Babaoğlu'nun “Belliydi, dinletemedik, oldu!” başlıklı bugünkü yazısından ilgili bölüm:
2020 ilkbaharıydı. Hayatın kapatılmasına karşı çıkan bir avuç insandık... Psikolojik ve sosyal sonuçlarını geçtim, akla hayale gelmeyecek ekonomik sonuçlara yol açmasından endişeliydik. "Çin'de bir iş dönüyor, bu videolardaki görüntüler gerçek olamaz" dedik, güldüler, marjinal saydılar. Şimdi tersini düşünen kalmadı! Hatırlayın, serinkanlı İngilizler ve akılcı Almanlar panik içinde otoparklara sahra hastaneleri kurdular ama beş ay sonra o hastanelerin sessiz sedasız kapatıldığını kimse haber yapmadı. Sonucu görüyorsunuz. Virüs zaten aşıları bile takmıyor, bildiği yolda ilerliyor. Gıda ve ihtiyaç malzemeleri tedarik zinciri koptu. Dünyayı etkisi altına alan yüksek enflasyonun geçici olacağını söyleyen tek bir ekonomist bile kalmadı. Dev ketçap ve mayonez firması bile "Çok sert bir yokluk geliyor" açıklaması yaptı... Şimdi soruyorum: 2022'nin muhtemel sarsıcı tablosu içinde 2020 Mart'ının "kurullar"ıyla işleri yürütebilir miyiz?
Karşınıza "iklim mücadelesi ve yeşil mutabakat"a kesin inançlı tipler çıkarsa, uzun uzun onlara bakıp gülümseyin ve geçen hafta içinde Çin'in sadece tek bir gün içinde 12 milyon ton kömür ürettiğini söyleyin. Sonra yürüyün gidin, yolunuza...
Sabah