İslâm tarihi dediğimiz zaman Müslümanların başına gelenlerin teferruatlı hikâyesini anlamayız. Anladığımız şey dünya siyasetinde müminlerin işgal ettikleri sahadır.

Müminler tarik-i dünya kişiler değildir. Onlar her Müslümanın sırat-ı müstakim üzere olup olmadıklarına dikkat ederler. Gösterdikleri dikkat dünyada olup biten her şeye müdahalelerini gerektirir. Elleri ve dilleriyle dünyayı hak ettiği yere oturturlar. Müminlerin başarıları insanlığın başarılarıdır ve tam tersi. Bugün Amerikan üniversitelerinde ve birçok başka eğitim kurumunda cereyan eden Filistin taraftarı hareketler bazılarını teselli ediyor. Bu teselli gülünçtür. Hiç kimse halkı Müslüman devletlerin siyasi etkinlik açısından tedricen felç edilmiş olmalarını bir söyleme dönüştüremiyor.

"VATANSEVERLİĞİ SAVAŞ SUÇLUSU İLAN EDİLEMEĞE KİFAYET ETTİĞİNİN FARKINDA MISINIZ?"

Dünyanın çirkinliğini tebarüz ettiremediğimiz zaman hayatın güzelliğinden istifade edemeyiz. Dünya gerçekten çirkin midir ve neden olsun? Hadisenin insana mahsus şerefle doğrudan irtibatı var. İnsana eşref-i mahlûkat denilmesinin sebebi diğer bütün canlıların aksine onun ağzını yiyeceğine götürmeyip bilakis yiyeceğini ağzına götürmesindedir. Diyeceksiniz ki, mevcut durum bunun tersini aksettiriyor. Evet, ne yazık ki öyle. Geçim sıkıntısı yaftası altında insanlar dünya zevklerinin esiri haline gelmişler. Bu rotanın zayıfladığına değil, günden güne kuvvet kazandığına şahit oluyoruz. İnsanlar şereften mahrum kalma durumundan etkilenmiyor. Ahlaken düşüklük bir övünme vesilesi oldu. Yakın zamanlara kadar duvarları renklendiren bir sigara reklamı vardı: “Nerede bir erkek varsa orada Marlboro vardır”. Günümüz bu boğuntuyu taçlandırdı. Vatanseverliğin savaş suçlusu ilân edilmeğe kifayet ettiğinin farkında değil misiniz?

Dünyanın çirkinliğinde karar kılmamız insanlığımızı korumanın ön şartıdır. Evet, karar kılmak… İnsanoğlu dünyaya boş yere gelmemiştir. Bir görev gereği buradayız. Kendi vücudunuza bir bakın. Öne çıkmak üzere yaratılmışız. Türkler “Baş ol da, soğan başı ol” demişler. Gücümüzün kaynağı hayatın kendisidir. Ahlâk fırsatçılığın terkiyle tekemmül eder. Hangi iş üzerindeysek o işin en iyisini başarmağı hedef edinmeliyiz. Zirve her zaman münhaldir. Bâtıl itikatlar üzerinden üstünlük edinilmez. Eğer kâinatın işleyişinin Allah'ın elinde olduğundan habersiz iseniz ve Allah resulünün dünya düzenine hangi yeri tahsis ettiğinden haberiniz yoksa elinizden hayır sadır olmayacaktır. Önce Müslim ve gayri-Müslim ayrımının gerçekliğe dönüştüğüne şahit olmalıyız. Sonrası gelir.

Kaynak: istiklalmarsidernegi.org